49 | #Birİşaret

605 41 179
                                    

Zorlu geçen bir saatin ardından, umudun bittiği an da Defne elini kıpırdatarak bir tepki vermişti. Doktor tepkiyi görünce derin bir nefes alıp söylediğinde herkes mutluluk gözyaşlarına boğulmuştu. Birbirlerine sarılarak şükür etmişlerdi.

Birkaç kontrolden sonra normal odaya alınmıştı. Ufuk ve Aysun girip gördükten sonra hastaneden ayrılmak zorunda kalmışlardı. Batu da içeri girmeye yeltenmişti ta ki bakışları Ömer ile karşılaşıncaya kadar. Ömer'in alev çıkan bakışlarını görünce olay çıkmaması adına oradan sessizce ayrılmıştı. Işıl-Cantuğ ise birlikte eve gitmişlerdi, Zilli ve Sonja'ya bakmak için.

Şuan Ömer koridorda öylece oturuyordu. Elif, Defne'nin yanındaydı. O ayrıldıktan sonra  karısının yanına gidecekti. Yoğun bakımdan çıkartılırken görmüştü, sedyenin yanına  gitmişti o güzel kızıl saçlarını sevmişti ama doyamamıştı işte. Onsuz üçüncü günü oluyordu neredeyse, nasıl doyabilirdi ki saniyelik görmekle.

Ayak sesleri duyduğunda başını yerden kaldırıp kendisine doğru gelen annesine baktı. Beliz'le konuşmak için yanından ayrılmıştı.

"Oğlum ben gideyim artık, Ecrin durmuyormuş bir türlü. Sakinleştirmeye çalışacağım."

Nalan sandalyeden çantasını alırken Ömer de ayağa kalkıp elini annesinin omzuna koydu. Yavaşça okşarken konuştu.

"Tamam annem git sen, eğer ikna olmazsa arayın. Bir de ben konuşayım."

"Tamam yavrum, hadi görüşürüz. Bir haber olursa ararsın."

"Ararım, dikkat et kendine."

Diyerek annesinin yanağına öpücük bıraktı. Nalan da kendisini öptükten sonra yanından ayrılıp çıkışa doğru ilerlemişti. Annesi gözden kaybolduktan sonra yavaşça arkasındaki duvara yaslandı canı sıkkın şekilde. Artık Defne'nin uyanmasını istiyordu. Her ne kadar dik durmaya çalışsa da dayanacak gücü kalmamıştı. Doktorlar ilerleyen saatlerde uyanır demişti ama hâlâ bir hareket yoktu.

Kolay da değildi elbet. Başını çok sert vurmuştu. Normaldi bu kadar uyuması, uyutulması. Çünkü çok ilaç verilmişti acısı dinsin diye. Hâliyle onlarda uyumasını tetikliyordu. Gözlerini kapattığında gözlerinin önünde Defne belirdi birden. Karısının gülümseyen yüzü gözlerinin önündeyken iliklerine kadar özlediğini bir kez daha fark etti.

"Az kaldı sevgilim."

Dedi Defne kısık sesiyle. Az kaldı sevgilim.... Az kaldı sevgilim... Ömer kulağında dönen bu ses ile gözlerinin önünde beliren karısına baktı. Yüzündeki güven veren gülüşü #Birİşaret 'ti, hissediyordu.

Defne'nin birden kaybolması ile gözlerini açıp etrafa bakındı. Hastanenin bomboş koridoruna bakarken kulağında Defne'nin sesi yankılanıyordu hâlâ. Uyanacaktı karısı, 'az kaldı sevgilim.' demişti. İşaretti işte bu. Yeniden karısının bal gözlerini görecekti.

Ömer içine dolan büyük bir mutluluk ile yavaşça duvarın dibine çöktü. Eli boynundaki kolyesine gelirken yavaşça zincirini tutup tişörtünden dışarı çıkardı. Ucunda duran alyansına bakıp kocaman gülümsedi. Alyansını dudaklarına götürüp öperken sessizce konuştu.

"Bekliyorum sevgilim... Bekliyorum seni."

~

Elif kızının saçlarını okşarken aynı zamanda askıda olan koluna minik öpücükler bırakıyordu. O kadar çok özlemişti ki kızının bıcır bıcır hâline, böyle hareketsiz yatmasını kaldıramıyordu kalbi.

"Kızım... Güzel kızım benim.... Pamuğum... Hadi uyan artık annem, lütfen... Bu üç gündür uyuman yetmiştir sana. Kalk, iyiyim ben de. Tatlı tatlı bak bize. Bizde seninle birlikte derin bir nefes alalım yavrum."

HERKES DUYSUN; SENİ SEVİYORUM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin