Menajerimi Ara | Senaryolar

hafta sonu kaçamağı part2

BU BÖLÜM TWİTTER KULLANICI ADI @DiziPrensessi ve @aanotherunivers OLAN İKİ DİĞER ARKADAŞIMLA ORTAK YAZILMIŞTIR

Bölüm çok olmasa da biraz +18'e giriyor. Okumadan okumadan önce belirtmek istedim.

Barış gözlerini yavaşça açıp yanında uyuyan sevgilisine baktı. Uyku sersemi olduğu için gözlerini zorla açıyor olsa da Dicle'nin dağınık saçları ve uyuduğu için kapalı olan gözleri onu izlemesi için bir dürtü oluşturdu içinde.

Dirseğini yastığa yaslayıp omzuna yaslanıp Dicle'yi izlemeye başladı. İpek gibi saçları vuran güneşle o kadar güzel parlıyordu ki eli istemsizce onlara uzandı ve parmaklarını Dicle'nin saçına doladı. Biraz saçlarıyla oynadıktan sonra parmaklarını Dicle'nin yüzüne getirdi.

Uyanmamasına dikkat ederek hafifçe yüzünde dolandırdı parmağını. Parmağını yüzünden boynuna oradan açık olan omzuna indirdi. Dicle'nin süt gibi bembeyaz tenini gördükçe aklına dün yaşananlar geliyordu ve istemsizce kendisini gülümserken buluyordu. 'Acaba bugün neler olacak' diye geçirdi içinden.

Dayanamayıp omzuna ufak bir öpücük kondurunca Dicle gözlerini hafifçe açıp Barış'a baktı. Sevgilisinin onu izlediğini görünce gülümsedi. Dün çok yorulduğu için geri gözlerini kapatıp uyumaya devam etti. Barış bu sefer de boynuna bir öpücük kondurunca kıkırdayarak açtı gözlerini.

"Günaydın sevgilim."

Barış'ın daha yeni uyandığını belli eden kalın ve boğuk sesi Dicle'nin yüzünde ki uyku sersemliğiyle oluşan gülümsemeyi büyüttü.

"Günaydın sevgilim."

Barış, Dicle'nin dudağına minik bir öpücük kondurup gözlerine baktı.

"Her gün bu şekilde uyansak keşke.."

Sözü bitince bu sefer Dicle'nin gözlerine birer öpücük kondurdu.

"Gözlerimi her açtığımda bu gözleri görsem.."

Uzanıp Dicle'nin ellerini avuçlarının içine aldı ve onlara da birer öpücük kondurdu.

"Uzandığımda hemen tutabilsem bu elleri.."

Sonra Dicle'yi kendine çekip sıkıca sarıldı ona.

"Her sabah böyle sıkıca sarılabilsem sana.."

Barış Dicle'den ayrılınca Dicle ayağa kalkmaya çalıştığı sırada onu bileğinden tutup geri yatağa düşürdü ve üzerine çıkıp ona doğru eğildi.

"Nereye gidiyorsun?"

Barış fısıldayarak konuşurken bir yandan da burnunu Dicle'nin yanağına ve boynuna sürtüyordu.

Dicle elini Barış'ın çıplak sırtında gezdirmeye başladı. Bu bir nevi 'hodri meydan' demekti.

Barış kafasını kaldırıp Dicle'ye baktığı sırada Dicle onu kendine çekip dudaklarına yapıştı. Dicle, dün gece üzerinde olan çekingenliği attığını belli edercesine daha sert ve tutkulu öpüyordu.

Dicle'nin bu hali Barış'ın hoşuna gitti. Barış bir elini Dicle'nin saçına dolayıp saçıyla oynarken Dicle dudağını ısırdı. Barış bu hareketi bekliyormuşçasına yataktaki örtüyü aşağı attı.

Barış muzipçe gülümserken Dicle de onun gibi bakıyordu ona. Barış kendisini biraz daha yukarı çekince yatakta Dicle de yattığı yerden kalkıp Barış'ın bacaklarının üstüne oturdu.

Barış kollarını Dicle'nin bedenine sarıp fısıldadı.

"Senin içinden ne çıktı böyle?"