SIR

748 64 63
                                    

Harry eve geldiklerinden beri şöminenin karşısında oturmuş düşünüyordu. Draco ise Harry'nin kendisinden ne sakladığını. Draco bakanlıktan çıkınca evine gitmek istemişti ama Harry izin vermemişti. Lucius'un azkabana atılmasını Draco istemişti ve Lucius intikam almak isteyebilirdi. Şuan gücünün yerinde olmadığını biliyorlardı ama, kaçıran kişinin neden kaçırdığı hala muammaydı. Draco'nun tahmini ne kadar doğru bilmiyorlardı. En iyisi temkinli olmaktı.

Harry yavaşça ayağa kalktı ve mutfaktan su almaya gitti. Draco onun arkasından bakmakla yetindi. Ne diyeceğini bilmiyordu. Aslında dün hakkında konuşmaları gerekiyordu. Harry'de bunun farkındalığı ile elinde iki şu bardağı ile oturma odasına girdi ve eski yerine oturdu. Hafifçe öne eğildi dirseklerini dizlerine koydu ve ellerini birleştirdi.

" Draco dün hakkında konuşmak istermisin? "

" Evet konuşalım, daha fazla geciktiremeyiz"

" Bak Draco sana karşı hislerim olduğunu anlamışsındır. Dün gece olan birliktelik de bunu doğruluyor. Seninde bana karşı duygular beslediğine eminim . Ama bu sadece kehanet için mı bilmem gerek. Kehanetlerin yanıltıcı olduğunu biliyorsun. Sen kafanda nasıl yorumlarsan kaderin öyle olur. Şimdi senden istediğim duygularının gerçek mi yoksa kehanet için zorunluluktan mı olduğunu söylemen. "

" Senin böyle düşünmemi anlıyorum Harry . Ama daha kehaneti öğrenmeden önce seni öptüm. " Harry nin şaşkınlıkla ağzını açması ile hızlıca konuşmaya devam etti Draco. " Hayır sabah hatırlamıyordum eve gidince birden aklıma geldi. Sana karşı olan duygularım çok yeni bunu kabul ediyorum ama hesaba katmadigin bir şey var Harry. Benim çocukluğum senin hayatta kalışını dinleyerek geçti. Sana hayranlık besleyerek büyüdüm. Cübbe dükkanının önünde sana söyledikleri yüzünden arkadaş olma fırsatını kaçırmıştım sonrasında beni reddetmen ise babamın söylediği gibi kötü biri olduğunu düşündürdü."

"Sonrasında ise babamın düşüncelerini takip ettim işte biliyorsun. Senden hicbir zaman tam olarak nefret etmedim. Yanlış olan birşeyler olduğunu hep biliyordum ama korkak biriyim babama baş kaldıramadım. Senden yada Dumbledore'dan yardım isteyemedim. Annemle kendimi o karanlıktan çıkarma fırsatım vardı ama ben korktum ve yanlış yola saptım. Taki senin öldüğünü duyana kadar. Sen o kadar yenilemezdin ki benim gözümde öldüğünü duyunca ne yapacagimi şaşırdım. Sen benim ve benim gibilerin tek şansıydın Harry. Bu yüzden koca devin kucağından yere atladığında asa mı sana atmakta tereddüt etmedim. Sende görevini başarı ile yerine getirdin. Yanı bu uzun konuşmadan çıkaracağım sonuç, sana karşı olan hislerimin kehanetle ilgisi olmadığı. Bundan ne olursa olsun şüphe etmeni istemiyorum."

Harry Draco'nun uzun konuşmasından sonra içindeki tüm olumsuz düşüncelerin yok olduğunu hissetti. Draco Harry'i gerçekten seviyordu ve bu onun için inanılmazdı. Harry bunun hayalini bile kurmamıştı. Çünkü o kadar mantıksız geliyordu ki. Yıllarca Draco'nun kendisinden nefret ettiğini sanmıştı ve bunun içinde geceleri az ağlamamıştı. Erkekler ağlamaz sözü tamamen yalandı. Erkeklerde ağlardı.

Harry Draco'nun kendisinden cevap beklediğini fark edince dudaklarını araladı ama sesi çıkmamıştı. Oda konuşmaktan ziyade göstermeye karar verdi. Ayağa kalktı ve Draco'nun oturduğu koltuğun önüne geldi ve Draco'nun kucağına oturup dudaklarını öpmeye başladı. Draco ellerini Harry'nin beline sardı ve öpücüğe karşılık vermeye başladı. Dillerinde işin içine girmesi ile öpüşme derinleşti. Draco Harry 'nin kucağından kalkmasını sağladı ve yatak odasına yönlendirdi.

( Burayı diger bölümde yazacağım kdkdkdkd şimdi başka bir konuya geçiyoruz.)

Lucius karşısındaki adama baktı. Onu azkabandan kaçırdıktan sonra dağın tepesine getirmişti. Kendisini neden kaçırdığını bilmiyordu. Tek kelime bile etmemişti. Sadece güvenli bir yere gidince konuşacaklarını söylemişti. Şimdi ise karşısında sanki azkabandan birini kaçırmamış gibi ateş viskisi içiyordu. Daha fazla dayanamayıp konuşmaya başladı.

" Beni neden kurtardın bilmiyorum. Bir amacın olduğu belli ama neden ? Kimsin nesin neden özellikle beni kaçırdın? Bunların cevaplarını bana vermek zorundasın."

" Ben Voldemortun ve Harry Potter'in kanı ile beden bulmuş biriyim. Voldemort ölünce bedenimdeki ona ait kan yüzünden bende öldüm ama Harry Potter'in yaşaması ile hayata geri döndüm. Istediğim şey ise voldemort'un isteği ile aynı. Büyücü dünyasını safkanların yönetmesi. Sen ise bu denklemin kilit noktasısın. Çünkü Harry Potter'ın zayıf noktalarından biri senin oğlun. Ve sen... amaçların uğruna oğlunu feda etmekten çekinmezsin. Ayrıca bildirilerin benim için oldukça önemli. Voldemort sana güveniyordu en azından evini karargah olarak kullanmakta tereddüt etmedi. Itaat edeceğinden şüphem yok. Olur da itaat etmezsen olacaklardan ben sorumlu değilim."

Karşısındaki adamın sözleri ile içindeki hise anlam veremedi kısa bir süre. Neydi bu? Mutluluk mu? Hayranlık mı? Hayır, Hayır bu korkuydu . Ondan korkuyordu. Itaat etmekten başka seçeneği yoktu . Voldemort öldükten sonra psikolojik olarak çok kötü durumdaydı. Hayatta değer verdiği iki kişiye zarar vermişti. Ama azkabanda olduğu sürede düşünmek için oldukça zamanı olmuştu. Yaptıklarından pişmandı ama bir şansı olsa yine aynı şeyleri yapacağından da emindi. Öyle olması gerekiyordu ve olmuştu. Karşısındaki adam hala ondan cevap beklerken Lucius konuşabileceğinden emin olmadığı için ufak bir baş sallaması ile yetindi. Ve adam tekrar konuştu.

" Ben kaçınılmazım Lucius Malfoy. Ben atağa geçtiğimde doğru bilinen ne varsa değişecek. Eh benim tarafında olmay iyi çünkü kaybetmeyi sevmezsin değilmi? Voldemort aptalca davrandı. Güvenmemesi gereken kişilere güvendi. Yapmaması gereken şeyler yaptı. Ben o hatalara düşmeyeceğim."

Lucius onun sözleri ile derin bir şekilde yutkundu. Bu adam Voldemirttan da tehlikeli idi çünkü bu adam kararlıydı ve Harry Potter'ın kanını taşıyordu. Bu adam gerçekten kaçınılmazdı.

■○■○■○■○■○■○■

Harry yatak odasından Draco'yu bulmak için çıktığında koltukta bir mektup ile oturduğunu gördü. Umuyordu ki mektup önemsiz birşey olsun. Eğer Hermonie gönderdiyse mektubu başı büyük belada demekti.

" Harry bana açıklamak istediğin bir şey varmı?"

Draco'nun sesi ile derin bir şekilde yutkundu ve Draco'nun gözlerine bakmaya başladı. Işte şimdi sıçmıştı.

●□●□●□●□●□●□●□●

Bu bölümünde sonuna geldik. Kötü adamımızla tam olarak tanışmasakta hakkında bir fikir edinmissinizdir diye düşünüyorum.

Fikirleri alalım.

Sizce mektupta ne yazıyor?

Smut kısmını yazıp atacağım birazdan. Kesmemin nedeni okumak istemeyen olursa geçmesi için. Herkesin okuyacağına eminim ama neyse kdkdkkdjd .

Bu sefer Draco üstte haberiniz olsun.

Sizi seviyorum iyi okumalar.

Lost On You ~drarry~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin