-
"bıçak fobisi olan sensin, ben değil, bayım."
kolunu tutan kişinin sherlock olduğunu anladığında şoktan bıçağı düşürdü. tüm görüntüler kaybolmuştu şimdi. tek sherlock vardı. "bana yardım et." derken kolunu kurtarıp kendini yere attı ve oturup dizlerini kendini çekip ağlamaya başladı.
"ilaçlarımı almıyordum, özür dilerim. sakın rosamund'a söyleme olur mu? bana çok kızar.." sherlock çocuğun yanına oturmuş onu dinliyordu şimdi.
"söylemem, nasıl istersen, ama arabada bekliyor ve neden ağladığını soracak."
"GELMESİN!" james ayağa kalkıp lavaboya koştu ve yüzünü yıkadı hemen. ardından yerdeki bıçağı almaya yeltenecekti ama cesaret edemedi. bunu farkeden sherlock bıçağı alıp geri yerine, çekmeceye koydu ve james'e döndü.
"tamam, hadi gel, ilacını alalım. olur mu? yanındayım ve rosa bir şey bilmeyecek." sherlock, james'in yanına gidip sarıldı.
"evet.. ilacımı alacağım, rosa bir şey bilmeyecek, yanımdasın. ilacımı alacağım, rosa bir şey bilmeyecek, yanımdasın. ilacımı alacağım.." tekrarlanması mırıldanmaya dönüştüğünde kendisine sarılmaya bıraktı. adam sanki ona ilaç gibi geliyordu diye düşünürken yine charlie'yi gördü. aniden geri çekilince ilaçlarını almak için salondaki sehpaya koştu ve iki tane hapı ağzına atıp koltuğa oturdu.
sherlock ani hareketleri üzerine onun peşinden gidip yanına oturdu ve elini çocuğun omzuna koydu destek verircesine. "başka ilacın var mı?" james kafa sallayınca ayağa kalktı ve lavaboya doğru yürüdü. dolap kapağını açtığında seslendi.
"adı nedir?"
"valvoren*." sesi çıktığı kadar lavabodaki adama geri seslendi. sherlock elinde bir hap ve su ile geldiğinde kocaman bir minnet duydu james. ne yani sherlock da mı cidden arkadaşıydı şimdi onun? yardım mı ediyordu şimdi ona?
"teşekkür ederim." derken içti hapını suyla ve boş bardağı sehpaya koydu. koyar koymaz bitkin çocuğun kendisine sarılması üzerine irkildi sherlock. ama karşılık vermesi uzun sürmedi. kaldılar bir süre böyle. sherlock, james'i böyle görmek istemiyordu asla. keşke başından beri yanında olsaydım diye düşündü. başından beri..
"anlatmak ister misin?" hâlâ sarılmış duruyorken sordu sorusunu.
"hayır." daha değil, böyle kalmak istiyordu bir süre. anlatarak anı bozarsa şuan ki psikolojisi de daha çok bozulurdu.
"tamam.."
sarıldılar. ayrılmadılar dakikalarca. james her ne kadar ilacını alsada ilaçları hemen etki etmediği için kulağında charlie'nin bağırışları ile şans eseri kollarının sardığı adamın yanında uyuyakaldı. sherlock asla rahatsız etmeden onu oturdukları koltuğa yatırdı, üstünü örttü ve çekmecedeki bıçağı alıp arabasına döndü.
uyuyakalan sadece james değildi. rosamund da arka koltukta uyuyakalmış bu kadar geç saate kadar uyanık kalmaya alışık olmadığı için horul horul uyuyordu.
elindeki bıçağı arabanın bir bölmesine attı. ardından kızını kucağına alıp james'in evine geri girdiğinde rosamund'ı james'in yattığı koltuğun çaprazındaki koltuğa yatırdı ve onunda üstünü örttü.
ikisine baktı. ikiside üşüdüğü için bacaklarını karnına çekmiş, burunları kıpkırmızı olmuş şekilde uyuyordu. ne kadar benziyorlar diye düşündü.
ardından sherlock onları yalnız bırakmamak için yere kendisine küçük evde bulduğu kadarıyla yorganlarla yatak kurdu ve iki bebeğinin yanı başında uyudu.
-
*valvoren kelimesini kafadan salladim zort.
iki bebegi mi
NE
sherlock borek yurekli bebek adam😭
🏃🏽♀️🏃🏽♀️ kactim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
babysitter ‣ sheriarty !!
Fanfictionjames moriarty x sherlock holmes au ship book. - james, sherlock ve john'un kızı rosamund'a bakıcılık yapıyordu. ama olay göründüğü kadar basit değildi, john her zaman sorun çıkarıyordu. çünkü bilirsiniz; john watson her zaman kötü şeyleri kendine ç...