Selam aşklarım nasılsınız?
Tşk ederim ben de iyiyim.
Sizi bu bölümle baş başa bırakırken ufak bir ricam var o da yorum almak....
Canım çok sıkılıyor okuyup yorum yapın olur mu? Hadi görüşürüüüüz...
Uzandığım yerden gözlerimi tavanda dolaştırırken sırıttığımın farkındaydım ama bunun önüne geçemiyordum. Başım çok fazla ağrıyordu. Bu normal zamanlarda hissettiğim ağrıya hiç benzemiyordu ama neden her zaman olduğu gibi huysuz değildim anlamıyordum.
Aslında anlıyordum.
Sebebi Sehun'un söylediği ve yaptığı şeydi.
Dün gece beni öpmüştü üstelik hiçbir bahanesi yoktu. Sessiz bir kıkırdama dudaklarımdan dökülürken yatağın içinde tepinerek ellerimi yüzüme kapattım. İçim içime sığmıyordu bir türlü.
"Luhan?"
Yatağın içinde tepinirken duyduğum sesle sanki basılmışım gibi öylece kaldım. Ardından başımı çevirip kapıya baktım ve orada Sehun'u gördüm. "Hım?" diye mırıldandım yanaklarımın kızarmaması için içimden yalvarırken.
Bir bana bir de yataktan düşmek üzere olan yorgan'a baktı. "Ne yapıyorsun?" diye sordu kaşlarını çatarak. Üstünü çoktan giyinmişti. Sanki dışarıya çıkmış gibi bir hali vardı.
Yatağın içinde doğruldum. Alnıma dökülen saçları çabucak geriye iterken bir süre etrafıma bakındım ve sonra gülümsedim. "Egzersiz." dedim kaşlarımı kaldırarak. "Hep yaparım."
Gülecek gibi oldu ama bozuntuya vermeden, "Egzersiz?" diye tekrar edip boğazını temizledi.
"Hıhı... Sen niye geldin?"
Derin bir nefes alarak odanın içine biraz daha girdi. "Marinaya geldik... Diğerleri çıktılar. Seni uyandıracaklardı ama ben istemedim. Kaptan birazdan gelir, kahvaltı yapalım. Onun için uyandırmaya gelmiştim." dedikten sonra sırıttı. "Gerek yokmuş oysa. Sen egzersiz yapmaya bile başlamışsın."
"Kaptan nereye gitti?" diye sordum benimle alay etmesini umursamadan. Hemen ardından ayağa kalktıktan sonra ayakkabılarımı giydim.
"Yemek yiyecekmiş... Burada kalmasını söyledim ama bir saate döneceğini söyledi." dediğinde ona yaklaşıp koluna girdim ve başımı omzuna koydum.
"Of Sehun, başım çok ağrıyor." dedim ikimizi de odadan çıkartırken.
"O kadar çok içersen olacağı buydu tabii." derken üst kata çıkıyorduk. Ona cevap vermediğimde derin bir nefes aldı ama huysuz ifadem üst kattaki masayı görene kadar sürmüştü.
Gözlerim birden ardına kadar açıldı, heyecanla Sehun'un kolundan ayrılıp, "Oha..." diye fısıldadım. "Bu kadar şeyi kim hazırladı?"
"Yani senden ve benden başka kimse olmadığına ve sen de uyuduğuna göre ben." dedi Sehun birkaç adım arkamda dururken. Onu umursamadan küçük masanın etrafına oturduğumda karşıma geçti.
"Mükemmel görünüyor. Epey beceriklisin sen bu konuda." dedikten sonra gözlerimi ona çevirdim ve surat astım. "Neyse ya, küsüm ben sana."
"Nedenmiş o?"
"Çünkü beş dakikadır güzel olduğumu hiç söylemedin." diye homurdandım masanın üstündeki yemeklerden tabağıma alırken. "O adam olsa söylerdi."
"Hangi adam?" Bu soruyu ters bir sesle sorduğu için gülerek ona bakmak istedim ama bunu engelleyip duymazdan geldim. "Luhan?"
"Hı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm with you / HunHan
Fanfiction"Kimin, kimi öldürdüğünü bilemeyiz ancak birilerinin seni öldürmek istediğine eminiz." dedi ifadesiz suratıyla öylece gözlerimin içine bakarken. "Üzgünüm Luhan. Şahit olduğun cinayetin sorumlusunu bulana kadar, yürüdüğün yol'da sana eşlik etmek zoru...