Selamünaleyküm sevgili okur hoşgeldin :))
Beğenmeyi ve satır arası yorum yapmayı unutma lütfen.
🐦
Kızlar sofrayı toplarken Aliye ve İhsan bahçedeki çardağa geçmişlerdi. Ala herkese kahve yapmaya koyulmuş bir yandan İkbal'e laf yetiştirmeye çalışıyordu.
"Ala abla dövmeyi nasıl yaptırabildin? Hiç mi canın yanmadı?"
"Yok canım, yanmadı. Yansaydı da umursamazdım sanırım."
"Baban peki, görünce kızmadı mı?" İkbal'in sorduğu soruyla gerilen Ayşe kardeşinin koluna küçük bir cimcik attı.
"Ah, abla ne sıkıyorsun ya? Merak ediyorum, hem Ala abla sofrada demedi mi 'Benden çekinmeden, istediğini sorabilirsin.' diye?"
"Yine de ayıp değil mi İkbal?"
"Sorun yok, cevaplayamayacağım kadar zor bir şey değil. Babam dövmeyi görmemiş olabilir İkbal." Hala masada oturup kızları dinleyen Ceylan tepkisiz kalamadı.
"Nasıl yani kızının ensesindeki dövmeyi nasıl fark etmez?" Ceylan'ın sorusu karşısında omuz silken Ala, kuzenine vereceği cevabı biraz düşündü.
"Bizim babamla aramızda pek sizinki gibi bir ilişki yoktu."
"Farkında değildi yani öyle mi? Ama bazı insanlar öyledir Ala abla fark etmezler. Benim babam bir yere çarptığımı bile fark edebiliyor. O da onun mizacında var." İkbal karşısındaki kızın üzüldüğünü anlamış bir şekilde konuşmayı toparlamaya çalışmıştı.
"Hadi biz çıkalım çardağa artık, annemler bekliyor." Ayşe'nin kızları dışarı çıkarmasıyla biraz nefes aldığını hissetti. Son kahveyi de doldurup, firar etmek üzere olan gözyaşlarını silip attı. Elinde kahvelerle dışarı çıkarken tenine değen serin havayla daha da iyi hissetti.
"Bugün kızımın elinden ikinci kahvem olacak." Kahvesini alırken konuşan teyzesine gülmeden edemedi.
"Biz de içelim bakalım, elinin lezzeti nasılmış."
"Afiyet olsun enişte." Kızlara da uzattıktan sonra kendi kahvesini alıp Ceylan'ın yanına oturuverdi.
"Ala abla niye okumadın?"
"Ah yeter ama artık İkbal kıza soru üzerine soru sordun!" Bu defa kızan Ayşe değil Ceylan olmuştu. Kimse ondan böyle bir çıkış beklemiyordu.
"Ne var abla ya sizde, tanımak istiyorum. Nasıl samimi olacağız tanımadan, ne yapayım senin gibi soğuk mu surayım?
"Kızım!" İhsan'ın uyarıcı sesiyle ikisi de konuşmayı kestiler. Ala'ysa bir yerde İkbal'i haklı buluyordu. Ne kadar zor olsa da kendini açmak istiyordu.
"Ben." Dedi biraz bekledi. Karşısındakilerin yüzlerinde tek tek gözlerini gezdirdi.
"Ben okumak istemedim." Teyzesinin gözündeki isyanı görebiliyordu.
"Kaça kadar okudun?"
"İlk önce liseye kadar okudum. Sonra bırakmıştım ama bir anda polislik gibi bir hayale kapıldım liseyi de bitirdim ama o da nasip olmadı."
"Niye güzel kızım? Biliyorsun benim rahmetli babam da polisti. Çok kutsal bir meslektir."
"Bir kaza geçirdim enişte, yara aldım. Hem uzun bir hastane süreci oldu dersleri, sınavları kaçırdım hem de yara izi kaldı. Yüksek ihtimalle kabul etmezlerdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Annem Yarası
Teen Fiction🐦 Ala Mercan, benim güzeller güzeli Ala'm.. Ala kahverengi gözlü, hafiften tombul yanaklı, sivri çeneli bir kız. Saçları arkadaşlarının pixie modeli diye adlandırdığı, Ala'ya göre' kısacık kesiver abla' olan bir modelde kesilmiş asi bir ruh. Yaşad...