Son Ki Üç 4

22 1 4
                                    

Sayılar ile insanlar arasında kilit bir ilişki olduğuna eminim. Basit düşününce sıfırla bir arasında bir mesafe göremezsiniz ama arada sonsuzluğa giden bir dünya olduğunu bilirsiniz. Aynı şekilde bir ömrü neredeyse beraber geçirmiş iki insan arasındaki yakınlıkta tahmin edilemiyor. İnsanın kendi kafasının içindeki dünya karşısındakiyle arasına set çekebilecek kadar büyük çarklarla işliyor. Buna en büyük örnek olarak kendimi gösterebilirim.

Kafamda sürekli sorguladığım detaylar yüzünden çevremdekileri izlemeye daha çok vakit ayırırım. Ve tabi en çok gözlemlediğim insanlar en yakınlarım olduğundan onları daha iyi tanıdığımı sanıyordum. Ama insanlar kendi içini açmadıkları sürece onları anlamak imkansız hale geliyor.

Bu durumda bir yetişkin olarak tek başıma yaşamayı seçtim. Bu kararı aldığımda nelerle yüzleşeceğimi tahmin edebiliyordum. Ailem bir süre kararımı değiştirmeye çalıştı beraber gül gibi yaşayıp gitmek varken neden zorluklara tek başına katlanmayı seçiyordum. Belki haklıydılar ama bencillik edemedim. Beni bu yaşa getirene kadar çektikleri zorlukların karşılığında başarılı olup gururlanmalarını istedim.

Karşımda ki küçük aile tablosunu görünce aklımdan geçen düşünceleri durduramamış dalıp gitmişim. Beni düşüncelerden koparan şeyse yüzüme doğru tutulan dosyalar oldu. Yeni işimin ilk haftasında adapte olmayı başarmış ve Deniz ile iyi bir takım olmuştuk. Fakat ufak tefek belge işlerine bana yaptırmaya bayılıyordu. Bana nereye daldın der gibi bakıyordu. Ona bir cevap vermedim. Bir an önce mesai saatinin bitmesini istiyordum. Bizimle aynı ofiste çalışan Sefa beyin ailesi kısa bir ziyarete gelmişlerdi. Ve bu da benim annemlere olan özlemimi depreştirdi. Eve gider gitmez arayıp uzun uzun konuşmayı istiyordum.
İlk hafta hızla geçip gitmişti ama olanları unutmak mümkün değildi. Burada film falan çekmiyorduk ki tanıştığımız ilk gün Deniz beyin illüzyonlarına katlanayım. O günün sonunda kenara çekip sordum amacın neydi diye. Durmuş diyor ki sadece ufak bir gösteriydi.

Bu adamla nasıl oldu da koordineli çalışmayı başardım bilemiyorum. Takıldığım nokta nasıl bu kadar net olabildiği idi. Benden daha iyi bir gözlemci olduğunu anlama fırsatım oldu. Lakin her konuda kendinden emin hareket ediyor olması ona daha farklı bir hava katıyordu.

Mesai saati bitince kendimi otobüs durağına bitkin bir şekilde attım. Deniz'de benle beraber oturdu. Yorgun olmama rağmen onunla sohbet etmek istediğimi fark ettim. Aslında iş haricinde hiç konuşmamıştık. Aklıma gelen ilk soruyu sordum.
" Öyle gerçekçi illüzyon yapmayı nereden öğrendin?"

Ona sorup sormadığımı anlamak için çevresine bakındı, şaşkın görünüyordu.
" İllüzyon mu? Kim ben mi yapmışım?"

" O gösterinin başka bir açıklaması olamaz diye düşünüyorum. Hem bunu kendin söyledin ya neden şaşırıyorsun? "

" Aslında o gün neler olduğunu anlamış gibiydin. Şimdi ise kendine daha normal nedenler bulmuşsun. Kafanı karıştırmak istemem ama yaşananları düşünmemeye çalış daha fazla şey öğrenmek senin için iyi olmayacak. "

Neden bahsediyor bu ela göz. Gizemli olmaya falan çalışmıyordur umarım. Çünkü iyice tav oluyorum.
" Ah pekala bu konuyu uzatmayacağım sadece yetenekli olduğunu düşünüyorum. Bence güzel bir hobi edinmişsin. "

Bu tavrım hoşuna gitmiş gibi gülümsedi.
" Nasıl bu kadar hızlı düşünebiliyorsun? Neredeyse saliseler içinde bütün ihtimalleri hesaplayabiliyorsun. Bence benim güya (!) illüzyon yeteneğimden kat be kat iyi bir özellik"

Hadi ama beni dumura uğratmayı bu kadar kolay başarmamalıydı. Evet ufacık bir iltifat aldığımda kilitlenen tiplerdenim. Kesinlikle gururumu okşadı ama konuyu değiştirme de daha başarılı oldu. Ona teşekkür etmeme izin vermeden ayağa kalktı gelen otobüse doğru yöneldi.

" Bu arada dikkatli ol şu sıra ailen bile olsa kimseyle uzun göz temasında bulunma. Yarın görüşürüz"

Eğer burası bir film seti olsaydı tamam güzel replikti de onun haricinde kabul edilebilir mantıklı bir tarafı yok. Cidden göründüğünün aksine mizah seviyesi yüksekti ama tuhaf şakalar yapacak kadar yakın değildik. Asıl sorunu ilk dediğine takıldığımdan geç algıladım, yarın hafta sonuydu.

Zamanı Tüketen SaatlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin