Tek kaldıklarında genç kız karşısındaki çocuğa doğru yaklaştı. Çocuk başını kaldırdı ve ona sabit bir şekilde baktı.
"Senden utanmıyorum. Ama seni bilmem."
"Hımmmm. O yüzden mi beni gördüğünde kaçıyorsun."
"Kaçmıyorum. Sen kaçıyorsun."
"Ne saçmalıyorsun Jaeden? Ne alaka?"
"Peki. O zaman bana numaranı verebilirsin değil mi?"
"Sen.. numaramı neden bu kadar çok istiyorsun?"
"Çünkü ben kadere inanmam. Tesadüflere ise asla, ama sen sürekli sinir bozucu bir şekilde karşıma çıkıyorsun."
"Jaeden. Bak o gün için teşekkür ederim ama eğer numaramı bu kadar almak istiyorsan biraz daha çabalamalısın.."
FLASHBACK
Aklı gerçekten çok doluydu.. Ailesinin kendisi için çizdiği kariyer planı ile kendi hayali arasında dağlar vardı. Baskıdan yorulmuştu. Kavgadan bıkmıştı. Emir verilmesinden.
Kulağına Lana Del Rey'in California şarkısının melodisi dolduğunda burukça gülümsedi. Çantası çok ağırdı. Aslında tek sorun çantasının ağırlığı değildi. Omuzlarındaki yüktü. Kısacık kestiği saçları ensesini huylandırıyordu. Kısa ve turuncu saçları..
Kafası karışık bi şekilde yürümeye devam ederken ilerlediği yolda karşıdan karşıya geçmesi gerektiğini görmemişti. Işıklar kendisi için kırmızıydı. Görmemiş midi yoksa görmek mi istememişti..
Kolundaki baskı ile kendine geldiğinde gelen korna sesiyle şaşırdı. Geriye doğru büyük bir güçte çekildiğinde şaşkınlığı arttı. Onu biraz önce okul arkadaşı Jaeden mı kurtarmıştı? Hani şu her gittiği yerde karşılaştığı çocuk?
FLASHBACK END
Sınıfa girdiğinde en arka sırada oturan ve başını sıraya koyan bir Jack ile karşılaştığında heycanı arttı. Bu heyecanına anlam veremedi. Neden heycanlanmıştı ki?
"Jackiee.."
Hızlıca başını kaldıran Jack gördüğü kişiyle gözleri büyüdü. Bedenini saran utançla hemen başını geri yerine koydu. Ama bu genç çocuğu durdurmadı ve yanına gidip oturdu.
Jack yana kaymadığı için aralarındaki mesafe çok azdı ve bu temas bağımlısı Jack için iyi bir şeydi. Tabii utancı olmasaydı..
"Jack bak. Lütfen utanma. Ya da herhangi bir şey. Sana attıklarımdan sonra senden köşe bucak kaçmalı mıydım acaba?"
Genç çocuk biraz yana kaydı ama diz kapakları hala temas halindeydi. Gözlerini karşısındaki çocuğa dikti. Acaba saçlarıyla oynamak nasıl bir histi?
"Bana bir şey anlatma zorunda değilsin. Ama şu soruma cevap ver.. Sen kendi cevabını buldun mu? Sevgilini gördüm çok kötüydü. Ya sen, iyisin dimi?"
Genç çocuk kurduğu cümleden sonra kaşlarını çattı. Neden onu merak ediyordu ki?
"Beni bütün okula rezil etmeyeceğini nerden bileceğim?"
"Eğer böyle bir şey yapsaydım en başta yapardım."
Başının ağrısı yüzünden gözleri dolmuştu, ve sabah çıkarken ince giyindiği için burnu akıyordu. Burnunu çekti ve çocuğa döndü. Finn düşündü 'bu çocuk neden bu kadar tatlı diye'
"Söz mü?" diye fısıldadı sakince
Finn içini ısıtacak bir şekilde gülüp "Söz." dedi.
Jack in aklında o an bir soru yankılandı 'bu çocuk neden cinsel yönelimini bu kadar merak ediyordu?' ama çok üstelemedi ve cevabını verdi:
"Gay'im."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dream //fack
FanfictionFinn Wolfhard, okulundaki tatlı bulduğu çocuğun kendisinin "baby boy'u" olmasını istediğini duyduğunda ona yazdı. Jack Dylan Grazer ise aldığı mesajla utancından kızardı.. TEXTİNG DÜZYAZI SEXTING Top Finn! Bottom Jack!