Beklenmedik Kişi

2K 130 53
                                    

Harry'nin anlatımı:

Sabah gün ışığının yüzüme vurup kuş cıvıltıları duyarak kalktım desem yalan olurdu. Hiç uyumamış biri için söylenmeyecek bir cümleydi bu . Gece iksirlerle uğraşırken zamanın nasıl geçtiğini unutmuştum. Savaştan sonra 2 yıl kadar seherbazlık yapsamda tüm ölüm-yiyenler yakalanınca bırakmıştım seherbazlığı. O zamanlar da sabaha kadar iksirlerle uğraşır, yeni karışımlar elde etmeye çalışırdım. Okul zamanlarında anlamadığım bu dersi Snape'in ölmeden önce yerini söylediği kitaplar sayesinde anlamaya başlamış , kendimi geliştirmiştim.

Bazılarını yapamadığım oluyordu elbette ama bu sayede yeni karışımlar elde ediyordum. Bu karışımların çoğu yararlı olsada bazen küçük patlamalar oluyordu. Elde ettiğim işe yarayan iksirler ise StMungo da iyileştirme iksiri olarak kullanılıyordu.

Tüm ölüm-yiyenleri yakalayınca muggle dünyasına geçiş yapmıştım. Sade bir hayat yaşamanın zamanı gelmişti çünkü. Her yıl başka bir şekilde ölümle burun buruna gelmek insanı yoruyordu. Yine de o zamanları özlüyorum. Hergün Ron'un "açım ben"adlı yakarışlarını duymayı, Hermonie'nin " ne zaman ders çalışmayı düşünüyorsunuz" adlı konuşmalarını özlüyorum.

Elime dökülen sıvı ile düşüncelerimden sıyrılıp olduğum yere dönmüştüm. Ah bir iksiri daha çöp  etmiştim, harika. Son zamanlarda gördüğüm kabusları aklımdan uzak tutmak için farklı şeylere yoğunlaşıyordum ama bu seferde yaptığım işi berbat ediyordum.

Elimdeki yanık izi ile bakışırken sıkkın bir nefes verdim. Bu artık uyumamı gösteren işaretti. Bir iç çekiş ile asam'a  uzandım ve bir iyileştirme büyüsü mırıldandım. Sonrasında ise evdeki bodrum katından yavaşça çıktım elimde hala ufak bir sızlama olsada baş edemeyeceğim kadar değildi. Daha kötülerini yaşamıştım. Bodrumdan çıktıktan sonra banyoya ilerledim ve kısa bir duş aldım.

Duştan çıktıktan sonra üstümü  giyindim ama uyumak istemiyordum. O kabusları tekrar görmek istemiyordum. Kabuslar okul yıllarında gördüğüm gibi değildi daha karmaşıktı. Sanki yaşananları değil de yaşanacakları gösteriyordu.

Düşüncelerden kurtulmak için kafamı yavaşta iki yana salladım. Kendimi yatağa bırakmamla kapının çalması bir oldu. Kaşlarımı çatarak yataktan kalktım. Bu evi Hermonie ve Ron bile bilmiyordu. Zarar vermek için gelmiş olsa kapıyı çalacağını da sanmıyordum. Belki katları  karıştırmışlardır diye düşünerek kapıya doğru ilerledim. Yine de kapıyı açmadan önce asa mı almayı ihmal etmedim. Asam olmadan da onu haklayabileceğimi  biliyordum. Seherbazlık yaptığım zaman boyunca dünyanın bir çok farklı yerine gitmiş ve kimsenin bilmediği büyüleri öğrenip üstünde ustalaşmıştım. Aynı zamanda ölümün efendisi'ydim. Yani asaya pek ihtiyacım yoktu ama gücümü bilmeyen insanlar çoğunluktaydı. Bende gücümün gizli kalmasını istiyordum bu sayede saldıracak olanlar asıl gücümü bilmedikleri için bozguna uğrayacaklardı.

Kapını tekrar çalması ile kapıya doğru ilerledim. Asayı sol elime alıp arkama sakladım bir muggle ile karşılaşırsam nasıl açıklardım bilmiyorum. Sağ elimle kapıyı açtım ve buz grisi gözler ile karşılaştım. Onu görmeyi beklemediğini gösterircesine kaşlarım havalanmıştı.

Onu en son azbakana gitmemesi için ifade verirken görmüştüm. Aramızdaki düşmanlığı o zaman bitirmiştik ama iletişimde olduğumuzda söylenemezdi. Zaten bir yıla yakındır muggle dünyasında yaşıyordum. Beni nasıl bulduğunu merak ediyordum ama büyük ihtimalle " Malfoy kaynaklarını" kullanmıştı. Malfoy'ların hala hatrı sayılır kaynakları vardı.

Kaşlarım hala onu görmeyi beklemediğimi bağırırcasına havadaydı.

- Malfoy burda ne arıyorsun.

Lost On You ~drarry~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin