250 GÜNLÜK CİNAYET! 9. SEZON!

9. Sezon 23. Bölüm "İpin Ucu"

250 günlük cinayet.

2 saat

Eyüp içeri girmişti. Cezaevinin kapısından geçmişti sonunda. Etrafına bakmıştı, içerideki adamlara bakmıştı. Gözleri titriyordu, sulanmıştı. Elleri titriyordu, battaniyesi düştü düşecekti elinden. İçindeki dehşet çok büyüktü.
Bazılar yataklarında yatıyordu, bazıları oyun oynuyorlardı. Kimisi çay içiyordu, kimisi el işiyle uğraşıyordu fakat Eyüp girdiği andan itibaren herkes pür dikkat ona bakmıştı.

Eyüp'ün nefes alış verişi çok hızlanmıştı. Biraz daha etrafına baktıktan sonra her şeyi elinden bırakıp arkasını dönmüştü. Kapıya hızlıca vurmaya başlamıştı.

Eyüp; Çıkarın beni buradan! Çıkarın!

diye bağırıyordu.

Kapıya sertçe vuruyordu.

Adam; Burda kim olduğun söker mi?

Eyüp sinirli sinirli bakmıştı adama. Sonra vurmaya devam etmişti kapıya.

Eyüp; Hemen çıkarın beni hemen! Allah kahretsin hepinizi!

diye bağırıyordu. Arkasını döndüğünde mahkumların ona sinirli, acıyarak baktığını görmüştü. Herkeste bir stres uyandırmıştı Eyüp'ün gelişi.

Süda arabasındaydı. Merve ile birlikte otururken gelen mesajdan sonra kalkmıştı. Bir süre gittikten sonra bir kafeye girmişti.

Özgür Yıldız'ı o şekilde görünce çok üzülmüştü. Aşağı odada biraz sağa sola yürümeye başlamıştı.

Özgür; Yok bu böyle olmayacak.

diyerek telefonunu eline almıştı.

Kerem hastanesindeydi, telefonu çalmaya başlamıştı. Arayan kişi Özgür'dü.

Özgür Yıldız'ın kendisiyle olduğunu söylemişti.

Kerem; Nasıl? Nerede Yıldız, oğlum nerede?
Özgür; Rivada bir evdeyiz, konumu sana atıyorum. Konum attığım yere gel.

Kerem hastaneden koşarak çıkmıştı. Hemen arabasına binip sürmeye başlamıştı.

Süda bekliyordu, kafenin kapısından Yaman girmişti. Yaman'ın üstünde simsiyah bir takım vardı. Süda elleri cebinde oturuyordu, onu görünce dik dik bakmıştı. Her saniye daha da yaklaşıyordu Yaman.

Masaya oturmuştu, birer kahve istemişti. Elini uzatmıştı tokalaşmak için ancak Süd sadece eline bakmıştı. Ona karşı eli güçlü ve özgüvenli bir tavırla yaklaşıyordu Yaman'a.

Yaman elini geri çekip birbirine bağlamıştı. Masa çok sessizdi. Kahveler gelmişti masaya. Süda eline alıp kahveyi höpürdeterek içmişti. Yaman gülümsemişti.

Süda; Çok sessizdik, ondan yani.
Yaman; İyi oldu ses çıkardığın bende neden buluştuğumuzu merak etmediğini sanmıştım. Yanılmışım.
Süda; Evet, çok merak ettim şu an. Öyle bir ettimki yani.
Yaman; Ee şöyle. Ben dün şirketteydim bilgisayarımla oynuyordum. Sonra bir dosyada bir video gördüm. A neymiş biliyor musun? Bir adam ve bir kadın, başka bir kadını öldürüp halıya sarıyorlar sonra da kaçıp gidiyorlar.

Yaman bunu söylediği anda Süda'nın yüz ifadesi
tamamen değişmişti. Anlamsız, öfkeli bir bakıştı bu.

Süda; Sonra?

demişti tok ve sert bir ses tonuyla.

Yaman; Devamını anlatayım, bende baktım o kişiler sizsiniz. Hemen getirdim sana al.