09/03/21
BU BÖLÜM TWİTTER KULLANICI ADI @DiziPrensessi ve @aanotherunivers OLAN İKİ DİĞER ARKADAŞIMLA ORTAK YAZILMIŞTIR
Dicle, kostüm odasını düzenledikten sonra biraz hava almak için terasa çıktı. Asıl amacı kostüm odasını düzenlemek değil, Barış'a olan sinirini atmaktı.
Bir süre gözleri kapalı bir şekilde temiz havayı içine çekerken telefonu çalınca hemen gözlerini açıp telefonunu eline aldı.
Feris Hanım Arıyor..
Feris'in aradığını görünce hiç vakit kaybetmeden cevapladı.
"Efendim Feris Hanım?"
"Dicle neredesin?"
"Terastayım."
"Tamam, hemen kostüm odasına git ve beyaz inci kolyeyi bul. Çok acil gerekiyor."
"Anladım Feris Hanım, hemen bulup getiriyorum."
Dicle telefonu cebine attı, son bir kez daha temiz havayı içine çektikten sonra içeri girdi. Merdivenlerden inip kostüm odasının kapısına geldi. Tam kapıyı açacakken Emrah yanından geçerken ona öpücük atınca Dicle de ona dönüp gülümseyerek öpücük attı.
Bu sırada Dicle arkaya doğru yürüyerek girdiği odada sert bir şeye çarpınca hemen arkasını dönüp neye çarptığına baktı.
Barış, karşısında üzeri çıplak bir şekilde duruyordu. Dicle panikle hemen kapıyı kapattı ve Barış'a döndü.
Barış kollarından tuttuğu sevgilisini kendisine çekip kollarını beline doladı.
"Bu kostüm odalarında karşılaşmamız hep bu şekilde mi olacak sevgilim?"
Dicle, Barış'la ilk karşılaştıkları anı hatırlayınca gülümseyerek başını Barış'ın göğsüne yasladı. Birkaç saniye sonra Barış'a olan öfkesi aklına gelince Barıştan uzaklaştı.
"Ben kolye almak için gelmiştim, seni rahatsız etmeyeyim. Giyin sen."
"Giyinmeyebilirim istersen.."
Barış gülümseyerek Dicle'ye bakarken Dicle ona cevap vermedi.
Dicle arkasını dönüp kolyeyi aramaya başladığında Barış onu kolundan tutup kendisine çekti.
"Konuşmuyor musun benimle?"
Dicle hala öfkeli olduğu için soğuk davranıyordu.
"Hayır, konuşuyorum."
"Bak dünkü meseleden dolayı yapıyorsan eğer, yapma. Bi' dinle beni önce."
"Neyi dinleyeyim Barış? Sana şu çocukla muhatap olma dedikçe bir olay çıkıyor. Tam her şey yavaş yavaş yoluna girmeye başladı dün yine tartıştınız. Ya bu olay da büyürse ve işin zarar görürse?"
Barış, Dicle'nin yüzünü avcunun içine aldı.
"Sevgilim inan bana bu sefer benim suçum yok. Abimle bir şeyler yiyorduk sonra o geldi ve dik dik bakmaya başladı. Ben başta önemsemedim ama sonra üstüne bir de laf atınca üzerine yürüdüm. Zaten abim oradaydı ve hemen durdurdu beni. Başka bir şey olmadı, gerçekten.."
Dicle bir süre Barış'a baktı. Söylediklerinin doğru olduğundan emindi çünkü Barış ona yalan söylemezdi.
"İnanmıyor musun bana?"
Dicle kafasını sallayıp geri döndü ve kolyeyi aramaya devam etti. Barış kapının yanına gidip usulca kilitledi.
Sandalyenin oraya doğru geçip Dicle'yi kendisine çekti. Dicle, Barış'ın üzerine düştüğünde kafasını kaldırıp ona baktı.
"Ne yapıyorsun Barış?"
Barış burnunu Dicle'nin burnuna sürterken fısıldayarak konuştu.
"Ne yapıyormuşum?"
Dicle gittikçe yumuşarken hemen kendisini toparlayıp Barış'a karşı çıktı.
"Barış ajanstayız."
"Ajansta olmasak yani.."
Barış sözlerine devam edecekken Dicle, Barış'ın sözünü dudaklarını onunkilerle birleştirerek kesti.
Barış ona karşılık verirken Dicle ellerini Barış'ın omzunda gezdiriyordu. Omuzlarında gezdirdiği elini boynuna sürterek saçlarına çıkarttı ve saçlarıyla oynamaya başladı bu sefer.
Barış, Dicle'den biraz ayrılıp dudağının kenarını öpüp ona baktı ve gülümsedi.
"Çok güzel kokuyorsun sevgilim."
Barış tekrar aynı yeri öptü ve bu sefer Dicle'nin çenesine yöneldi. Dicle, Barış'ın bu hareketiyle kıkırdadı. Barış'ın eline uzanıp önce avcunun içine aldı ardından beline koydu.
Barış, içinde artan enerjiyle Dicle'nin kulağının çenesiyle birleştiği yere yöneldi oraya da ufak bir öpücük bıraktıktan sonra omzu ve boynunun arasına döneldi.
Dicle'nin fermuarlı bluzu buna engel olunca Barış, bluzun fermuarını Dicle'nin karnına kadar indirdi. Bluzu omzundan sıyırdı ve boynuyla omzunun arasında bir yere ufak öpücükler kondurdu.
Dicle'nin kalp atışıyla aynı oranda hızlanan nefes alış verişleri Barış'ınkilerden farksızdı.
Barış tekrar aynı noktayı öptüğünde Dicle gözlerini kapattı. Tam başını Barış'ın omzuna yasladığı sırada dışarıdan gelen sesle kafasını kaldırıp kapıya baktı Dicle. Barış kapıyı kilitlediği için rahattı.
"Kostüm odasında mı? Tamam Gülin, ben bakarım."
Beren'in sesi gittikçe yaklaşırken Dicle hemen oturduğu yerden kalktı ve üzerini düzeltti. Barış hızlıca koltuktan kalkıp üzerine bir kazak geçirdi ve saçlarını düzeltti.
"Barış, kesin yakalanacağız. Ne yapacağız şimdi?"
"Sakin ol sevgilim, önce ben çıkarım sonra sen çıkarsın."
Dicle hemen kafasını salladı. Odanın arka tarafına geçecekken Barış onu kolundan çekip son bir kez daha öptü ve kilidi açıp odadan çıktı.
Beren'in odanın içini görmesine izin vermeden onu ajansın çıkışına doğru yönlendirdi.
"Efendim Beren, ne için gelmiştin?"
Beren, Barış'ın neden böyle aceleci davranıp onu odadan uzaklaştırdığını anlamak için dönüp arkasına baktığında odadan açık saçları dağınık şekilde çıkan Dicle'yi gördü. Dicle hızlıca saçlarını bileğinde ki tokayla topuz yapıp başka bir odaya girdi.
Gördükleri Beren'in gözlerinin dolmasına yetmişti.
"Beren?"
"Ha? Şey, hiç.. Babamı görmek için gelmiştim. Senin de burada olduğunu öğrenince bir selam vereyim dedim. Neyse ben gitsem iyi olur biraz işim var. Hoşça kal."
Beren hızlıca Barış'a veda etti ve ajanstan çıktı.
Barış bu yaptığına anlam veremese de üzerinde çok durmadı. Feris'in yanına giderken koridorda karşılaştığı sevgilisine göz kırpıp Feris'in odasına girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Menajerimi Ara | Senaryolar
Fiksi UmumHikayede geçen karakterler "Menajerimi Ara" dizisinin karakterleridir. Yazmış olduğum bölümler birbirlerinden bağımsız. Dizide geçen konuyu veya dizide olmasını istediğim sahneleri kendi kalemimle yazıp paylaşıyorum. tw: @perdidoentisara