33 | #İkiAşıkOrtak

573 35 154
                                    

"Alo birader naber?......... İyilik çok şükür,  ben şimdi evden dönüyorum. Kapora verdi, sen ilanı çekersin müsait olunca........ Aynen kardeşim.......... Ee doktor ne dedi sizin?........... Tamamdır birader, ben arka sokaktayım şuan geliyorum. Gelince konuşuruz........... Eyvallah."

Telefonu kapattıktan sonra radyonun önündeki boşluğa koyup vitesi attırdı. O gece Defne ile konuşup, anlaştıktan sonra daha çok dikkat ediyorlardı. Genelde ya büroda ya da Defne'nin evinde vakit geçiriyorlardı. Bu gizlilik durumu her ne kadar istemediği bir şey olsa da mecbur böyle devam etmeliydiler. Aksi takdirde Halit ve Nalan rahat verecek gibi görünmüyorlardı. 

Henüz kimse onları ayrı bilmiyordu. Annesine sadece uzak durmaya tamam demişti. Ama daha inandırıcı olması için akıllarında bir plan vardı. Defne ile yeniden planın üstünden geçmeleri için yoldan gözlerini ayırmadan telefonunu eline alıp, rehbere girdi. Defne'nin numarasının üzerine tam basacak iken gözüne sağ tarafta park edilmiş bir şekilde duran Defne'nin arabası çarptı.

"Allah Allah, burada ne işi var ki?"

Aramayı bırakıp yavaşça frene bastı. Normalde bu saatlede büroda olması gerekirdi. Başını eğip etrafa bakınırken kırık bir tabela gördü. Daha sonra da kapının üzerindeki küçük 'Barkod' yazısı.

"Şimdi anlaşıldı."

Başını sallayıp gülerken arabayı ilerletti. Defne'nin arabasının hemen arkasındaki boş yere yanaştırıp kontağı kapattı. Aklına gelen fikir ile daha da gülüp arabadan indi.

Uzun zamandır aklındaydı fakat bir türlü vakit bulamamıştı. Ee fırsat ayağına gelince bunu değerlendirmesi gerekiyordu. Arabayı kilitleyip, adımlarını dükkanın giriş kapısına doğru yönlendirirken gözlerini kısıp içeri doğru baktı. Arkası dönük bir sandalyeye oturmuş güzeller güzeli sevgilisini görünce dudağının kenarını kaşıyıp kapıya uzandı.

Hafif açıp içeri girdiğinde Defne sesi duymamıştı anlaşılan, arkası dönük öylece oturuyordu. Kapıyı geri kapatıp muzip bir ifade ile yaklaşırken hafif boğazını temizledi.

"Öhöhö! Merhaba Defne Hanım, bir ortağa ihtiyacınız varmış sanırım. İlanınızı gördüm, bir gelip şansımı deneyeyim dedim."

Defne bakışlarını yere sabitlemiş dalgın bir şekilde düşünürken, duyduğu ses ile şaşırmıştı ve hemen kaşlarını çatarak arkasını döndüğünde çarpık bir şekilde gülerek kendisine bakan sevgilisini görmesi bir oldu.

Canının oyun istediğini anlayınca kendisi de gülümseyip ayağa kalkarken kollarını önünde bağladı. Ömer'in tam önüne gelip aynı onun gibi muzip bir ton ile konuşmaya başladı.

"Yaa evet! Bir zamanlar arıyordum da, işte bazı kişilerin hmmm nasıl diyeyim.... Öküzlük! Evet evet, yaptığı öküzlük yüzünden vazgeçmek durumunda kaldım. Ve bu nedenle ilan da vermedim, yanlış geldiniz herhalde. Buyrun kapı orada."

Defne imalı bir şekilde elini kaldırıp kapıyı gösterirken,  Ömer onun bu hâline daha da gülmüştü. Anlaşılan bu tatlı oyunu sevgilisinin baya bir hoşuna gitmişti ki devam ettiriyordu.
Çapkın bir hâlde, birkaç adım atıp daha da yaklaştı.

"Oww ama Defne Hanım taşları baya sert atıyorsunuz, olmuyor böyle bak kalbim kırılıyor."

Bilerek dudağını büktüğünde , Defne derin bir nefes alarak aynı hızda devam etti. Ee sonuçta hak ediyordu sevgilisi, az mı günlerce acı çekmişti? Şimdi acısını çıkarmak gerekiyordu.

"Ee birileri de benim tabelama taş atıp kırmıştı, gerçi ben onun gibi yapamam kıyamam da mecazen çok güzel yaparım."

Aldığı tatlı ve imalı cevaplar daha da gülmesine sebep olurken hızlıca karnını tutup hafif eğildi. Defne şaşkın bir şekilde bu ani hareketine bakarken konuşmaya başladı.

HERKES DUYSUN; SENİ SEVİYORUM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin