DicKır yüzleşme

3.3K 76 19
                                    

25/01/21

Gelen bildirim sesiyle otuduğum sandalyede geriye yaslanıp telefonumu aldım elime.

Kıraç Özdal kişisinden bir yeni mesaj..

Heyecanla telefonu açıp mesaja girdim.

Kıraç Özdal: Müsait olunca bana gel, konuşmamız gereken şeyler var.

Mesajı okurken artan heyecanımla hemen ayağa kalktım. Zaten işim çoktan bittiği için oyalanmadan montumu alıp Ego'dan çıktım.

Arabaya binmemle Barış'ın araması bir oldu. Gülümseyerek aramayı cevaplandırıp o sırada arabaya yerleştim.

"N'apıyorsun Dicle?"

"Babam mesaj attı ona gidiyorum Barış. Konuşmamız gereken şeyler varmış.."

"Ne konuşacaksınız ki?"

"Bilmiyorum ama içimde garip bir heyecan var, iyi şeyler olacak gibi hissediyorum.."

"Tamam o zaman konuştuktan sonra ararsın beni olur mu? Seni bir yere götürmek istiyorum."

"Tamam canım, görüşürüz."

"Görüşürüz."

Telefonu kapatıp arabayı park edip karşımda ki eve baktım. Birkaç ay önce 'ben çöp değilim beni uzağa götürüp bırakamazsın' dediğim yerdeydim şimdi, bir farkla. Artık benden kurtulmak istemiyordu babam.

Arabadan inip çantamı aldım ve eve doğru adımlamaya başladım. O gün aramızda geçen konuşmaları zihnimden silmeye çalışıp gülümseyerek girdim bahçe kapısından içeri. Eve doğru attığım her adımda içimdeki heyecan artıyordu. Kapıyı tıklatmadan önce derin bir nefes aldım ve açılmasını bekledim.

Birkaç saniye sonra açılan kapıda babamın gülümseyen suratını görmeyi beklerken endişeli ve kızgın suratını gördüğümde yüzümdeki gülümseme solmaya başlasa da hemen geri gülümsedim.

"Beni çağırmışsın, geldim. Ne konuşacağız?"

"Geç içeriye, kapıda konuşulacak şeyler değil."

Kafamı sallayıp içeri girdim. Onu takip edip peşinden salona girdim. Oturmasını beklerken odanın içinde volta atmaya başlayınca kötü bir şey olduğuna emin oldum.

'Acaba Beren'e veya Mayda Hanım'a mı bir şey oldu?' diye geçirdim içimden.

"Ben sana ne dedim?"

Kaşlarımı çatıp ona baktım.

"Ne dedin?"

"Barış'la beraber olmanı istemiyorum dedim. Sen de öyle bir şey yok ve olmayacak dedin."

"Eve-"

"Sözüm daha bitmedi." Bağırmasıyla yerimde istemsizce sıçradım.

Masanın üzerinden birkaç fotoğraf alıp önüme fırlatınca eğilip yerden fotoğrafları aldım. Barış'la beraberken çekilmiş birkaç fotoğraf vardı. Gülerken, film izlerken ve.. Dolan gözlerime hakim olmaya çalışırken kafamı kaldırmadım görmesin diye.

"Böyle mi sözünde duruyorsun sen, arkamdan iş çevirerek. Bana yapmam dediğin şeyi yaparak?"

Sinirle kafamı kaldırıp ona baktım.

"Sen şuan tam olarak neyin hesabını soruyorsun bana? Ve kim olarak soruyorsun bu hesabı?"

"Konuyu değiştirme Dicle. Konumuz bu değil."

"Eğer verilen sözlerden konuşuyorsak şuan biraz daha geçmişten başlamamız gerekiyor bu konuşmaya. Sen de bana söz ermiştin, hatırlıyor musun? Sen de bana söz vermiştin. Asla seni bırakmayacağım demiştin. Her zaman yanında olacağım demiştin. İlk yazmayı ben öğreticem demiştin bana, bisiklet sürmeyi ben öğreticem demiştin bana, düştüğün zaman seni ben kaldırıcam demiştin bana sen."

Menajerimi Ara | SenaryolarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin