Bir rüyadan uyanmıştım sanki aynada gördüğüm mor halkalar hiç korkunç gelmiyordu. Son bir haftadır ayakta uyuyor olmalıydım. Hayır hayır sadece bir sanrı diye geçirdim içimden. Anlamsızca etrafımdaki bir kaç kişinin tepkilerini ölçmeye çalışıyordum. Benim gördüklerimi gören var mı diye kontrol etmeye başladım. Yoktu ondan başka kimse bulandığım bu mor bulutları görmüyordu. Aklıma ilk karşılaştığımız an geldi. O bana bakmamışken bile etrafındaki enerjiyi hissetmiştim. Adını hiç düşünmediğim halde görünce afallamış ve tanımıştım.
Arkasından iş yerine girdim bir açıklaması olmalıydı. Mutlaka anlatacak bir hikayesi vardır. Benim içeri girmemle diğer işe alınan arkadaş baş selamı verdi. Yetkili kişi ise tanışmak için söze girdi. O ise kafasını kaldırıp bakmadı. Ben gelmeden tanışmışlardı ve diğerleri bana kendilerini tanıtırken o aşağıda karşılaştığımızı belirtip benimle iletişim kurmaktan kaçındı. Şaşkın olduğumu ve onu sıkıştıracağımı biliyor olmalıydı.
Görev dağılımı yapıldıktan sonra karşılıklı masalarımız olduğunu gördüm. Zaten onun daha önce bir kaç aylık deneyimi olduğundan beni yönlendirmesini söylemişlerdi. Bunu fırsat bilerek derin bir nefes alıp aklımdakini sormaya hazırlandım. O sırada usulca başını hayır dercesine iki yana salladı. Bende pat diye soracak değildim elbet bir şeyler uydururdum. Gözlerimiz bir savaş veriyorken kısa bir an dudaklarını kıpırdattı. "Sonra."
Sesini sanki kulağımın dibindeymiş gibi duyduğumdan yerimde sıçradım. Buna güldü ve işine koyuldu. Bizim masalarımız odanın en kenarında duvar dibindeydi diğer iki kişide camdan tarafı uzun bir masada çalışıyorlardı. Yapmamız gereken bir kaç reklam afişi hazırlamaktı, iş paylaşımı yapmalıydık. Ortama alışmamız zor olmadı. Fakat onun başka problemleri varmışçasına ofistekiler üzerinde göz gezdirip duruyordu. Karşımda olduğu için dikkatle onu incelemeye başladım. Siyah kısa saçları ve elaya çalan gözleri dışında yüzünde belirgin bir detay yoktu. Sıra bana geldiğinde hızla etrafıma bakındı ve gözleriyle diğerlerini işaret etti. Ona sorarcasına baktığımda "Hala göremiyor musun ?" diye fısıldadı.
Kısa bir düşündükten sonra diğerlerini ve onu incelemeye başladım. Anlamıştım neyi kastettiğini onun enerjisini hissettiğimden beri etrafımdaki değişimi fark ediyordum. Bu sabah gördüğüm yansımamdan kaynaklı olmalıydı ve böyle bir soru sorduğuna göre diğerlerinde de buna benzer bir şeyleri görüyor olmalıydı. Film sahnesi gibiydi yaşananlar ve ben kafamı zorladıkça yorgun düşüyordum. Bir an dalgınlığımdan sıyrılıp parmaklarına odaklandım ellerini hızla birbirine sürttü ve usulca avuçlarını araladı. Önce avuçlarında beliren renkli halkalar bir yılanın kabuk değiştirmesi gibi etrafını sarmaladı.
Sihirbaz olmalıydı ya da biyoenerji uzmanı falan. Ama her ne iş çeviriyorsa şaşkınlığımı kazanmıştı. Bedenim irkildi sanki saat gece yarısıymış gibi uykuyla doldum. Gözlerimi zar zor açık tutuyordum. Deniz ise durumumu anlamış gibi odanın köşesindeki sebilden bana su getirdi. Olanları algılayıp sindirmem bu kadar kolay olmamalıydı. Ama dedim ya yabancı dilde bir şarkıyı dinler gibi süzdüm onu konuşsa bu kadar ikna olamazdım. Sözler bir düğüm olup bağlanmıştı boğazımda ve onun sakin tavrı kaldığı yerden işine devam etmesini sağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanı Tüketen Saatler
FantasySırtıma yük olan dertleri basamak olarak kullandığım gün bir şeyler değişmeye başladı. Beni sıradanlığı ile etkileyen kişi kaygılarımı kendi kaygılarına katarken ne hissetti bilmiyorum. Bildiğim tek bir şey varsa onu da bilmezlikten geliyordum. Başk...