B12

663 44 11
                                    

Pera feat. Toygar Işıklı - Unut

Güzel güzel okuyun güzel güzel yıldızlayın.❤

🙇

Gözlerime gelen güneş ışığıyla gözlerimi araladım. Kendimi oldukca dinç ve dinlenmiş hissediyordum. Ki bu çok nadir olurdu. Aklıma gelen şeyle gözlerimi kocaman açtım. Alarmım sesini dumamıştım. Kesin yine geç kaldım.

Aceleyle yatağımın yanındaki komidinin üzerinde olan telefonumu alıp saate baktım.

07:12

Vay anasını alarmdan bile önce uyanmıştım.

Yataktan kalkıp banyoya girdim. Her zaman ki işlerimi hallettikten sonra banyodan çıktım. Dolabımdan okul formalarımı çıkarıp üzerime geçirdim. Acele etmiyordum çok fazla. Zamanım vardı. Siyah şalıma da şekil verdikten sonra evden ayrıldım.

Otobüs durağına doğru ilerlerken çantamın ön gözünden kulak üstü kulaklığımı çıkartıp kulağıma taktım. Bu aralar en çok dinlediğim şarkılardan birisini açtım.

Pera feat. Toygar Işıklı - Unut

Otobüs durağına gelmemle direkt gelen otobüse şaşkınlıkla baktım. Bugün şanslı günlerimden birisindeydim.

Vakit kaybetmeden otobüse binip arkalara doğru ilerledim. Yaklaşık beş dakika sonra otobüsten inip okulun bahçesinden içeriye girdim. Fakat erken geldiğim için bahçede çok az kişi vardı.

Sınıfıma doğru ilerlerken koridorda ki panolardan birisinin  önünde olan Bade ve arkadaşlarıyla göz göze geldim. Yanlarından geçerken Bade'nin bana sırıtarak göz kırpmasıyla kaşlarımı çattım.

Niye öyle sinsi sinsi bakıyordu o?

Çok fazla umursamadan sınıfıma gidip sırama oturdum. Sudeler  gelmemişti ve sınıfta üç beş kişi vardı. Bende diğer herkes gibi telefonumu çıkartıp sosyal medya hesaplarımda gezindim. 

"Erkencisin?" dedi Sude çantasını sıraya bırakıken.

"Bugün öyle oldu." Güldü.

"Başımıza taş yağacak." Kahkaha attım.

"Galiba" Dedim.

Yaklaşık yirmi dakika sonra zil çalmıştı. Çok geçmeden de ders hocası gelmiş ve ders başladı.

🙇

Biten Kimya dersinin ardından Sudeyle kantine gitmiş, simit ve ayran almış geri sınıfa yürüyorduk.

"Farkettin mi bilmiyorum ama ne zaman Rüzgârla aynı ortamda bulunsanız gözlerini bir saniye bile senin üzerinden ayırmıyor." Ona döndüm.

"Bu konuyla ilgili konuşmayı sevmediğimi biliyorsun Sude. Hem sen RGFC başkanı falan mısın?" Gözlerini devirdi.

"Gizem nereye kadar böyle  devam edecek? Ona bir şans versen ne kaybedersin ki?"

"Neden ona şans vereyim? Beni tüm okula rezil etsin diye mi? 'bakın bu eziği nasıl da tavladım' diye arkamdan atıp tutsun diye mi? Hem ben bu okula gelmeden önce onun yaptığı tüm şerefsizlikleri bana sen anlatmadın mı teker teker? Nasıl ona şans vermemi istersin anlamıyorum cidden." Bakışlarını karşıya çevirdi.

"Haklısın ama ne bileyim kimseyle bu kadar uzun süre uğraşmamıştı."

"Çünkü ben kandırdığı diğer kızların aksine amacının ne olduğunun farkındayım. Bu yüzden de ondan mümkün olduğunca uzak duruyorum. O da bunu takıntı haline getirdi. Hepsi bu!" Sessiz kaldı.

Sınıftan içeriye girdik ve sıralarımıza oturduk.

"Ders ne?" diye sordu Sude.

"Matematik." Yüzünü buruşturdu.

"Hay bin lanet!" Güldüm.

Biz gülmeye devam ederken sınıftan içeri giren Bade, müdür Bey ve daha önce Bade'nin yanında gördüğüm ama ismini bilmediğim sarışın bir kız girdi.

"İşte müdür Bey dün soyunma odasında Bade'nin çantasından telefonunu bu kız aldı." Dedi aynı zamanda eliyle beni göstererek.

Gözlerim kocaman açılırken ayağa kalktım.

"Anlamadım?" Dedim şaşkınlıkla.

"Neyin peşindesin yine sen ya?" Diyerek direkt Bade'nin üzerine yürüyen Sude'nin kolundan tuttum.

"Sakin ol Sude. Yine bir oyun çeviriyor bunlar, boşver." Geri çekildi ve sinirle Badeye bakmaya devam etti.

"Göreceğiz şimdi kim oyun çeyiriyor." Dedi Bade ardından kollarını göğsünde bağladı ve geldiğinden beri yaptığı gibi sırıtarak bana bakmaya devam etti.

"Arkadaşın doğru mu söylüyor Gizem?" Dedi müdür Bey.

"Hayır tabi ki Hocam, benim kimsenin eşyasıyla işim olmaz." Dedim.

"Klasik fakir edebiyatı mı yapıyorsun şimdi de?" Sinirle Badeye döndüm.

"Fakir edebiyatı falan yaptığım yok! Telefon falan görmedim ben." Sesim yüksek çıkıyordu ve herkes -diğer sınıflar da dahil- merakla bizim sınıfın kalısına toplanmıştı.

"Zaten 'evet ben çaldım' diye itiraf etmeni beklemiyorduk." Gözlerimi devirdim.

"Son kez söylüyorum; ben kimsenim eşyasına dokunmadım!" Müdür Beye döndü ve konuştu.

"Daha fazla bu arkadaşla muhatap olmak istemiyorum ben hocam. En iyisi çantasına bakalım her şey ortaya çıksın." Kendinden o kadar emin konuşuyordu ki bir 'acaba çaldım mı?' diye düşünmedim değil.

"Tabi buyrun bakın." Çantamı masanın üzerine koydum.

Müdür Bey çantamın önce öndeki en büyük gözüne ardından orta büyüklükteki gözü açıp kontrol etti. En son sıra öndeki küçük göze gelmişti. Müdür Bey ön gözün fermuarını açtı ve elini küçük göze soktu. Elini geri çıkarmasıyla gözlerim kocaman açıldı.

Bade'nin son model telefonu benim çantamdan çıkmıştı.

Bölüm sonu🙇

Olaylar olaylar.

Entrika... En sevdiğimm.

😈


Belki || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin