Eve yaklaşırken göz ucuyla Selim'e baktım. Yüzünde memnun bir gülümseme vardı. Bu görünüşü hoşuma gitmişti. Gülmek için kıvrılan dudaklarımı ısırdım. "Beni nasıl buldun?" diye merakla sordum daha sonra.
Bana kısa bir bakış attı. "Sadece tesadüftü."
Kaşlarımı yukarı kaldırarak "Çok sık gider misin oraya?" diye sordum.
Omuz silkip "Canım sıkkın olduğu zamanlarda giderim." dedi.
Sokağa girdiğimizde arabayı çalışır vaziyette, apartman kapısının önünde durdurdu. Emniyet kemerimi çıkarırken "Sen inmiyor musun?" diye sordum.
"Biraz işim var, gitmem gerekiyor." dedi.
İnmeden önce gözlerine bakıp kısa bir süre durdum. "Teşekkür ederim."
Anlamayan bakışlarla bana bakıp "Ne için?" diye sordu.
"Beni eve bıraktığın için. Bana yardım ettiğin için. Ödevimle beni yalnız bırakmadığın için." dedim yumuşak sesle. Sonra "Daha sayayım mı?" dedim alayla.
Yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. Bu gülümsemesi ona fazlasıyla yakışıyordu. Küçük bir kıkırdama eşliğinde "Bu kadarı yeter." dedi.
Ona içten gülümsememi gönderdikten sonra arabadan indim. İnmemle beraber gaza basıp arabayı görüş alanımdan çıkardı. Dudaklarımdaki küçük tebessümle beraber apartmana girdim. Merdivenleri arşınlayıp eve girdim. Salondaki anneme selam verip kendimi üçlü kanepeye attım. Bacaklarım isyan bayrağını çekmişti çoktan. Gözlerimi kapatıp vücudumu dinlenmeye bıraktım.
"Defne?"
"Hm." diye bir iniltiyle karşılık verdim anneme.
"Yorgun görünüyorsun."
Başımı salladım yorgunca." Özge gitti mi?"
"Evet, abin bıraktı." deyince daha fazla konuşmadım. "Sen neler yaptın bugün?"
Yattığım yerden doğrulup sırtımı yasladım kanepeye. Anneme bugün yaptıklarımı anlattım, Selimle olan kısımları anlatma gereği duymayarak.
"Peki kimleri ayarlayacaksın manken olarak?"
Dudak büzüp "Bilmiyorum." dedim. Aynı zamanda telefonumu cebimden çıkarıp rehbere girdim. "Kızları çağıracağım, onlarla birlikte düşünürüz birilerini." dedikten sonra Özge'yi aradım.
Telefonu kapatıp anneme baktım. "Bir saate bizde olurlar. Onlar gelene kadar biraz uyumaya gidiyorum."
Annem başını sallayarak cevap verdikten sonra odama geçtim. Üzerimi değiştirip yatağıma girdim. Gözlerimi kapatıp uyumayı bekledim. Gözlerim kapanmakta güçlük çekmiyordu ama aklımdaki düşünceler uyumama engel oluyordu.
Selim'i düşünüyordum. İstemsizce gelip yerleşiyordu aklıma. Şimdiye kadar sürekli kovduğum düşüncelerim bu kez gitmemekte ısrarcıydı. Bana olan davranışları gözümün önüne geliyordu ve ondan uzak durma isteği uyandırıyordu içimde. Ama bir şey vardı buna engel olan. Kaçmak istedikçe beni tutuyordu. Bir şey vardı gözlerinde. Derin bakışlarının altında yatan bir şey. Hakkında bilmediğim, fikir sahibi olamadığım milyonlarca şey var gibiydi. Zihnimi karmakarışık bir hale sokuyordu. İçinden çıkılmaz durumlara itiyordu beni. Sanki, sanki ondan uzaklaşmak istemiyorum da defile işin bahanesiymiş gibi.
Ondan özür dilediğim de bana attığı bakışları düşünüyorum. Elini yanağıma koyuşundaki sıcaklığı... Sesindeki o naif tonu... Etkisi altına girdiğim çekimi... Ona duyduğum güveni...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMŞUNUN OĞLU
Teen FictionHayatında sıra dışı olan tek şey fotoğraf makineleriydi. Tüm eğlencesi, aksiyonu, macerası onlardan ibaretti. Yeni evinde de işlerin aynı olacağını düşünüyordu. Tâ ki komşunun oğlu ile tanışana kadar. Artık her şey tepetaklak bir haldeydi. Sıradan...