Selamünaleyküm, iyi okumalar dilerim :))
Lütfen beğeni ve satır arası yorum yapmayı ihmal etme caanım okur.
🐦
Ala teyzesine kavuşalı bir ayı geçmiş, yeni evine çoktan alışmıştı. Sigarayı tamamen bırakmasa da azaltmış, saçlarını kulaklarının ardına sıkıştıracak kadar uzatmıştı. Eniştesiyle sabah yürüyüşleri, teyzesi ve kızlarla akşam sohbetleri yapmayı huy haline getirmişti. Evin her yerine alışmış, ezberlemişti. Babası ve karısı ara sıra arayıp huzurunu bozmuştu. Bu durumun sıklaşması üzerine numarasını değiştirmişti. Numarayı Ayfer Hanıma, Cihan ve eşi Nihal'e bir de arkadaşları Ömer'e vermişti.
Birkaç kez İhsan eniştesinin dükkânına gitmiş oradaki havayı ciğerlerine doldurmuştu. Komşu dükkândaki ablalarla kaynaşmış, samimiyet dahi kurmuştu. Teyzesinin çok sevdiği arkadaşı, Zümrüt teyzesinin dükkânına da sık sık gider olmuştu. Zümrüt'ün kızı Betül'le de arkadaş olduğunda kendini bu kadınların arasında uzun uzun sohbetler ederken bulmuştu.
Tüm bu süreçte bir tek Ceylan'la arayı düzeltememişti. Aralarında garip bir duvar vardı ve Ala o duvara yaklaşmak dahi istemiyordu. Ceylan'dan da buna benzer bir adım gelmediğinden olsa gerek böyle davranmayı daha uygun buluyordu.
Bugün evdeki gündem, Samsun'a yapılacak yolculuktu. Ala, eniştesiyle yürüyüşe çıkmamış teyzesine kahvaltı için yardım ediyordu. Çok heyecanlıydı. Konu birkaç gün önce konuşulmuş teyzesi laf arasında sormuştu.
"Annenin mezarını görelim mi kızım?" diye. Nasıl hayır diyebilirdi ki o da bunu çok istiyordu. Çok geciktirmeden planlayıp evdekilerle görüştüler. Ayşe işinden İkbal de okulundan dolayı dâhil olamıyordu ama İhsan Bey geliyordu. Ceylan kabul etmeyecekmiş gibi görünse de işini ayarlayıp, tamam demişti. Annesi, teyzesinin ölümünden bu yana ilk kez gidecekti mezarına onu yalnız bırakmak istemiyordu.
Konunun Ala'yı kıskanmakla bir alakası yoktu. Aslında Ceylan da ne hissettiğini bilmiyordu. O akşam balkona çıktığında niyeti dinlemek değildi. Niye çıktığını o da bilmiyordu. Ama duyduklarıyla ayakları içeriye girmeyi reddetmiş olduğu yerde çakılı kalmıştı.
O zannediyordu ki kuzeni normal bir hayat yaşadı. Güzel bir aileyle büyüdü. Anne baba ilgisini sonuna kadar tattı şimdi de teyze ilgisini tadacak. İşin aslını öğrenince kendinden utandı. Geçirdiği çocukluğun güzelliğinden utandı, okşanan saçlarından utandı. Aslında duyduklarından sonra kendi içinde Ala'ya karşı duvarları kalmamıştı. Sadece nasıl adım atacağını kestiremiyordu.
İhsan Bey eve geldiğinde herkes sofradaydı. Ekmek kokusu tüm evi kaplamıştı.
"Ceylan çayları dolduruver yavrum." Dedi Aliye, Ala daha hızlı davranıp kalktı.
"Ben hallettim." Ceylan omuz silkti. Ala'nın bu evde bir şeyler yapabileceğini, onun da evin bir bireyi olduğu fikrine alışmaya başlamıştı. Ona karşı yumuşuyordu.
Dinlediklerinin üzerine bir de dün gece olanlardan dolayı istese de sert davranamazdı.
Ala gece boyu annesini aramıştı. Her şey rüyaydı fakat Ceylan bile anlamıştı. Bütün bir gece "Neredesin anne?" sorularına maruz kalmıştı. Hiç ilgilenmek istemese de kuzeninin ağlayışına kulağını tıkayamamıştı. Kalkıp yavaşça uyandırmış ve kendinden beklenmeyecek bir tavırla Ala'ya sımsıkı sarılmıştı. Kuzeninin sabaha kadar omzunda gözyaşı dökmesine müsaade etmiş, kendisi de onunla beraber ağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Annem Yarası
Teen Fiction🐦 Ala Mercan, benim güzeller güzeli Ala'm.. Ala kahverengi gözlü, hafiften tombul yanaklı, sivri çeneli bir kız. Saçları arkadaşlarının pixie modeli diye adlandırdığı, Ala'ya göre' kısacık kesiver abla' olan bir modelde kesilmiş asi bir ruh. Yaşad...