11

16 0 0
                                    

"Ata?" Elini omzumdan çekerek yanıma oturdu. Yüzü bana değilde parktaki çocuklara dönüktü.

"Yanıma oturabileceğini söylediğimi hatırlamıyorum." Beni gram umursamayarak omuz silkti. Ya sabır.

"Gitsene ya yanımdan." Bana kısa bir bakış atıp geri çocuklara döndü.

"Tek boş yer burası."

"Git yere otur o zaman." Kafasını bana çevirmiş, ciddiliğimi sorgulayan gözlerle bakıyordu. Gayet ciddiydim.

"Niye bu dikenlerin hep dışarıda?" Ona gözlerimi kısarak baktım. Sanane benim dikenlerimden? Bir dakika...

"Sen bana kirpi mi diyorsun?" Yüzünde keyifli bir gülümseme oluştuğunda kaşlarımı çatmıştım. Evet, soruyu da kaşlarımı çatarak sormuştum.

"Kaşlarını çattığında küçük bir çocuk gibi oluyorsun." Gözlerimi devirip bakışlarımı çocuklara çevirdim. Çatık kaşlarımı düzeltmeyi ihmal etmeyerek tabii ki.

"Şşt, küstün mü?" Eliyle kolumu dürterken inatla ona bakmıyordum. Gerçekten küsmüş müydüm? Evet. Ama niye? Onun cevabı bende de yok işte.

"Pamuk şeker alayım mı sana? Barışırız." Kendimi gülümsememek için zor tutarken bakışlarımı pamuk şeker satan abiye çevirdim. Bu hareketim Ata'nın gözünden de kaçmamıştı. Ayağa kalkarak pamuk şeker satan abiye doğru yürümeye başladı.

"Kağıt helva al. Pamuk şeker sevmem." Arkasından bağırdığımda sırıtarak bana dönüp, göz kırptı.

Ne bu samimiyet Eda?

Biraz sonra elinde kağıt helvayla yanıma gelip oturdu. Kendisine almamıştı. Kağıt helvayı bana uzattığında elinden alıp, açmaya başladım.

Kısa bir uğraştan sonra açtığımda bir kısmını bölüp Ata'ya uzattım. Gülümseyerek elimden aldığında kendime de bir parça kopardım. Madem yiyecektin, neden kendine almadın?

"Kendine neden almadın?" Bir ısırık alıp cevap verdi.

"Seni denedim." Kaşlarımı çatıp ona döndüğümde gülerek kaşlarımı düzeltti. Ne oluyoruz kardeşim?

"Benimle paylaşacak mısın diye merak ettim. Kirpi halinin her zaman açık olmadığını biliyorum." Taktı kirpiye.

"Sen aldın, bende doğal olarak böldüm. Kendim alsaydım, bölmezdim. Sana iyi davrandığımı falan düşünüyorsan, unut onu." Bana yav he he tarzı bir bakış atarak çocuklara döndü.

Bende onun yüzünde daha fazla oyalanmadan çocuklara döndüğümde, kıvırcık saçlı çocuk kaydıraktan düştü. Elimdekini banka bırakıp koşarak çocuğun yanına gittiğimde ellerine bakarak ağlamamaya çalışıyordu. Yanımda bir hareketlilik hissedince Ata'nın da geldiğini anladım.

"İyi misin? Ellerin çok acıyor mu?" Bana başını belli belirsiz sallarken, Ata çocuğun ellerini tutup üflemeye başladı. Bu görüntü ister istemez gülümsememi sağlarken bana yandan bir bakış attı. Hem üflüyor hem de alttan alttan sırıtıyordu.

"Şimdi daha iyiyim." Çocuk ellerine kendisi üflemeye başladığında Ata ellerini çekti.

"Bakıyorum biraz etkilendiniz sanki?" Ona, ben aslında büyücüyüm demiş gibi baktığımda kahkaha attı.

"Biraz değil baya etkilendin sen. Ben olsam bende etkilenirdim, hakkın." Ona gözlerimi devirip kafamı başka tarafa çevirdiğimde gülümsüyordum. Kızım bağırsana şuna, egosundan sallandırsana!

"Ay yetişin çocuğumu sıkıştırıyorlar!" Arkamızdan gelen bağırmayla sesin geldiği tarafa döndüğümüzde, çocuğun annesi olduğunu tahmin ettiğim kadın bizi hedef alarak bağırıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 15, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Çok BekledimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin