Kurguda geçen Minho oppa bu arkadaşlar.
Bu da Minhyuk oppa.
Sizi seviyorum yorumlarınızı bekliyorum.
Hepiniz öpüldünüüüüz..
"Biz de seni bekliyorduk!"
İçeriden gelen sesi umursamadan açılan kapıdan içeriye girdiğimde Sehun beni takip etti. Üstümdeki kaban'ı çıkartma gereği duymadan gözlerimi yüksek tavan'da ve cilalı zeminde dolaştırıp derin bir nefes aldım.
Salona girdiğimde beni ilk karşılayan babam oldu. Kısaca ona sarıldığımda, "Hoş geldin." diye mırıldandı. Buraya genel olarak gelmediğim için şimdi çok mutluydu.
Koltukta oturan Bayan Moon, elinde karıştırdığı dergiyi bırakıp ayağa kalktı, siyah eteğini çekiştirip topuklu ayakkabılarının üstünde bana yaklaştı. Yüzünde samimiyetsiz bir gülümseme vardı. "Tatlım, seni gördüğüme ne kadar sevindim anlatamam." dediğinde az kalsın gözlerimi devirecektim. "Neden hiç gelmiyorsun?"
"Aynen, neden hiç gelmiyorsun?" dedi Minhyuk.
Kendisi abim oluyordu ama birbirimizden hiç haz etmiyorduk. O benim aksime, benden almak istediği bir şeyler olduğu için yalancı samimiyetini ortaya çıkarmaktan geri durmazdı. Ben ise ondan ne kadar rahatsız olduğumu belli etmekten çekinmezdim.
"Yüzünü görmek istemediğim için olabilir belki." dedim ve koltuğa oturdum. Gözlerim Sehun'a çevirip çaprazımdaki koltuğu işaret ettiğimde beklemeden o da oturdu.
Üstündeki meraklı bakışları hissetmiş gibi, "Sehun." diye tanıttı kendini.
"Biliyoruz, babam söyledi." dedi Minhyuk. "Korumasıymışsın Luhan'ın."
"Minho nerede?" diye sordum onu umursamadan. Gözlerim babamın üzerindeydi. O daha cevap veremeden Minho merdivenlerden indi ve salona adımladı. Yorgun görünüyordu, okuldan yeni gelmiş olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm with you / HunHan
Fanfiction"Kimin, kimi öldürdüğünü bilemeyiz ancak birilerinin seni öldürmek istediğine eminiz." dedi ifadesiz suratıyla öylece gözlerimin içine bakarken. "Üzgünüm Luhan. Şahit olduğun cinayetin sorumlusunu bulana kadar, yürüdüğün yol'da sana eşlik etmek zoru...