9; "Komutan Jeongguk'a da haber vermemi ister misiniz?"

12.1K 1.4K 1.3K
                                    

Merhabalar

Hatırlatma: Jeongguk alttaki fıstığı reddetmişti.

Hatırlatma: Jeongguk alttaki fıstığı reddetmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hatırlatma bitti 😇

Ve kontrol edemedim. Hatalarım varsa şimdiden özür dileriiiiiim🙏

Değerli yorumlarınızı esirgemeyin
Keyifli okumalar^^

..................

İçimden mırıldandığım ezgi sona yaklaşıyorken daha fazla dayanamayıp sıkıntılı bir nefes aldığımda huysuz bir edayla gözlerimi açtım. Şımarık bir tutum sergilemem umurumda olmazken yüzümle uğraşmaya devam eden omega yardımcım Bo Young'a çatık kaşlarımla baktım.

"Bitmedi mi şu saçmalık?!"

Titreyen göz bebekleriyle çok az kaldığıyla ilgili bir şeyler mırıldandıktan hemen sonra elindeki pufu, pudraya batırdı. İşini bilircesine; telaşlı haline tezat bir şekilde sakince göz altlarıma sürmeye başladığında ise tekrar birbirine yasladım kirpiklerimi.

Makyaj yapmaktan nefret etsem de çirkinleşen yüzümü saklamanın başka bir yolu yoktu. Bu nedenle katlanıyordum.

Günler sonra odamdan çıkıyor olmam etrafımdaki herkesi mutlu etmiş gibiydi. Benimle uğraşmaktan bıktıklarını böylesine bariz davranışlarla göstermeleri göz devirme isteğimi körüklüyordu.

Üzerimde gitmek bilmeyen bir agresiflik vardı. Fakat nasıl oluyorsa aynı zamanda dinginleştiğimi de hissediyordum. Bunu, basite indirgeyecek olursam da agresif tavırlarımdan hemen sonra üzerime bir dinginlik çöküyordu. İyice dengesizleşip huysuzlaşmıştım.

Bo Young yanımdan uzaklaşıp eserine son kez baktı, memnun kalmış olmalı ki hafifçe gülümsedi. Onay bekleyen beni fark ettiğinde ise hızla başını salladı. Kendime bakmam için uzattığı altın işlemeli aynayı alıp yüzümü detaylıca inceledim. Fakat görmeye bile katlanamadığım gerçek ile yeniden karşılaştığımda öfkeyle masaya bıraktım.

Hala çirkindim!

Dudaklarım, sinirlerimin bozuk olduğunu haykıran korkunç bir kıkırdamaya evrildi. Oturduğum sandalyeden kalktığımda odadaki üç omega kirpiklerinin altından bana korkuyla baktı. Bu beni daha da öfkelendirdi. Herkesi güzelleştirdiği söylenilen pudrayı düşünmeden duvara fırlattım. Beni kandırmışlardı! Yere düşüp dağılmasını önemsemeden kaslarımı gevşeten uğursuz bir huzurla arkamı döndüm ve siyah geceliğimin ince iplerinin omuzlarımdan düşüşü eşliğinde günlerdir bana arkadaşlık eden yatağıma uzandım. Kusma isteğimin önüne zar zor geçebildiğimde ise acıma belirtisi bile göstermeden avuç içlerimle göz altlarımdaki pudranın kalıntılarını silmeye çalıştım.

"Banyoyu hazırlayın!"

Bir iğrenç döngü daha. Sahi, kaç gün olmuştu? Bir hafta? İki hafta? Belki de dört hafta? Hatırlamıyordum. Saymayı en son bıraktığımda bu odadaki on dördüncü günümdeydim. Baştan saysam bile hiç kimse yokluğumu fark etmezdi. Evet...evet sorun yoktu! Ben iyiydim.

Begonvil ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin