hey, duz yazida bok gibiyim, peki sen nasilsin?
-
"hayır, ben babamın yanına gitmek istiyorum. sıkıldım!"
rosamund kolumu çekiştirirken bende bay watson'ın verdiği lunapark paraları ile kendime kaç tane noodle alabileceğimi hesaplıyordum; çünkü rosamund sadece dört tane oyuncağa binmişti ve hemen sıkılmıştı..
tanrım, oradaysan, neden çocuklar böyle? sana soracağım, tanrım. ahirette yapılacaklar listeme bir tane daha madde eklendiğimde rosamund'a döndüm.
"eve gidemeyiz daha çünkü babanlar şu an çarşıda."
"ne çarşısı be?" ağlayacağını hissettiğim o an onu kucaklayıp otobüs durağına doğru yürümeye başladım.
"şimdi tıp oynuyoruz tamam mı? kazanan dondurma yiyecek."
"iyi, peki, çok istiyorsan." o mu çocuktu yoksa ben mi?
"bir, iki, üç, tıp." sonunda otobüs geldiğinde sessizce bindik ve kucağından indirip yanıma oturttum sarışın kızı.
"camı açabilir miyiz?- oh, konuştum! olamaz.. dondurma yiyemeyeceğim.." sahte bir üzüntü ile rosamund'a döndüm, sevinmişe benziyordu.
sonuçta sessiz bir kız olduğu hâlde bu oyundan nefret ediyordu. ama yine de karamelli dondurma için her şeyi yapardı.
"hah! ben kazandım işte. iki top karamelli istiyorum, teşekkürler şimdiden." ona yan bir bakış atıp önüme döndüm.
dondurmacı eve yakındı bu yüzden o dondurmasını yerken bende bay watson'a erkenden geleceğimize dair bir mesaj atacaktım.
bay john, bay sherlock'a sürpriz hazırlıyordu yıl dönümleri için ve rosamund pek sır saklayıcı biri olmadığı için bugün onu oyalamam gerekti.
"inelim bakalım, küçük." elinden tuttuğumda otobüsten indik ve dondurmacının önüne yürümeye başladık.
"iki tane karamelli, lütfen." dondurmacı adam hızlıca dondurmayı hazırladı ve elime verdi. dondurmayı rosamund'a verdim ve hemen kapıp zıplayarak bir banka oturdu.
saat altıya geliyordu, ama geceleri sınavlar yüzünden pek uyuyamadığım için uykum var gibiydi ve ilaçlarımı zar zor alıyordum bile.
rosa dondurmasını yerken bende bay watson'ı aradım hemen.
"aradığınız kişiy-" pekâlâ o zaman bende eve gidip rosamund'a çaktırmadan durumu açıklamaya çalışacaktım.
"bitirdin mi?"
"ben hızlı yiyemiyorum, tamam mı? iki topu yarım saniyede yemen senin sorunun." ona gülüp önüme döndüm ve bay john'u tekrar aramayı denedim.
beş kere başarısız arama sonucu rosamund dondurmasını bitirmişti ve bizde eve yürüyorduk.
sonunda apartmana girdiğimizde hemen rosamund'a döndüm,
"pekâlâ, şimdi beni burada bekleyeceksin çünkü baban senin için bir sürpriz hazırlamış olabilir tamam mı?" kız sevinçle elini çırparken kafasını salladı ve merdivene oturdu. elimdeki yedek anahtarı -iki buçuk ay sonucu yedek anahtarım olmuştu- kapıya sokup açınca sesler duymaya başladım.
seslerin inleme olduğunu anlayıncada hemen sessizce kapıyı arkamdan kapattım ve ses gelen odaya doğru yavaşça yürümeye başladım.
maalesef ki (kesinlikle kendimle gurur duymadığım zamanlarımda) küçük hırsızlıklar yaptığım için çevik ve sessiz biriydim. bu yüzden adımlarımı nazik atarak zaten aralık olan kapıya doğru baktım.
john watson biriyle sevişiyordu ve bu kişi bir kadındı.
-
james karakteri biraz garip biri ama sakin onu suclamayin benim icimdeki american horror story fani
🗣️dilf and milf lover🗣️ kisiligimi suclayin.
koskocaman elvedalar yaladim ✋🏽🚶🏽♀️🥱
ŞİMDİ OKUDUĞUN
babysitter ‣ sheriarty !!
Fanfictionjames moriarty x sherlock holmes au ship book. - james, sherlock ve john'un kızı rosamund'a bakıcılık yapıyordu. ama olay göründüğü kadar basit değildi, john her zaman sorun çıkarıyordu. çünkü bilirsiniz; john watson her zaman kötü şeyleri kendine ç...