20. Bölüm

16.6K 961 296
                                    


Bilginize sunmak isterim ki; Epsilon yayın evinin  göndermiş olduğu sözleşmeyi okuyup, olumlu bir karara varıp; sözleşmeyi imzaladım. 

Ancak kitabın basımı ne zaman gibi sorular sormayın lütfen zira şuan her şey çok taze. Gelişmelerden zaten size haberdar edeceğimden emin olun lütfen.

 İyi okumalar...🖤🖤🖤🖤🖤🖤



Üç araba arka arkaya malikaneden ayrıldığında Beren okul için hazırlanırken, kızlar da Brisa ile birlikte doktora gitmek için hazırlanıyorlardı.

Arabalar Malikaneden ayrılıp yola koyulduğunda, nereye gittiklerini bilmeden önden giden Ares'in arabasını takip ettiler.

Evden ayrıldıkları sıra şirkette gittiklerini düşünen bireyler, takip ettikleri Ares'in arabasının istikametinin farklı olduğunu sonradan fark etmişlerdi.

Bu durumu yadırgasalar da Ares' i takip etmeyi kesmemiş ve onun yönlendirmesini izlemişlerdi. Arabalar nihayet bir binanın önünde durduğunda, Ares haricinde her birey henüz arabadan inmeden etrafta gözlerini getirmişti.

Burada ne işleri olduğunu düşünüyorlardı. Ares'in arabadan inmesi ile Akın ve daha sonra diğerleri de teker teker kendi arabalarından inmişti.

"Hoş geldiniz efendim" içeriden çıkan bir çalışan hızla yanlarına ulaşıp, önünü ilikleyerek selamlıyordu gelen efendilerini.

"Levent nerede?" onun karşılamaya gelmemiş olmasını hoş karşılayamayan Ares, sert sesi ile sormuştu bunu.

"Emanetiniz ile ilgileniyordu efendim" onu başı ile onayladığı sıra kardeşleri ile birlikte adımları binaya yönelmişti.

Buraya birkaç defa gelmiş olan Anıl ve Mert buraya pek de hayırlı şeyler için kullanmadıklarını farkında olarak, ne ile karşılaşacaklarını merakla bekliyorlardı.

Akın ise biraz gergin, biraz da meraklıydı. Ares Karal onu buraya ne için getirmiş olabilirdi? Öfkeli miydi yoksa kızgın mı?

Onun ifadesiz yüzünden anlayamıyor ve daha çok meraklı yanıyordu. Binanın içerisine girdiklerinde, içeride en az dışarısı kadar soğuk olmasından ötürü ürperdi.

"Hoş geldiniz efendim" etrafta dolaşan birçok adam varken Ares Karal ile gelen kardeşlerini görenler ayaklarını saygı ile karşılıyorlardı.

Onun heybetinden etkilenmeden edemedi Akın. Bunca adamı saygı duruşuna dizen abisinin gölgesi altında keyiflendi.

Onları karşılayan adamlardan biri onlara yol gösterip, bir kapıyı araladığında; odada karşılaşacağı şey için hazır olmak istedi.

Akın kendini en kötü şeye hazırlayıp büyük bir şok yaşamak isterken, karşılaştığı manzara aklının köşesine dahi geçmeyecek türdendi.

Mustafa Kutlu ve onun birkaç adamı; yüzlerinde birkaç hasar ile birlikte elleri ayakları bağlı sandalyenin tepesinde oturuyorlardı öylece.

Karşısındaki kişinin kim olduğunu idrakına varamadı bir süre Akın, bunun bir benzerlik olduğunu; Ares Karal 'ın Mustafa Kutlu ile arasında neden bir husumet olsun anlayamadı.

Her Cüneyt Karal 'ın dostu olanı tutup öldüremezdi ya... Karşısındaki adamın gözleri ile kesişen gözleri bu düşüncesini tamamen yerle bir etmişti.

Korku beden buldu bedeninde adeta. Bitti dedi içinden, her şey başlamadan bitti. Mustafa Kutlu; eğer konuşmuş ve Ares Karal her şeyi öğrenmişse, Şu an yanında duran öz abisi onun şuracıkta öldürecekti.

Karanlığın Efendisi • NepentheHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin