DicBar Paralel

1.4K 56 16
                                    

24/02/21

Dicle, bir yandan Caner'e ulaşmaya çalışırken ajanstan içeri girdi. Telefonu kulağından çekip Jülide'ye selam verdi.

"Günaydın Jülide."

"Günaydın Dicle."

Dicle gülümseyerek odaya gidip montunu ve çantasını astı. Caner'e hala ulaşamadığı için oflayarak telefonu kapatıp masaya koydu.

"Günaydın."

"Günaydın zıpzıp"

Dicle, Gülin'in kendisine zıpzıp demesine gülümsedi. Bakışları Emrah'ın masasını bulunca boş olduğunu görünce kaşlarını çattı.

"Emrah nerede?"

"Buradayım."

Emrah odaya girince direkt masasına yöneldi ve sandalyesine oturdu.

"Daha gün yeni başladı ve ben şimdiden bittim.."

Dicle ona gülerken Feris'in sesi duyuldu.

"Günaydın. Dicle odama gelir misin?"

"Günaydın Feris Hanım tabii."

Feris kafasını uzattığı yerden geri çekince Dicle not defterini alıp Feris'in peşinden gitti.

Feris'le Dicle kısa bir günün yapılacakları üzerinden geçtikten sonra Dicle odadan çıkıp telefonunu aldı. Caner'i yine aradı.

Bir yandan odasına giderken yanından geçen Barış'ı fark etmedi.

"Ya Caner açsana şu telefonu, neden ulaşamıyorum ben sana?"

Dicle homurdanarak telefonu kulağından çekip Caner'e mesaj yazmaya başladı.

Dicle: Caner müsait olduğunda ara beni, önemli.

"Dicle?"

Dicle adını duyunca panikle sıçrayarak arkasını döndü.

"Günaydın sevgilim."

Dicle, Barış'ı gördüğü için mutlu olsa da ajansta olduklarını ve şuan bulundukları odada Emrah'la Gülin'in olduğunu fark edince hızlıca kafasını çevirip onlara baktı. Hemen kafalarını çevirip onlara bakmıyormuş gibi yapsalar da Dicle çoktan görmüştü.

"Barış gel biz seninle dışarda konuşalım."

Barış kafasını sallayıp diğerlerine eliyle işaret ettikten sonra odadan çıktılar. Birlikte ajanstan çıkacakken Dicle'nin telefonu çalınca Dicle durup telefona baktı. Arayan bugünden beri ulaşmaya çalıştığı Caner'di.

"Barış bu telefona bakmam gerekiyor, işle ilgili. Sen istersen çık ben hemen geliyorum."

"Sonra bakamaz mısın Dicle?"

"Barış gerçekten önemli, bugünden beri Caner'e ulaşmaya çalışıyorum. Hemen geleceğim ben."

"Dicle farkında mısın sen beni artık önemsemiyorsun."

Dicle şaşkınca Barış'a baktı.

"Evet Dicle, hep işini ön planda tutuyorsun. Bana eskisi kadar vakit ayırmıyorsun."

"Barış ne dediğinin farkında mısın?"

"Farkındayım. Benimle eskisi kadar.."

Barış konuşmaya devam ederken Dicle'nin telefonu yeniden çalmaya başlayınca sustu.

"Neyse Dicle, sen görüşmeni yap. Biz sonra konuşuruz nasıl olsa."

"Barış.."

Dicle ne kadar peşinden seslense de Barış onu dinlemeyip sinirle merdivenlere yöneldi. Dicle peşinden gidip kolundan tuttu ve durdurdu onu.

Menajerimi Ara | SenaryolarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin