Selamunaleyküm sevgili okur :))
Beğeni ve satır arası yorum yapmayı unutma lütfen. Fikirlerini bekliyorum.
🐦
Şimdi bana kızıyor musun acaba çok merak ediyorum Ala'm. Ne olursun kızma. Her şeyi en başından yazacağım sana, her şeyi anlatacağım.
Ben Ali'mi ilk gördüğümde daha küçücük bir kızdım. Okulda mahallede her yerde beraberdik. Ali'yle İhsan, Aliye'yle ben, hep beraberdik. Biraz olsun dinlediysen beni teyzenden ya da amcandan, mutlaka öğrenmişsindir. Annenin kimseye eyvallahı olmadı şu hayatta güzel kızım. Bir kere bile yüzümü eğdiğim olmadı, kimseden çekindiğim olmadı. Ama baban, Ali'm..
Ondan çekindiğim kadar hiç kimseden çekinmedim. Bu sevgimle mi alakalıydı onu çok farklı görmemle mi alakalıydı o günlerde kestiremiyordum. O söylediğinde dinler, o yürüdüğünde yürürdüm. Güldüğünde güler, gözlerindeki çimenler kasırgaya tutulsa ben de onunla savrulurdum.
Öyle heybetliydi ki yanında yöresinde kim varsa koruyabilir gibi gelirdi. Uzun boyluydu, yapılı, yağız bir delikanlıydı. Senin baban çok merhametli, şefkatli, edepli biriydi. Dinini yaşardı. Bir kere dahi namazını kaçırdığına şahit olmadım. Bana helalimsin demeden evvel iki kez üst üste yüzüme baktığını görmedim. Dikkatliydi.. Peki, bunca güzel meziyetleri olan adama ne oldu? İşler nasıl bu hale geldi. Bu sorunun cevabını ben de aylarca bekledim yavrum. Evimizdeki küçük camın önünden günlerce kalkmadım. Ama ne haber geldi ne de baban, hiç kimse gelmedi.
On beş on altı yaşlarındaydık. Haber yollamış bana İhsan'dan 'Acil dereye gelsin.' Demiş. Durur muyum? Teyzenle beraber koşa koşa dereye kadar geldik. Küçükken oynadığımız ağacın altında durmuş akan suyu seyrediyordu. Sanki o koşan ben değilmişim gibi sakin sakin yürüdüm. Benim geldiğimi görünce heyecanlandı. Söyleyeceği şeyi çok merak ediyordum.
'Biliyorum, beni seviyorsun.' Dedi birden bire. Şaştım kaldım, dalga geçecek sandım. Bir anda nasıl üzüldüm. Yüzümün halinden olsa gerek aceleyle devam etti.
'Senin kalbine bu sevgi tohumunu eken Rabbim fidanını da benim kalbimde yeşertmiş.' Deyiverdi. Neredeyse bayılacaktım.
'Ben-' dedi sonra bir süre sustu.
'Ben senin de rızan varsa asker olmak istiyorum.' Asker olmak.. O gün bu isteğine karşı çıkma hakkım var mıydı bilmiyorum ama sormuştu. Sonradan çok pişman olsam da 'Razıyım.' Demiştim. 'Sağ ol da, yanımda ol da gönlün ne isterse onu yap.'
Hiçbirini yapamadı ama yine de asker oldu. Okuluna gitti uğraştı didindi sonunda emeline ulaştı. O bunlarla uğraşırken zaman geçti. İkimiz de büyüdük, bana görücüler gelmeye başladı. Ona da kızlardan giden haberlerin, ucu yanık mektupların, işlenmiş mendillerin sayısı artmaya başladı. Babam...
Sen benim babamın nasıl bir adam olduğunu duydun mu yavrum? Benim babam var ya dünyaya safi zulmetmek için gelmiş biriydi. Anacığıma bize çok çektirirdi. İşittiğimiz hakaretler, yediğimiz dayaklar, yokluğumuz her şey ayan beyan ortadaydı. İşte böyle bir adam olan babam bir gün zengin biriyle anlaşmış. Adamın malı mülkü yerindeymiş. Ne isterse verecekmiş babama, yeter ki oğluyla evlenseymişim. Yurt dışında yaşıyormuş oğlu, şehirli bir kadına gönlünü kaptırmış. Tek amaçları oğullarının nikâhına beni alıp, oğullarını eve yurda bağlamakmış. Zeki, o da bu evliliği hiç istemedi. Benim razı gelmediğimi duyunca arayıp teşekkür bile etti biliyor musun?
Ben evlenmem dedikçe öyle dövdü ki babam, insanlar tarlalardan duyup geldiler. Aliye'm gül goncam, benim canım yandıkça o da araya girdi o da babamdan nasibini aldı. Neyse ki tüm bu zulümlerden önce İhsan'la evlenmiş, kasabaya yerleşmişlerdi. Günlerce her yerde konuşuldu. En sonunda Ali'm de duydu. Duyduğu gibi de soluğu derenin kenarında aldı. Evden nasıl çıktım nasıl gittim inan hatırlamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Annem Yarası
Teen Fiction🐦 Ala Mercan, benim güzeller güzeli Ala'm.. Ala kahverengi gözlü, hafiften tombul yanaklı, sivri çeneli bir kız. Saçları arkadaşlarının pixie modeli diye adlandırdığı, Ala'ya göre' kısacık kesiver abla' olan bir modelde kesilmiş asi bir ruh. Yaşad...