Max'in kafasında siyah siluet'in söyledikleri yankılan-
dı. Doğruyu söylüyordu. Her gelişinde zihni daha çok
bu karanlık paralel boyuta uyum gösteriyordu. Güçlükle" Peki sana neden yardım edeyim?" deyip
ona bakışlarını sürdürdü." Büyüt geçit tüm evrenin kontrol merkeziyse eğer neden bu geçidi senin gibi tuhaf bir yaratıkla açayım. Sana neden güveneyim?"Siyah siluet gene o belli belirsiz hırıltılarını çıkardı. Sopasını bir kere yere vurdu. Bu vuruşu oldukça sert
ve güçlü bir vuruş olmuştu. Ortama yayılan büyük bir
ışık sonucunda siyah siluet ortadan kayboldu. Max'e bir açıklama yapmadan gitmesi onun gene başının ağarmasına yetmişti.Acaba onu kızdırmış mıydı? Ama sadece cevap istediği
için böyle sorular sormuştu. Ne yapmasını bekliyordu ki öylece onun her dediği sözcüğe inanmasını mı? Madem tüm bunlar gerçek o da kararlı ve emin adımlar atmalıydı. Daha sıfatını bile görmediği bir yaratığa öylece inanamazdı. Eğer bunu yaparsa tüm canlı hayatını tehlikeye sokabilirdi.Büyük geçit onca şeyi kontrol edebileceği kadar güçlü
ise bunu kendi yapmalıydı. Kötü birilerinin kontrolü
altına girmemeliydi. Bunu kendi başına yapacaktı.İyide oraya dair bildiği çok az şey vardı. Daha o geçidi
nasıl açabileceğini bile bilmiyordu. Belki zihninde oraya ait kalıntılar kalmış olması umuduyla gözlerini
kapattı. Ve zihninin derinliklerine inmek için elinden
geldiğince kendini zorladı.O kadar çok sıkmıştı ki kendini alnından yere ter damlaları düştü. Yer düşen ter damlaları onun dikkatinin kaybolmasına yetmişti. Tekrar denemeliydi.
Her şeyin anahtarı zihniydi. Ve bunu sadece kendi kontrolüyle yapabilirdi. Gözlerini açıp bu karanlığa karşı belli belirsiz soluklar alıp vermeye başladı.
Sanki o karanlığa baktıkça karanlıkta ona karşı savaş
açıyor gibiydi. Daha çok içine çekip hapsediyordu. Derin solukları onu öfkelendiyordu. Belki karanlıkta
onun zihninin farkındaydı.Gözlerini yumdu. Ellerini yumruk yapıp göğüs kafesini
indirip kaldırdı. Bitkin düşmüştü ama hala bunu yapabilecek potansiyeli kendinde hissediyordu. Zihninin derinliklerine inmek için kendini gene sıkmaya başladı. Başka bir yolu var mıydı? Bilmiyordu.
Ama tek yapabildiği buydu.Akım akım gelen anılar birer birer gözünde canlanma-
ya başlamıştı. Derinliklerde bir yerlerde o anahtarı hissedebiliyordu. Ona ulaşmalıydı. Zihninden geçen şeyleri teker teker yokladı. Bulabildiği tek şey resetlenmiş büyük bir boşluktu. Hiçbir şey hatırlaya-
mıyordu.Belkide hatırlamak yetmezdi. Kontrolü ele alabilecek bir şey bulması gerekirdi. Odaklanmalıydı. Bu sefer daha sıkı kapattı gözlerini.
Zihninde cızırtılı ve karıncalı görüntüler belirdi. Galiba
başarıyordu. Daha çok netlemek istedi ama saniyeler
içinde kendini yerde yığılırken buldu.Etrafına endişeli bakışlar fırlattı. Bu da neydi şimdi?
Daha demin ne olduğuna dair hiçbir fikri yoktu. Bir şeyler olmuştu ama bunu anlayamacak kadar hızlıydı.Gözüne ilişen bir görüntü oluştu. Ama bu zihninde değildi. Bu görüntü zihninde oluşmaya çalışan bir anıydı. Başarmıştı. Zihnindeki kontrol etmeye çalıştığı
bu görüntüyü yansıtmıştı.Burası tuhaf bir yerdi. Karanlık adeta burada bir yaşam alanı bulmuş kendi benliğini devam ettiriyordu.
Ortamın kasveti ve boğuculuğu ürkülecek kadar korkunçtu. Havada güneşe dair tek bir iz dahi yoktu. Gördüğü hiçbir yere benzemiyordu. Rutubet kalıntıları
yerlerde adeta kol geziyordu. Karanlığın siyahı ile boyanmıştı. Kasvetli bir hava hakimdi. Bir insanın burada yaşaması imkansızdı. Sanki burada başka canlılar yaşıyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değistirilmiş Karbon
FantascienzaSekiz genç uzay gemisine atılıp bilinmeyen bir gezegene gönderilirse ne olur? BAŞLANGIÇ: 19 OCAK 2021 KONUSU: Dünya artan ısı nedeniyle yakın gelecekte yok olacaktır. Bunun üzerine darcy max'in zihnine yerleştirdiği yapay çip ile beraber yeni bir b...