Kerem'den (birkaç gün sonra)
Asya: Kerem
Asya: Atacağım konuma gelebilir misin?
Kerem: Gelirim de
Kerem: Bir sorun mu var?
Kerem: Geç oldu çünkü biraz
Asya: Biliyorum
Asya: Gelemem dersen sorun etmem
Asya: Ama geleceksen lütfen çabuk gel
Asya: *Konum*
Kerem: Peki
Kerem: Geliyorum şimdi
~~~~~~~
Üzerime hızlıca bir şeyler geçirip üzerime ince bir ceket giymiştim.
"Kerem, bu saatte nereye gidiyorsun?" diye sordu annemle babam aynı anda. Evden çıkarken beni göreceklerini düşünmem gerekiyordu.
"Acil bir işim çıktı."
"Ne acil işi?" diye sordu babam kaşlarınj çatarken. Cidden, tam şu anda sorguya mı tutulacaktım?
"Asya yazdı, acilen gelmemi söyledi. Gidersem ne için çağırdığını öğreneceğim zaten." dediğimde Asya'nın ismini duymalarıyla beni onaylamışlardı.
Onlara çok fazla bahsetmesem de haberleri vardı.
Hızlıca ayakkabılarımı giyip evden çıktım ve Asya'nın attığı konuma doğru yürümeye başladım.
Ne kadar hızlı yürürsem yürüyeyim sanki adımlarım ağır çekimde ilerliyordu. Bir türlü asla gitmem gereken yere varamıyor gibi hissediyordum.
Asya ne için çağırmıştı acaba? Hiçbir zaman beni bir yere çağırmamıştı. Genelde onların evine giden ben oluyordum ve ancak öyle okulun dışında buluşabiliyorduk.
Şimdi ise akşamın bir saatinde konum atıp beni oraya çağırmıştı ve neden olduğunu bile söylememişti, sadece hızlı olmamı istemişti.
Telefonun ekranını açtım ve attığı konumun neresi olduğuna baktım. Neresi olduğunu görünce şaşırıp biraz daha incelemiştim ama attığı konum evin sahibinin bizim kullanmamıza izin verdiği evi gösteriyordu.
Oraya gitmem sandığımdan uzun sürecekti.
Hâlâ otobüslerin çalışması şansım olabilirdi. Hızlıca durağa varıp orada otobüsü beklemeye başladım ama beklemek ölüm gibi geliyordu, anında orada olmak istiyordum.
Öylece etrafa bakınırken bineceğim otobüsün geldiğini görmemle birlikte gülümsemeden edememiştim, şanslı olmalıydım. Normalde uzun bir süre otobüs beklerdim.
Otobüse binip boş koltuklardan birine oturdum ve camdan dışarı bakarak etrafı izlemeye başladım, yapabileceğim daha anlamlı bir şey aklıma gelmiyordu.
En son o eve gittiğimde Asya geç gelmiş, geldiğinde ise beni arkadaşı gibi gördüğünü söylemişti. O günden sonra bir daha oraya gitmemiştim. Gitmem için bir neden yoktu.
Yalan söylemezdim, eğer Asya o gün beni orada nazikçe reddetmemiş de tam tersi olsaydı bir yolunu bulup oraya sürekli giderdim ama o gün Asya beni gelmeyeceğine inandırmıştı. O günkü hayal kırıklığımı ona göstermemiştim ama kırılmıştım.
Söz vermişti, ay tutulmasında beraber olacağız demişti ama gelmemişti bile. Ben tek başıma izlemiştim o süre boyunca. Beni geleceğine inandırmamış olsaydı bu kadar kırılacağımı sanmıyordum.
Ben uyurken gelmişti, ay tutulması bittikten sonra.
Yine de geç gelmesi bile beni mutlu etmişti çünkü uyumadan önce asla gelmeyeceğini düşünüyordum. O gün tüm gece orada yalnız başına vakit geçireceğime kendimi çok inandırmıştım.
Düşüncelerimden sıyrılıp olduğum durağa baktım. Neredeyse gelmiştim, yaklaştıkça daha da meraklanıyordum. Kalp atışlarımı duyabiliyordum, kulağımın dibindeydiler.
İneceğim durağın geldiğini görünce hızlıca otobüsten inip yine hızlı adımlarla eve doğru yürümeye başladım. Yol gözümde gittikçe daha da uzuyordu, her geçen dakika sanki saatler sürüyor gibi geliyordu.
Eve ulaştığımda cebimdeki anahtarı çıkarıp kapıyı açtım ve merdivenleri çıkmaya başladım. İçimden bir ses terasta olduğunu söylüyordu ve yanıldığımı da düşünmüyordum.
Terasa yaklaştıkça adımlarım yavaşladı, duyduğum sesleri ben mi uyduruyordum yoksa gerçekten terastan mı geliyordu bilmiyordum. Sanırım bunu öğrenmeni in tek yolu oraya varıp görmekti.
Terasa açılan kapıyı yavaşça açtığımda yavaşça yutkundum.
Asya...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay tutuldu | Texting
Short StoryBn: Eros'un Psyhke'yi Bn: Kerem'in Aslı'yı Bn: Ferhat'ın Şirin'i Bn: Mecnun'un Leyla'yı Bn: Apollon'un Daphne'yi Bn: Sevdiği gibi seviyorum seni Bn: Ve aklıma gelmeyen bütün diğerleri gibi