Okula geldiğim gibi kendimi kantine atmıştım. Annemin işleri olduğu için bugün erken çıkmıştı ve ben kendime kahvaltı hazırlayabilecek kadar erken uyanmamıştım.
Tost ve kahvemle bir masaya geçip bizimkilere kantin de olduğuma dair mesaj attım. Kahvenin bana her zaman huzur veren kokusuyla gözlerimi kapatıp içime çektim. Kahve kokusunu gerçekten çok seviyordum.
Karşımdaki sandalyeye birinin oturmasıyla bütün huzurum kaçmıştı. Sinirli gözlerimi karşımda ki çocuğa çevirdim. Tanımıyordum. Tek kaşımı kaldırarak sordum.
"Tanışıyor muyuz?" Gülümseyerek kafasını olumlu anlamda salladı. Ee o zaman ben niye tanımıyordum? Ben yokken falan benimle tanışmış olabilir miydi? Saçma düşüncelerimi kenara itip sorgulayan bakışlarımı tanıştığımızı iddia eden çocuğa çevirdim.
"Beni hatırlamadığını tahmin etmiştim aslında." Hala bir şey anlamamıştım.
"Açık konuşacak mısın? Yoksa beni yalnız bırak." Omuz silkerek arkasına yaslandı. Kahverengi saçları ve yeşil gözleriyle, aslında ela da olabilir tam emin değilim, bana birini hatırlatmıyordu. Yüksek ihtimalle tanışmıyorduk zaten.
"Hâlâ mı hatırlamadın?" Bende onun gibi omuz silkerek arkama yaslandım. Aynı zamanda da tostumu yemeye başlamıştım. Sonuçta soğumasını istemezdim.
"Biraz değiştiğimin farkındayım ama tanınmayacak kadar da değiştiğimi düşünmüyorum." Ne saçmalıyordu?
"Bak gerçekten sabah sabah ne saçmalıyorsun bilmiyorum ama açık konuşman gerektiğini az önce de söylemiştim." Beni onaylayarak telefonunu çıkarıp bir şeyler yaptı. Bir kaç saniye sonra telefonuma bildirim gelmişti. Elime alıp baktığımda şu anonimden geldiğini gördüm.
@evlenmedenolmaz: Hâlâ mı hatırlamadın?
Kaşlarımı kaldırarak bakışlarımı yüzüne çevirdim. Tuana'dan öğrenmeme gerek kalmamıştı sanırım. Hiçbir tepki vermeden telefonumu kapatıp masaya koydum. Benden bir tepki beklediğini görebiliyordum.
"Gerçekten bir şey söylemeyecek misin?" Omuz silktim. Sadece merak ediyordum ve merakım giderilmişti.
"Ya of bu kadar mı sildin kızım beni." Söylediği cümleyle kaşlarımı çattım. Ortaokuldan tanışıyorduk sanırım ve benim onu hatırlamama gerçekten bozulmuştu.
"Hayatımda önemli bir yerin olsaydı hatırlardım." Gerçekten de öyleydi. Hayatıma alıp arkadaş olduğum insanları unutmazdım.
Hayal kırıklığıyla gözlerime baktı bir süre. Sonra benim umursamazlığımı fark etmiş olacak ki bakışlarını kaçırdı. Tanımadığım insanları umursamak gibi bir amacım yoktu. Sıkıntıyla bir nefes alıp verdi.
"Ben Poyraz. Ortaokulda aynı okuldaydık. Gerçi sadece 1.5 yıl ama olsun. Seni okulda ilk gördüğüm de sürü gibi geziyordunuz. Okulda herkes sizi tanıyordu. Daha 5. Sınıf olmanıza rağmen 8'ler bile sizi tanıyordu. Aranızdaki dostluk gerçekten çok güzeldi. Öyle çok fazla kişi olmanıza rağmen aranızdan birileri dışlanmıyordu bile. Herkesi imrendirecek kadar güzeldiniz." Bakışlarını bana çevirmişti. Söylediği şeyler doğruydu. Aramızda özlediğim bir bağ vardı.
"Ben seni hep uzaktan izledim. Aslında sadece seni değil herkesi. Öyle çok konuşkan bir çocuk değildim. Sessiz biri olduğum içinde ne sizin dikkatinizi çekiyordum ne de başkasının. Şuan bile fark ediyorum ne kadar dikkatini çekemediğimin. Baksana beni hatırlamıyorsun bile." Konuşmasına izin vermeden araya girdim.
"Seni hatırlıyorum ama sadece ismen. 5. Sınıfta tanışsaydık hatırlardım seni ama eğer 6 da tanıştıysak seni hatırlamamı bekleme." Söylediklerimle kaşlarını çattı ama doğruları söylüyordum. Doğruları insanların yüzüne söylemekten asla çekinmezdim. Eskiden olsaydı belki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çok Bekledim
Short Story"Çok bekledim seni ama gelmedin." Derin bir nefes alarak cevap verdi. "Gelemedim." Gözlerini devirerek ayağa kalktı. Burada durmasını gerektiren bir şey kalmamıştı. "Benden uzak dur. Seni hayatımda istemiyorum."