Özel 3. Bölüm

8.5K 510 171
                                    


Herkese merhaba, umarım her biriniz iyi ve keyifli günler geçiriyorsunuzdur. Sizin için ve ben de özlediğim için yeni özel bir bölüm ile karşınızdayım. Aslında ben bu bölümü ta Aralık ayında yazmaya başladım. Ama sonra biliyorsunuz ki, yayınevinin ihaneti ile karşılaştım. Her şeyim tepe taklak oldu. Elbette ki, yazma şevkimde kırıldı. 

Birkaç tane kitap yayımladım ama inan yazmaya elim gitmiyor zira son derece ve isteksiz ve keyifsizim. Bu bölümü bile inan bana zoraki bitirdim. Her neyse, sizi daha fazla sıkmayacağım. Keyifli bir bölüm yazmaya ve eğleneceğinizi düşündüğüm bir bölüm yazdım. Umarım düşündüğüm gibi olur.

İyi okumalar dilerim.

İnsanoğlu her gün farklı şeylere tanık oluyor ve her yeni doğan güneşte, yeni anılara hazırlanıyordu. Tüm aile bireyleri birlikte tatil yapmak için Meliha Hanım'ın yanından döneli, bir kaç ay oluyordu.

Beren ise Aren ve Barın' ın ardından kızı Kayra'ya altı aylık hamileydi. Her aile mutlu ve huzurlu geçen günlerinin tadını çıkarıyor ve evlatlarını sevgi dolu ailelerind, sağlıklı bireyler olarak yetiştiriyorlardı.

Günlerden bir gün aile bireyleri, Egemen de Çağla'nın akşam yemeği daveti üzerine bir araya toplanmıştı. Erkekler salonda kendi aralarında sohbet ederken, genç kadınlar da mutfakta kendi aralarında sohbete dalmıştı.

"Geçen, o mağazanın önünden geçerken vitrinli gördün mü?" Çağla'nın alışveriş merakı tüm aile bireyleri tarafından bilinen ve benimsenen bir durumdu.

"Ne kadar hoş şeyler çıkmış, haberimiz yok tabii hiçbir şeyden" İdil'in söylediğini her biri onaylıyordu. Zira çocukları doğduktan sonra rahatça gezip dolaşamamaya başlamışlardı.

Elbette bunu hiçbir sorun etmiyordu. Fakat kadın olarak alışveriş zevklerine kısıtlama gelmesi hepsi için dayanılması zor bir şey haline geldi.

"Bakın ne yapalım biliyor musunuz?" Beril, birkaç saniye içinde aklına dolan planı diğerleriyle de paylaşmak için can atıyordu. Tüm kızlar onun heyecan ile başladığı sözlerini dile getirirken, yüzüne baktılar.

"Neden bir günü sadece kendimize ayırmıyoruz?" önce birkaç saniye sözleri kavramaya çalıştılar.

"Nasıl yani?" diye sordu Çağla, kafası bir hayli karışmıştı.

Çocuklarla nasıl mümkün olacak ki, o dediğin?" İdil de, onun sözlerinin altında yatanı anlamaya çalışıyordu.

"Neden tüm çocukları bir günlüğüne babalarına bırakmıyoruz ki?" onun sözlerini dinleyen kızlar birbirleri ile göz göze geldi. Hepsi bu planı anlamaya ve kafasında oturtmaya çalışıyordu. Birkaç saniye sonra hepsi bunun mümkün olabileceğinin hevesini duymaya başladılar.

Kızlar kendi aralarında konuşurken, yanlarında onları duyamayan Brisa ise öylece bekliyordu. Bu durumun farkında olan Selin ve Beren zaman içinde Akın' ın öğrettiği işaret dili ile kızların konuşmalarını, ona aktarmaya çalışıyorlardı

"Evet ya, neden böyle bir gün ile kendimizi ödüllendiriyoruz?" İdil'in sözlerinin ardından bu plandan fazlasıyla memnun olan Çağla, oturduğu sandalyeden ayaklanmıştı.

"Hadi, gidip bunu sevgili eşlerimize de bildirelim" Nilay bunu söylediği sıra şirkette bir dolu çocuk ile baş etmeye çalışan, şu an salonda rahatça oturan adamların halini düşündükçe kahkaha atmak üzereydi. Her biri mutfaktan çıkıp salona girdiğinde, eşlerini derin bir sohbetin ortasında buldular.

"Beyler" diyerek onlara yaklaşan Beril, her birinin dikkatini yüksek seslenişi ile çekti. Çocukların bir kısmı çocuk odasında oyuncaklar ile oynarken, bir kısmı da, koridor ya da diğer odalara koşturuyordu.

Karanlığın Efendisi • NepentheHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin