11. Bölüm

18.4K 1.1K 291
                                    

Çift, Ares'in söylediği gibi onlara tahsis edilen bir araç ve şoför ile birlikte malikaneye doğru yola koyulmuştu.

Beren, Brisa' nın odadan ayrılmasının ardından Ares'in ofisine geçmişti. Bir önce Karal kardeşlerin yan yana oturduğu ikili koltuğa oturmuştu çift.

Kolunu sevgilisine dolamıştı Ares, onun yanında oluşu ile ruhunu iyileştiriyordu.

"Brisa çok korkmuştu Ares, onu nasıl sakinleştireceğimi bilemedim. Yanında oturup ellerini tuttum ama o sessizce gözyaşı dökmeye devam etti.

Çaresizlik karşımda durup bana öylece gülüyordu sanki. Beni duyamayan, içindekileri bana anlatamayan onun sadece elini tutabildim.

İyi gelebilmesi için ümit ettim. Tek yapabildiğim buydu" ona kolunu dolayan sevgilisinin ardından o da kolunu onun karnının üzerine sarmıştı. Başı sevgilisinin heybetli omzunda dayalıydı.

"Büyük bir kayıp değil mi? Derler ki; derdini biri ile paylaşmak derdi hafifletirmiş, Peki ya o? Ya da onunla aynı durumu paylaşan onca insan...

Kulaklarının duymaması ya da konuşamamak insana ne kadar korkunç gelen bir durum, hâlbuki onlar bununla yaşayıp, bununla yaşamayı öğreniyorlar.

Sadece tek sorunları onlara acıyan gözlerle bakan diğer insanların bakışları, aslında ne gerek var buna. Onunla göz göze gelip gülümsemek ya da mahrum kaldığı şeyin onu o kadar da yaşamdan soğutmamasını hissettirmek o kadar da zor olmasa gerek.

O zaten bunun zorluğu ile yaşayan biri, ne gerek acıyan bakışlara ya da mahrum kaldığı şeyin ne kadar büyük bir dert olduğunu onlara yansıtmaya. Bunu onların gözüne sokmaya ne gerek var"

"Lütfen onları İspanya' ya geri yolladığını söyleme. Eğer sen Akın' a yardım etmezsen sadece o değil Brisa' de zarar görecek Ares" söylerken sesi titremişti Beren' in.

Kabul etmeyen Ares'in ikna etmenin yollarını arıyordu.

"Endişelenme benim güzel kalpli sevgilim. Onlar bizim bir süre misafirimiz olacak"

"Gerçekten mi?" başını kaldırıp ışıl ışıl parlayan gözleri ile sordu anında Beren. Ares onu başı ile onaylarken, koca bir gülümseme belirmişti yüzünde.

"Seni çok seviyorum, seni gerçekten çok seviyorum Ares" hızlı hareketler ile onun yüzünü avucunun arsında aldı Beren ve iki yanağına da sulu birer öpücük bıraktı.

"Kabul etmeseydim nefret mi edecektin?" gerçeği yansıtmayan kınayan bir ifade ile bakarken tüm amacı yine güzle sevgilisi ile uğraşmaktı.

"Öyle değil, gerçekten ben sad-" ifadesi anında değişip ufak bir kahkaha saldığında onun sözü yarım kaldı.

"Sadece yine seninle uğraşıyorum güzelim" onun aklının bir köşesinin her Daim Cüneyt Karal' da olduğunu biliyordu Beren ancak böyle bir eğlenceye de kapılması da onu son derece memnun etmişti.

"Ares, aslında senden bir isteğim var" aklında bulunan bu durumu şuan söyleme fırsatı buluyordu. Ancak hala da aklında uygun olup olmadığını tartıyordu.

"Söyle güzelim, nedir?" ilgi ile soran sevgilisinin gözlerine minnetle baktı Beren.

"Kabristana gidebilir miyiz?" elleri birbirine eziyet etmeye başlamıştı yine.

"Biliyorum meşgulsün bir dolu işlerin var ama oraya seninle gitmek beni fazlası ile memnun ediyor. Şey gibi hissediyorum; eşim ile birlikte anne ve babamı çay oturmasında ziyaret ediyoruz gibi"

Utançtan kaynaklı kızaran yanaklarını gizlemek amacı ile başını ellerine çevirdi. Ares'in fark ettiği bu kırmızı yanaklar onun fazlasıyla hoşuna giden bir durumdu.

Karanlığın Efendisi • NepentheHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin