Bu kadar erken atmamın nedenini bölüm sonunda anlatıcam hemen bölüme geçelim.
Medyadaki şarkıyı dinlerken yazdım okurken dinleyebilirsiniz. Bölümle pek alâkası yok ama olsun xjsnhdzb
İyi okumalar ❤️❤️
_____
Yatakta yatan zayıf ve yaralarla kaplı bedenin kendini Taehyung'un kolları arasında karanlığa bırakmasının ardından toplamda dört gün geçmişti. Taehyung bu dört gün boyunca Jungkook'un başından bir kere bile ayrılmamıştı. Çok büyük suçluluk hissediyordu çünkü onu bu duruma kendisi getirmişti. Pürüzsüz ve bembeyaz tenindeki yara izleri, gözünü boyayan evren kontrolü uğruna verdiği emirlerin sonucuydu.
Tüm evrene sahip olsa ne değişirdi, kendi evreni olan bu melek onun gözlerine korku ve nefretle baktıktan sonra...
Onun evreni bu savunmasız melekti ve bunu çok geç fark etmişti. Günlerdir insanlığın başlangıcında isyan ettiği Tanrı'ya yalvarmasının tek sebebi yatakta yatan savunmasız bedene bir şey olmaması içindi.
İblisler çağırdığında odadan çıkarken hüzünlü gözlerle baygın bedene bakıyordu. Taehyung korkuyordu hemde çok korkuyordu, Jungkook'u kaybetmekten, bir daha gözlerine sevgiyle bakmama ihtimalinden, sesini duyamamaktan, gülümsemesini görememekten çok korkuyordu.
_____
Baekhyun günlerdir içinde olduğu odadan bir kere bile çıkamamıştı. Oda demek doğru olmazdı çünkü yatak, masa, kalemler, kağıt ve birkaç kitaptan başka hiçbir şey yoktu. Her yer bembeyazdı ve bu yüzden kafayı yemesine sadece birkaç gün kalmıştı. Başka hiçbir renk görmüyordu. Üzerindekiler, kalemler hatta kitapların kapakları bile beyazdı.
Beyaz dışında tek gördüğü renk kalemlerin uçlarındaki, en başında Chanyeol'ün odaya bıraktığı kutudaki siyah boya ve kitap yazılarındaki siyahtı ama o da çok azdı. Odada hiçbir pencere yoktu sadece tavanda beyaz lambadan ışık geliyordu. Mavi gökyüzünü, ağaçları, güneşi, çimleri, kısaca özgürlüğü özlemişti. Cehennem ve dünya zamanı aynı değildi, dünyada zaman çok daha hızlıydı.
En baştaki şüphelerinde haklıydı ama ne Jungkook ne de Jimin onu dinlememişti. Onlara ne olduğunu çok merak ediyordu, ne durumdalardı, ne yapıyorlardı, Taehyung ve Yoongi onlara zarar vermişmiydi? Bu sorularının cevabını uzun bir süre daha alamayacak gibi hissediyordu.
Dünyada toplam olarak üç ay geçmişti ve Baekhyun üç aydır burada kapalıydı. Başka yapacağı hiçbir şey olmadığından dolayı üçüncü haftadan itibaren cehennem ve dünya arasındaki zaman farkını bildiği için orada kaç gün geçtigini hesaplamaya başlamıştı. Cehennemde toplamda iki ay geçmişti. Eğer bu duruma cehennemde düşseydi ve cehennemde üç ay kalsaydı daha kötü bir durumda olacağını biliyordu çünkü orada günler yirmi dört saatten çok daha uzundu zaman farkının sebebi bu yüzdendi.
Birkaç dakika sonra beyaz kapı açılmış ve içeriye birisi girip yemeğini masaya bırakıp geri çıkmıştı.
Gözlerini boya kutusuna dikti. Burayı simsiyaha boyayabilir yada istediğini yapabilirdi en başından beri. Yapmayı denemişti ama beyazı kirletemiyordu. Siyah boyadığı yerleri birkaç saat sonra tekrardan beyaza boyamıştı kendi elleriyle. Chanyeol kendisine söylemişti, buradan tek bir çıkış vardı o da odada tek bir beyaz yer kalmayana kadar her yeri siyaha boyamaktı. Sonuçta meleklere ve iblislere göre yüzyıllardır beyaz iyilik ve masumiyetti ama siyah ölümü ve kötülüğü temsil eden renkti. Delirmeden bir an önce buradan kurtulmasının tek yoluda beyazı kirletmekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAINFUL | °Taekook (+18)
FanficJungkook karanlık ile aydınlık arasındaydı ve birini seçmek zorundaydı. Hangisini seçerse seçsin acı çekecekti. ••• "Ağlama meleğim... Yanaklarından süzülen damlalarda açan acı çiçekleri en büyük kâbusumun temelini inşa ediyor." Başlangıç: 18/12/202...