5

153 22 1
                                    

  Masadakileri bırakarak yanımıza geldi. Lider vasfı olan, herkese fazla nazik yaklaşan, peşinden bir grup kızı koşturabilecek güce sahip okul sıralamasından Chan. Sanırım benim yapamadıklarımı başkaları yapınca istemeden de olsa içimde bir kıskançlık duygusu doğuyordu. Bunu birine yansıtmasam daha iyi olacak.

  "Biraz zamanınızı alabilir miyim?" diyerek bir sandalye çekti.

  "Cevap vermemize gerek kalmadı."

  "Minho hyung sessiz ol." masa altından parmaklarını kucağına koydu oynamaya başladı. Nasıl bu kadar hızlı değişebiliyor bu? Umarım gizli bir bipolar hastası değildir diyerek içimden dua ettim.

  "Kendi aramızda Cuma günü için sinemaya gideceğiz. Birbirimizi daha iyi tanımak adına. O yüzden sizi de çağırmak istedim." endişelenmem gerekiyor ama o kadar içten gülümsüyor ki. Düşüncelerimi Seugmin böldü.

  "Bizde sizinle daha çok kaynaşmak isteriz tabii. Hem eğleniriz iyi olur," Seugmin'in gülümsemesi bana bakınca söndü "Minho da gelir, beni yanlız bırakmaz değil mi?"

  Konuşmasında ima mı vardı bunun? Kelimeleri üstüne basarak konuşmuştu. Ve hayır sinemaya gidemem. En son ortaokulda gitmiştim. 30-40 kişinin aynı odada olduğu bir yere gidemem. Niye yapamam dediğim şeyler hep karşıma çıkıyor ki? Nefret ediyorum. Yine beni ikna etmeye çalışacak hem de canım çıkana kadar. Her seferindd beni zor duruma sokuyorlar.

  "Aslında benim sunu-" Seugmin bir dirsek atarak lafımı böldü. Chan lafa girdi. "Sorun mu var?" doğal olarak garip bakmaya başladı.

  "Ah, hayır hayır sorun yok." tanımasam aegyo yapmaya başlayacak derdim. İnsanlar aşık olunca kafayı buluyor sanırım.

  Bazen Chan'a karşı dürüst olmam gerektiğini düşünüyorum. Herkesin sorunuyla ilgileniyormuş gibi gözüküyor. Güvenilir biri gibi. Kimi kandırıyorsun Minho, kimseye içini açamazsın sen. Tabikide bunlar olmayacaktı. Ama beni gruba sadece iyi dans ettiğim için almak istiyorlardı. Sanki bu olana kadar durmayacaklarmış gibi.

  Sertçe yutkundum artık gerçekten bir şeyler söylemeliyim. "Ben gerçekten gelemem. Seugminle gidebilirsin istekli zaten." başımı sallayarak kendime onay veriyorum.

  "Bence bir ortama girerek bu şeyi yenebilirsin Minho."

  "Minho neyi yenecek? Bir şeyi mi var?" Ah, harika. Seugmine onu doğrayacakmış gibi baktıktan sonra bir açıklama yapmam gerekiyordu.

  "Bir oyun vardı. Seugmin hep kazanırdı da. Bu sefer yenersin o yüzden dedi." böyle çevirilir işte.

  "Ha. Hangi oyun? İyi olurdu birlikte oyun oynayarak zaman geçirmek aslında."

  Gelemem diyorum. Gelemem dediysem gelemem. Neden anlamıyor. Yoksa anlamak mı istemiyor? Şimdi de birlikte oyun oynamaktan bahsediyor. Neden kimse göremiyor. Topluluk içinde hiçbir şey yapamıyorum işte. Onlar iki flörtleşecek diye hiçbir yere gidemem ben.

  "Aslında Minho hyung biraz utangaçtır. O yüzdsn bu kadar kaba. Onun kusuruna bakma Chan hyung." Seugmin sırıtarak söyledi.

  "Utangaç falan değilim ben. Ama birazdan burdan biri benim gazabım yüzünden sakat kalacak." gözlerimi ona diktim. Utangaç ne be? O benim sorunumu bal gibi de iyi biliyor. Dalga geçmek istiyorsa o bilir.

  "Seugmin'in konuştuklarina bakma sana kör kütük aş-" ağzıma elini koyarak kapatmaya çalıştı bir şeyler kekeleyerek.

  Chan utanarak güldü. Ee tabi aptal değil o kadar da. Konuyu değistirerek konuşmaya başlarken diğer masadaki çocuklar buraya doğru adımlamaya başlamıstı.

  Masa kalabalıklaşıyor. Ve ben engel olamıyorum.

Social Phobia • MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin