8. Bölüm

85 11 7
                                    


Satır arası yorum ve beğenilerinizi bekliyorum sevgili okurlarım. 

02.01.2024

🐦

Ala annesinin yazdığı satırları tekrar tekrar okudu. 'Sen Ali'mden kalan son şeydin.'

Kafasında dolanıp duran bu cümleye karşı koymaya çalışıyordu. Nasıl toparlayacağını bilmediği bir sürü parça vardı, birleştirmeye çalıştı. Gelinlik, yüzük, fotoğraflar...

Annesi Ali denilen adamla evliydi ve mutluydu. Sonra birden Zeki'yle evlenmek zorunda bırakılmıştı. Neden hamile bir kadın bunu yapmak zorundaydı? Ali neden yanında değildi?

Tüm bunları hazmedemedi. Elindeki defteri kapatıp oturduğu yerden hızla kalktı. Teyzesinin ona seslendiğini dahi duymuyordu.

Odadan çıktı ve alt kata indi. Evin çıkışına değil de mutfağa yöneldi. Eniştesiyle karşılaşmak istemiyordu. Bahçeye açılan kapıyı sert bir darbeyle itti. Yüzüne çarpan serin havayla tuttuğu nefesini bıraktı. Daha fazla dayanamayıp kusmaya başladı. Midesinde büyük bir alev topu vardı. Bir anda sırtına dokunan elle irkildi.

Ceylan hemen yanında durmuş bir eliyle sırtını sıvazlıyor bir eliyle peçete uzatıyordu.

Biraz daha iyi hissettiğinde peçeteyi aldı. Ceylan hemen çantasından çıkardığı suyu açıp içmesini sağladı.

"Daha iyi misin?"

Ala hiçbir tepki vermeden Ceylan'ın yüzüne bakıyordu. Birkaç dakika bu şekilde beklediler.

"Ala? Kendine gel lütfen." Kuzenini omuzlarından biraz sarstı. Bu Ala'yı daldığı bilmecelerden uyandırdı.

"Ben kimim Ceylan? Ben kimin çocuğuyum?"

"Bu da ne demek?" O soru soruyordu ama Ala kendi zihnindeki sorularla meşguldü. İlk andan itibaren tuttuğu gözyaşları bir anda gözlerine hücum etti. Dizlerinin üzerine çöktü ve küçük bir çocuk gibi bağıra bağıra ağlamaya başladı.

Ne yapacağını bilemeyen Ceylan etrafta yardım edecek bir yüz aradı ama görünürde ne annesi ne de babası vardı. Yapabileceği tek şey kuzeninin yanında durup ona sarılmaktı o da bunu yaptı.

Bu şekilde ne kadar beklediklerini ikisi de bilmiyordu. Nihayet Ala sakinleşmeye başladığında Ceylan rahat bir nefes aldı.

"Ala lütfen bana bak, daha iyi misin?"

"İyiyim, özür dilerim. Ben çok özür dilerim."

"Saçmalama niye özür diliyorsun. Hadi kalk biraz elini yüzünü yıkayalım."

Bahçenin diğer tarafından gelen ayak sesleriyle toparlandılar. İhsan elinde bahçe makasıyla kızlara bakıyordu. Arkasında gözleri yaşlı Aliye vardı. Hızla kızlara doğru yürüdü. Ayağa kalkmaya çalışan yeğenini tutup sıkıca sarıldı. Bir yandan ağlıyordu.

"Yavrum ben bilmezdim böyle öğreneceğini, annen bilmeni istemez sandım. Vallahi ondan bahsetmedim. Affet beni ne olursun."

Ala teyzesinin kollarının arasından çıkıp yerde duran defteri aldı. Kendisine yaşlı gözlerle bakan teyzesine sanki ilk defa görüyormuş gibi baktı. Sonra aynı uzaklıkla eniştesine döndü. Teyzesi bu yabancı bakışlardan irkildi.

"Siz benim babamın kim olduğunu biliyor muydunuz?"

"Bu da ne demek?" Soru Ceylan'dan gelmişti ama sorulan soruya sadece Ceylan değil İhsan ve Aliye de bir mana verememişti.

Annem YarasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin