a comfortable sleep

476 58 118
                                    

üçüncü kişi bakış açısından,

'hayır yanımda yatamazsın.'

jisung aldığı yanıt ile tatmin olmamıştı ancak bozuntuya vermeden kafasını eğip yine de teşekkürlerini sunmuş, boş ve içini darlayan odaya dönmek zorunda kalmıştı.

yaşadığı anksiyete nedeniyle nefes almakta güçlük çekiyordu, karanlıktan korktuğu için kendini buna alıştırmaya çalışıyordu ancak ne yaparsa yapsın kaygılanmasını sağlayacak bir şeyler oluyordu.

nefes sesleri artık odanın dışarısına ulaştığında bu minho'nun dikkatini çekmişti, tam uykusu derinlemesine bastırırken duyduğu seslere uyanmış ve jisung'ın odasına uğramak istemişti endişelendiği için.

kapıdan bakmasının üzerine karşısındaki bedenin gerçekten de zorlandığını gördü, ne yapabilirim diye düşünürken soğukkanlılığını koruması gerektiğini düşündü biraz da. yüzü duvara yönelimli olan jisung ona bir avantaj sağlıyordu, yatağın hemen yanındaki koltuğa uzanabilirdi. görmemesini umarak yavaşça ilerledi koltuğa doğru, bedenini koltuğu kaplayacak şekilde uzattığında, gözlerini kapatmadan önce birkaç dakika karşısındaki bedenin nefesinin düzene girdiğinden emin olmak için gözlem yaptı. kendisinin de gözleri yavaşça kapanmaya başlarken, jisung da biraz olsun sakinleşebilmişti.

yanı başında minho'nun olduğunu biliyordu ancak bu anı yaşamak o kadar etkileyiciydi ki onun için, ortamın huzurunu bozmak istememişti. kaygılarından biraz da olsa sıyrıldığını hissediyordu vakit geçtikçe. duyduğu sakinleştirici nefes sesleri hoşnut ediyordu zihnini. kendisi de bu rahatlatıcı hislerle mayışırken, yavaşça gözleri kapanıyordu bile.

sabah, 9:52

jisung oldukça rahat bir uyku çekmişti, minho'yla beraber olması ayrı güzel hissettirirken yaşadığı kaygı sorunlarını minho ile atlatabileceğine dair hayal kurması onu çok mutlu etmişti.

yanına doğru döndüğünde, minho'yu göremediğinde endişelenmişti, yataktan gerginlikle kalkmıştı ancak karşısında chris'i bulmuştu.

chris jisung'a karşı güven hissetmiyor ve minho'yu korumaya çalışıyordu, soğukkanlılığını koruyarak konuşmaya başladı.

'biz genellikle erken kahvaltı yaparız, siz kaçta yaparsınız bilmiyorum. eğer şimdi kalkıp bize katılmazsan aç kalırsın haberin olsun.'

daha fazla uzatmaya gerek duymayan chris odadan çıkmış, jisung ise ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. çevresine hep pozitif enerji saçan bir insan olduğu için kendi bakış açısına göre toksik insanlarla bir araya geldiğinde enerjisi azalıyordu tamamen.

kahvaltıya katılmak istediği için hızlıca lavabonun yolunu tutmuş, yüzünü yıkamış ve diğerlerinin bulunduğu yere doğru adımlarını atıyordu. geriliyordu ancak minho ile geçirdiği geceyi düşünmesi ona rahatlatıyordu-yalnızca aynı odada uyumuşlardı ve belki de fazla içselleştiriyordu ama kendini böyle mutlu edebiliyordu şu anlık.

mutfağa ulaştığında herkes neredeyse yemeğini yarılamıştı, jeongin ve hyunjin gülümseyerek günaydın dermişçesine kafasını sallamış, minho ve chris ise yemeğe odaklanmış, jisung'ın varlığından bile haberdar değillerdi.

masaya oturmasının ardından kendisi için hazırlanmış tabak için teşekkür edip iştahsız olsa da yemeye çalışmıştı, erken saatlerde yemek yiyemiyordu ama diğerlerini yormamak adına bunu artık aşmalıydı belki de şu an.

neşesi yüzünden eksik olmayan hyunjin, ya gerçekten merak ettiği için ya da flörtleştiği çocuk felix için jisung'a sıcak davranıyordu.

violent, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin