Büyük bir gürültüyle havuza düştüğümüzde kollarım hâlâ sıkıca Jaehyun'a sarılıydı.Havuz suyu her yere sıçramış, herkesin şokla bakışlarını bize çevirmesine sebep olmuştu.
Gözlerim saniyelik açıldı. Jaehyun'un saçları suyun içinde dalgalanırken, tuttuğu nefesiyle sevimli bir sincabı anımsatıyordu.
Kollarını öfkeyle benden ayırmış ve kafasını sudan çıkarmıştı hızlıca. Nefes nefese bir halde ben de suyun içinden çıkarken öfkeli bakışları üzerimde dolaşmıştı çekinmeksizin.
''Sen kafayı mı yedin?''
Bana bağırması umurumda değildi çünkü ıslak, kırmızı dudakları ve üzerine yapışan beyaz tişörtüyle can alıcı duruyordu.
"Sen gerçekten aştın çizgiyi!"
''Taeyong kendini mi öldürmek istiyorsun?''
Jungwoo elini bana uzattığında, gülümseyerek uzattığı eli tutmuş ve havuzdan çıkmıştım. Jaehyun'da havuzdan çıktığında üzerimden sular süzülürken koşar adımlarla Jaehyun'un yanında durmuş, usulca kolundan tutup eve doğru çekiştirmeye başlamıştım tüm gözleri yok sayarak.
''Gel, kuru kıyafetler vereceğim.''
Kolunu sinirle elimden kurtarmıştı kaşlarını çatarak. ''Gerek yok.''
Göz devirdim. ''Ne saçmalıyorsun gel.''
Pişkin tavırlarım onu deli ediyordu fakat umurumda değildi.
Jaehyun'u odama çıkarmış, odadaki banyoyu işaret etmiştim usulca.
''Banyo dolabında temiz havlu var kurulan, ben de temiz kıyafet bulayım sana.''
Öfkeli bakışlarla sessizce girmişti banyoya. Ben de hızlıca üzerimdeki eşofman ve tişörtten kurtulmuş, yalnızca üzerime yapışan iç çamaşırımla kalmıştım. Jaehyun'a bol bir tişört ve eşofman ayarladıktan sonra adımlarımı banyoya doğru attım. Kapıyı hızlıca açtığımda Jaehyun'da benim gibi altında yalnızca bir baksırla duruyordu.
''Sen çıldırdın mı çık dışarı!''
Gözlerim vücudunda dolaştı. Baştan aşağı gözlerimle tüm vücudunu dolaşmış, dudaklarım yaramazca kıvrılmıştı. Elimdeki kıyafetleri geniş lavabonun üzerine bırakırken, ''Duş alalım mı birlikte?'' diye sordum yaramaz bir ses tonuyla.
Başta kaşları çatılmış daha sonra alayla gülmüştü duyduğu şeyle, neşeli bir gülüştü söylediğimi gerçekten komik bulmuş olmalıydı.
''Taeyong, çık dışarı.''
''Neden? Ben seninle birlikte duş al-'' Sözüm yarım kaldı. Jaehyun beni omuzlarımdan tutarak banyodan dışarı çıkarmış ve kapıyı kilitlemişti.
Neşeli bir gülüş verirken kuru kıyafetlerimi geçirmiştim üzerime. Jaehyun'un çıkmasını beklerken balkona adımlamıştım. Parti çıkan kavgadan dolayı erken bitecekti anlaşılan...
İçeride hissettiğim hareketlilikle hızla odama girdim. Jaehyun'un üzerinde kendi kıyafetlerimi görmek, nefesimi kesmişti bir an. Bu kadar ucuz bir şeyden etkilenmek bana göre değildi fakat hoştu işte.
''Kıyafetler için sağ ol, bir torba verirsen ıslak kıyafetlerimi koyacağım.''
''Ben yıkarım onları.''
Tuttuğu nefesini bıraktı. ''Peki, bunları vermeye geldiğimde alırım o halde.''
Adımlarını kapıya çevirmişti fakat gitsin istemiyordum.
''Jaehyun...''
Adımlarını durdurdu. Bakışlarım bir an ıslak, kıvırcık saçlarında ve öpülesi dudaklarında dolaştı.
''Gitmesen olmaz mı? Benimle uyu.''
''İyice saçmalamaya başladın.''
''Hayır gerçekten. Kötü rüyalar görmekten bıktım, sadece yanımda uyuyacak birisini istiyorum.''
Gözlerini kıstı ve bir süre koyu bakışlarını suratımda dolaştırdı.
''Çocuk değilsin artık, eminim baş edebilirsin.''
Tekrar gitmek için yeltenmişti, içimdeki hayal kırıklığı beni agresifleştirmişti bir anda. ''Jaehyun!" hayal kırıklığına bulanmış sesimle bağırdım. "Yalnızım demiştim sana. Sadece yanımda uyuyacak ve beni kötü düşüncelerden uzak tutacak birine ihtiyacım var işte!''
Suratında sıkılmış bir ifade vardı.
''Git anneni çağır Taeyong onunla uyursun.''
Mideme adeta bir yumruk atmıştı bu sözüyle, dizlerimin bağı çözülürken çenem titremişti. Normalde aile, anne, baba gibi kelimeler beni asla etkilemez, asla kırmazdı. Ben çelikten bir kalbe sahiptim, beni böyle basit şeyler yıkamazdı fakat bu sözü Jaehyun'dan duymak beni dehşete uğratmıştı.
Bakışlarım yere düşerken, ''Benim annem yok...'' demiştim usulca. Sesimi ben bile zor duymuştum Jaehyun'un duyup duymadığından emin bile değildim...
⸻ ♡ ⸻
hikaye böyle gidiyo fakat umarım birilerini etkilemiyorumdur kimseyi üzmek istemiyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
there is no love // jaeyong
Fanficİşte oradaydı, aradığım kişi. Üzerinde beyaz salaş bir tişört, dudaklarında yamuk bir gülüş, gözlerinde ise James Dean'in o rüya gibi bakışları... #1 jaeyong ©jaeyongmylemondetox