twenty seven ;; worth it.

117 10 37
                                    

boyle bir kitabim varmis🤨

-

"..sonra grup açtılar ve amcan kendinden nefret ettiğini falan söyledi anlamışsındır geri kalanını." james, rosamund ile yemek yerken oturmuş dünün dedikodusunu yapıyorlardı. rahattı her şekilde bunları anlatırken.

"seni bırak da, amcam ile greg ne olmuş?"

"yapmışlar işte." dedi sakince sanki çocuk anlayacakmış gibi.

"ne yapmışlar?" kaşlarını çatıp kesinlikle anlamadığını belirten bir ses tonuyla sorduğunda james'in yemeği boğazında kaldı. "öpüşmüşler." en basit cevabı verdi sakinleşip. "ha, öyle desene. neyse şükür ki ikisi de erkek, yoksa çocukları olurdu."

"evet haklısın." hayır, james ona çocukların nasıl olduğunu ve nereden geldiğini açıklamayacaktı. kapı gibi babası vardı, açıklardı o.

"şimdi cidden disney dizilerindeki, gibi dünyadaki en ciddi olan kişi, yani amcam, çöpçatanlık mı yapacak?"

"ne bileyim ben, karışmak istemiyorum asla." istiyordu, istekli görünmek istemiyordu.

"yalancısın. hani yalan kötüydü?"

"yalan söylemem ben." söylemezdi cidden, hayatında hep -yani hayati tehlike geçirdiği eski zamanlar hariç- pembe yalan söylemişti. açık sözlü biri olduğu için yalana fazla (?) ihtiyacı olmazdı.

"kızı olan sensin karşı çıksana be."

"illa ikinci bir babam olacaksa sen ol isterim tabii ki, ama babamdan bahsediyoruz, sherlock holmes bu kişi bu yüzden dalgaya vuruyorum biraz. alınma sakın."

"valla demesen alınacaktım."

"ne kadar iyi biriyim görüyor musun?"

"sus da yemeğini ye, cadı."

"yiyorum, yiyorum." gülümsedi.

-

"ee, baba, n'aber?" gece olmuştu ve james evine gitmişti. sherlock ile rosa da yan yana oturmuş televizyon seyrediyorlardı. rosamund'ın sorusu üzerine sherlock televizyonun sesini kıstı ve kızına döndü.

"iyi gibiyim, sen?"

"harikayım tabii ki."

"güzel."

"güzel.."

"ne soracaksın, aklında ne var?"

"jam-jam'i kovmazsın değil mi? bazen onu sevmiyormuşsun gibi hissediyorum. onu çok seviyorum tek iyi anlaştığım ve konuştuğum kişi o. lütfen onunla iyi anlaş." amcası çöpçatanlık denilen şeyi yapacaksa kendiside bir şeyler yapmalıydı. bu yüzden en etkili yöntemi uyguladı; küçük acınası rosamund rolüne büründü.

"ne? tabii ki de iyi anlaşıyoruz. onunla dostuz demiştim, unuttun mu? neden böyle düşündün ki?"

"bazen seninle telefonda konuştuktan sonra yüzü düşüyor gibi oluyor.." yalandı. tam tersi daha mutlu oluyordu.

"onunla tamamen iyi anlaşıyorum neden yüzü düşüyor bilmiyorum ama başka bir şeyden olduğuna eminim."

"sen öyle diyorsan.. ha, ve bazen yemek yerken senin konun açıldığında da yüzü düşüyor sanki.." rosamund kafasını eğip üzgün numarası yaparken sherlock kızının saçlarını okşadı.

"onunla kesinlikle iyiyiz, bence başka bir derdi var ne dersin? onunla konuşurum."

"sen öyle diyorsan." buruk bir gülümseme sundu babasına küçük kız. babasının yanağından öptü gülümserken.

babysitter ‣ sheriarty !!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin