65. Tanrı'nın Cehennemine Gideceksin.

2.8K 328 115
                                    

'Tarih daima tekerrür etmiştir, bu yadsınamaz bir gerçek değil mi?'

Geri geri yürüyüp kendimi sağlama aldım. Her türlü, küçücük de olsa bir kurtuluşa ihtiyacım vardı.

Doğru söylüyordu. Ama bu dönüş noktasında, olanlara şahit olanlar aynı kişi olmuyordu ve kimse aynı düşünceleriyle kalmıyordu. Boynunda seni bitirmek için fırsat kollayan bir kurt, gün geliyor kahramanın olabiliyordu. Tarih tekerrür ediyordu evet ama sonu asla bilinemezdi, bu da yadsınamaz bir gerçekti.

'Karşında Dolunay yok Aslan alfa. Ben Doğuş'um.'

Gidecek ve kurtulacak yerin kalmadığını kabul ettim. Geriye üstüne yürüyüp kahramanca ölmek kalıyordu. Mavi gözlerimi tehdit savururcasına boynuna dikip hırladım. 

Bir an, sol tarafımda kırmızı nokta seçer gibi oldum. Koku almak istiyordum ama kokular birbirine o kadar girmişti ki, kimin feromonunu aldığımı kestiremiyordum. Üstelik savaşa inen kurtların sayısı hızla artıyordu.

'Doğru söylüyorsun. Dolunay omega asla gizliden iş çevirmezdi ya da kötü birinin omegası değildi.'

'Bir savaşı kazanmak için bazen rakibinden daha kötü düşünebilecek kadar zeki olman gerekir Aslan.' 

Onun sesini duyduğumda bütün umutlarım yeniden yeşerdi. Nerede olduğunu anlamasam da sesini duymam bile yeterliydi. 

'Bu savaşın baş kahramanı başından beri bendim Ayhun.'

Sadece gözleri görünüyordu. İki tane parıl parıl parlayan kırmızı küre görünüyordu. Arkasından koşarak gelen kurtları görünce rahatladım. Üstüne üstlük bana yardım için gelen omegalar da görünüyordu. Fakat Aslan'ın alfaları da fazlaydı. İki büyük ağacın arasında büyük bir kalabalık oluşurken hala görünmeyen alfamı aradım. 

İki liderin karşı karşıya gelmesi çok fazla tehlikeliydi. Eğer bir lider öldürülürse onun sürüsünü dağıtmak zor olmazdı.

'O zamanın baş kahramanı da Gece'ydi.'

Hızla atlayıp önüme duvar gibi dikildiğinde geri çekildim. Boyut olarak ikisinden de küçüktüm. Geriye çekilip kendimi sağlama almak istiyordum ama etraf kalabalıktı. Aslan'ın alfaları onun arkasında, Savaş'ın alfaları da yanlar da bekliyorlardı.

'Sen hep bu yüzden kaybediyordun Ayhun. Hiçbir zaman geri çekilip dünyanın neresinde olduğunu anlayamadın. Benim nasıl biri olduğumu göremedin.'

Saldırmak için kaslarını sıkıp eğildiklerinde işi fazla uzatmadan birbirlerine meydan okuduklarını anlamıştım. Daha fazla alfa kurt kaybetmeyi bırakıp sadece birbirlerini hedef almışlardı. 

'Bana hiçbir zaman denk değildin ve bunu kendi Tanrı'nın cehennemine gittiğinde öğreneceksin.'

Sertçe atılıp birbirlerinin adeta canlarını almak istercesine vurulan pençe ve hırlama sesleri kulağımın içinde büyüyordu. Savaş'ın siyah yelelerinden akan kırmızı damlaları gördüğümde yaralı biçimde bu dövüşü kabul ettiğini fark etim. O yeşil bakışları daha önce hiç görmediğim bir kırmızının tonlarında arsızca dolaşıyordu ve alfa dişlerinin uzunluğu bütün bu resme dehşet katmıştı.

İLİACA (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin