Ruhum

321 38 55
                                    

Bir yunan inanılışına göre insanlar yaratıldığında dört kollu, dört bacaklı, bir kafada iki yüze sahip, tek ruhlu çok güçlü varlıklardı. Kendi kendilerine yetebildikleri ve çok güçlü oldukları için  her türlü taşkınlığı yapar, olimpos tanrılarını onurlandırmayı ihmal ederlermiş. Bir gün baş tanrı Zeus bu olanlara çok sinirlenmiş ve insanları ortadan ikiye bölmüş; bir tarafı erkek bir tarafı kadın olmuş. Ikiye bölünen parçalar o kadar korkmuş ki birbirlerine sarılmışlar. Olimpos tanrıları bu işin böyle olmayacağını düşünüp, bedenleri bir çuvaldan yıldızları bırakır gibi karmakarışık bir düzen içinde evrenin sonsuzluğunda olan dünyaya bırakmışlar. Işte o gün bu gündür yarım olan parçalar,  tamamlanmak için diğer yarılarını arar olmuşlar. Bulduklarında tek bir ruh olup tanrıların onları tekrar cennete alması için...

Bu efsaneden türüyen kalıp bir söz vardır. Ruh eşi yada ruh ikizi. Ben, Draco'nun ruh eşim olduğunu düşünmüyorum. Çünkü dracoyarim bir ruha sahip olamaz. O yarım bir ruhtan çok daha fazlası benim için. O benin ruhum. Yada belkide benim ruhumun bir yansıması. Birbirimizi tamamlamak  yerine birbirimizin aynısıyız. Acılarımız aynı, amaçlarımız aynı. Seçimlerimiz farklı olsa da seçme nedenlerimiz aynı ve yolun sonunda geldiğimiz yer aynı. O benim ruhumun yansıması...

Harry parşömenin üzerinde gezinen elini durdurdu. Içinde ki duyguları nasıl ifade edeceğini bilmiyordu. Duyguları o kadar yoğundu ki. Bildiği veya bilmediği bütün dillerdeki kelimeleri kullansa da anlatmaya yetmeyecek gibi geliyordu. Içinde ki yoğun duygularla yatakta yatan ruhunun yansımasına baktı Harry...

Soğuk prens bugün oldukça yorulduğu için erkenden yatmıştı. Harry uyku tutmadığı için kağıda bir şeyler   karalıyordu. Savaşa yaklaşık beş gün kalmıştı. Harry geçen bir buçuk hafta da istikrarla patronus büyüsünü öğretmeye çalışsa da hiçbiri yapamamıştı. O da zorlamanın bir anlamı olmayacağını düşündüğü için diğerlerine katılmalarına izin vermişti. Uyuyamamasının nedeni ise mürver asa ile olan bağı idi. Geçen bu süreçte Harry asası ile oldukça güçlü
olan bağını daha da güçlendirmişti. Harry asa elinde iken büyü yaptığında asa sadece gücünün küçük bir kısmını kullanıyordu. Harry bunu geliştirmek için asa ile olan bağını güçlendirmeye çalışıyordu. Bunda kısmen başarılı olmuştu.

Beş günlük süreçte daha da güçlendirmeyi planlıyordu. Mesela asa elinde değilken de asa ile yapılabilen büyüleri yapmak gibi... tabi bunun için oldukça çalışması gerekiyordu ve şuan o kadar zamanı yoktu.

Hermione ile ölümün efendisi olduğu için kazandığı güçler ile ilgili çalışmalar yapıyorlardı. Kendisine gelen saldırı büyülerini kalkan yapmadan eli ile yönlendirmek gibi. Odaklandığı zaman bunu başarabiliyordu üstelik büyünün illa kendisine gelmesine gerek yoktu. Odaklandığında yada aşırı sinirli  olduğunda efor sarf etmeden bunu yapabiliyordu.

Harry gözlerinin kapanması ile yatakta yatan sarışının yanına adımladı. Yatak örtüsünü Draco'yu uyandırmamaya dikkat ederek kaldırdı ve yatağa girdi. Draco yatakta ki kıpırtı ile yan dönmüş ve Harry'nin beline sarılmıştı. Harry yüzünde ki küçük gülümseme ile Draco'ya sarılmış ve saçlarına bir öpücük kondurmuştu. Sonrasında günün yorgunluğu ile göz kapakları kapandı...

◇•◇•◇•◇•♡•♡•♡•♡•♡•♡

Harry aşağıdan gelen sesler yüzünden sıçrayarak uyanmıştı. Sol tarafına baktığında boş olduğunu gördü. Denek ki Drcao ondan önce kalkmıştı. Harry yataktan kalktı ve kıyafet ayarlayıp banyoya ilerledi. Nedenini bilmiyordu ama bugün oldukça enerjik hissediyordu. Banyoda hızlıca aldığı düşün ardından giyinmiş ve seslerin geldiği yine doğru yürüyordu Harry. Sesler büyük oturma odasından geliyordu. Harry adımlarını hızlandırdı ve oturma odasının kapısından içeriye bir göz attı.

Lost On You ~drarry~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin