San ve Wooyoung kafeye girdi. "Neden alkolsüz bir kafede tanışmamışlar ki. Şimdi çek çekebiliyorsan sarhoş Seonghwa."
"San şikayet etmede çocuğu tut!"San sağına Wooyoung'da soluna geçerek kollarını omuzlarına aldılar. Seonghwa telefonda birbirlerinin fotoğrafına bakarak ağlıyordu.
"Geri dön Hoongiejoongieeee. Geri dönnnnn çıtımı çıkarmayacağımmmmm." Wooyoung ona bakanlardan özür diledi.
Wooyoung hafifçe Seonghwa'nın kafasına vurdu. "Aaağğ!!!!!" Ağlayarak kafasını ovaladı. "Sessiz olsana millete rezil oluyoruz!" Kafeden çıkıp arabaya bindiler.
"Beni Hoongiejoongie'me götürün!"
"Ne Hoongiejoongie'si Hwa!"
"YA SIZE GÖTÜRÜN DEDIM YA!" Iki yana sallanarak şikayet ediyordu. "Şeytan size ulaşamıyorsa başınıza sarhoş Seonghwayı gönderir." Mingi'nin evine sürdüler.Arabadan indi ve kapıyı çalmaya başladı. "Açın kapıyı!" Başını kapıya dayadı. Mingi kapıyı açtığında başı ona doğru düşmüştü. "Nerde o!"
"Ne işin var burda!?"
"Asıl senin ne işin var burda!?"
"Burası benim evim!"
"Hoongjoongu göster bana!""Hâlâ onun adını nasıl ağzına alabiliyorsun! Senin yüzünden her gün intihar etmeyi denedi!" Yakasını tutup kendine çekti.
Wooyoung koşarak arabadan çıktı ve Mingi'nin göğsünden tuttu. "Mingi sakin ol!"
"O seni unutmuşken tekrar hayatını girip onu mahvetmene izin vermeyeceğim!"Hoongjoong Mingi'nin arkasında belirip yanına çıktı. "Ne oluyor burda?" Seonghwa çekilip Hoongjoonga sarıldı. Hoongjoong ona sarılmadı bile.
"Seni-"
"Mingi sorun değil siz içeri geçin onunla yalnız konuşacağım."
"Ama Joong-"
"Sorun değil dedim." Başıyla onayladı ve üçüde içeri geçti.Seonghwa'nın göz yaşları Hoongjoong'un kıyafetine akıyordu. "Ben ben özür dilerim!"
"Hwa sarhoşsun."Seonghwa ağlamasını durduramıyordu. Çekildi ve Hoongjoong'un yakasından tutarak konuşmaya başladı. "Mingi beni unuttuğunu söyledi! Bu kadar kolay mıydı Hoongjoong! Beni bu kadar mı seviyordun!?"
Hoongjoong ağlamamak için yutkundu. "Seni sevip sevmemem bir şeyi değiştirmeyecek Hwa. Bırak yakamı."
Seonghwa onu dahada kendine çekti. "Değiştirecek! Seni seviyorum!" Hoongjoong inanmamıştı. "Seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum SENI SEVİYORUM!"Hoongjoong tutamadığı göz yaşlarını serbest bırakıp ağlamaya başladı. "Sikeyim seni düşünmeden edemiyorum! Sen beni öptüğün geceden beri aklımdasın! Aklımdan çıkman için ne yapmam gerekiyor! Senin gibi sonsuza kadar kaçıp intihar etmeye mi çalışmalıyım!?"
Herkes dışarıdaki bağrışları duyup yanlarına çıktı.
"Seonghwa-"
"Bunları yapsam bile senin gibi unutamam! Çünkü seni çok seviyorum! Intihar etsem bile öldüğümde yine seni görmeyi dileyeceğim!" Hoongjoong Seonghwayı ittirdi."Ben sensiz sen bensiz ikimizde bir hiçiz Hoongjoong! Biz birbirimiz için yaratıldı-" Hoongjoong Seonghwaya sert bir tokat attı. Mingi Hoongjoongu tuttu. "Benimle dalga geçmeyi kes! Sarhoş bir insanın dediklerine nasıl inanmamı bekliyorsun!?"
Yunho ikisinin arasına girdi ve Seonghwa'nın belinden tuttu. "Hoongjoong Seonghwa kesin şunu!" Ikiside ağlıyordu. "Bak ne diyeceğim ikiniz yarın buluşun ve sakin bir kafayla konuşun olur mu?"
Hoongjoong ağlayarak içeri geçti. Mingi Seonghwayı ittirdi. "Yaptığını beğendin mi!" Yunho Seonghwa'yı geriye çekti. "Mingi yapma onunda duyguları var!"
Mingi sinirli bir şekilde içeri Hoongjoong'un yanına geçti. Seonghwa Yunhoya sarıldı ve hıçkırarak ağlamaya başladı.
Sırtını sıvazlayıp Wooyounglar ile konuştu. "Onu evde yalnız bırakmayın Woo ve San. Kendisine bir şey yapabilir. En iyisi bu gece sizde kalsın." Başlarıyla onaylayıp Seonghwayı aldılar ve arabaya bindirdiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
deniz // seongjoong
Fanfictionbir gün bu hislerim duracak. [texting, düz yazı, yan çift yungi, woosan] tamamlandı-27032021