Huzur.
Uzandıkları çimlerde ikisininde hissettiği belki de trilyon tane duygu vardı, ama en ağır basanı huzurdu.
Uzun zamandan beri kendini gerçekten mutlu, huzurlu ve aptal aşıklar gibi hissediyordu. Ona attığı aptal bir mesaj sonucu, Jack şuan onun yanında uzanıyordu. Utandığını düşündüğü için ona sarılmamıştı Finn. İnanamıyordu onun burda olduğuna. Onu üzmeden bu zamana kadar nasıl geldiklerine.
Gökyüzüne boş bakışlar atsa da kafası doluydu genç çocuğun. Acaba Finn onu gerçekten seviyor muydu? Bu güvensizlik onu yoruyordu. Biliyordu çünkü, yanında uzanan gencin kırdığı kalplerin haddi var hesabı yoktu.
Aslında ikisi de inanamıyordu, ayrı konulara, aynı sonuca.
Beni gerçekten seviyor mu?
Finn ona doğru döndü. Ellerini başının altına koydu ve çocuğun yan profilini izledi. Küçük burnu, Dolgun dudakları ve yanakları. Kusursuzdu. Çocuk aklından her ne geçiriyorsa dudaklarını büzdü ve kaşlarını çattı. Belli ki içinde büyük bir savaş vardı. Bu sevimli haline dayanamayark ilk adımı attı.
Onu göğsüne çekti.
Başı Finn'in göğsünde, kolları ikisinin arasında, bacakları ise birbirine dolanmıştı. Ani yapılan atakla şoka uğradı Jack. Başını kaldırıp bir süre Finn'i izledi. Ellerini aralarından kaldırdı ve Finn'in vücuduna doladı.
Huzur.
Onu gerçekten seviyordu Finn.
Onu gerçekten seviyordu Jack.
"je t'aime Jack."
Seni seviyorum Jack
Jack dinlendiği göğüsden aniden başını kaldırdı ve iri gözleri, kalkık kaşlarıyla ona baktı.
"Ne dedin?"
Finn'in dudağının kenarı bu tatlı görüntüyle kıvrıldı.
"Tout ce que je veux de toi c'est de m'aimer tellement et de me faire confiance"
senden tek istediğim, beni çok sev ve bana güven
Kalın sesiyle birleşen fransız aksanı, onu çok çekici yapmıştı. Jack yerinden doğruldu ve ellerini Finn'in kalbinin üstüne koydu.
"Bana da söyle, ne dedin?"
Gülümsemesi büyüdü Finn'in. Çünkü Jack gerçekten çok sevimliydi şuan. Doğruldu ve Jack'in dudaklarına bir öpücük bıraktı.
"C'est dur de rester loin de tes lèvres, ne sois pas si gentil"
dudaklarından uzak durmak zaten zor bu kadar tatlı olma
Dudaklarını bu kez birleştiren Jack olmuştu.
"Anlamıyorum ne diyorsun? Küfür etmedin umarım."
Finn'in kahkahası kulaklarına dolduğunda daha da sinirlendi.
"Seni sevdiğimi söyledim, çok tatlı olduğunu ve seni çok sevdiğimi söyledim."
Jack homurdanmaya devam etti.
"İlk aşk itirafımı fransızca mı aldım şimdi ben?"
Finn gülümsedi ve bu sefer ayrılmamak üzere dudaklarını birleştirdi.
--
El ele tutuşmuş, Jack'in evine doğru ilerliyorlardı. Jack ona hararetli bir şekilde okuldaki olayları anlatıyordu, ama onun dikkatini çeken şey kuruduğu için ıslattığı, arada büzülen dudakları ve büyüttüğü gözleriydi.
"Ama Jaeden bana en son Sophia dedi, devamını söylemedi hemen gitti. Aradım açmadı da."
Omzunu silkti üzüntüyle. Finn ise sırıtıyordu.
"Sen boşver Jaeden'ı evine geldik. Şimdi eve girip yemek yiyorsun, ardından da uyuyacaksın tamam mı? Israr ettin diye seni yemeğe götürmedim ama açsın. Erken uyuman lazım ki okula enerjik gel. Benim de enerjimi yükselt."
Cümlesi bittiğinde eğilip yanağına minik bir öpücük bırakmıştı. Jack gülümsedi. Çok içten gülümsedi. Kendisini böyle düşünmesi hoşuna gitmişti.
"Tamam hadi sen git."
Finn tekrardan eğilip diğer yanağına bir öpücük bıraktı ve doğrulmadı. Boyları eşitti şuan. Göz göze geldiler. Jack'e öyle güzel bakıyorku ki, Jack utandı. Bakışlarını kaçırıp yerinde yaylandı. Etrafına baktı bir süre. Finn'in yüzünde gülümsemesi büyüdü. Bu sefer de anlına bir öpücük kondurdu.
"Tamam hadi sen git hadi!"
Söylediği cümleye tezat, onun boyuna inen ve minik öpücükler bırakan çocuğun gitmesini hiç istemiyordu.
Finn başıyla onu onayladı ama gitmedi. Jack utancını bi kenara itip parmak ucuna yükseldi. Elleriyle Finn'in koluna tutundu ve onun yanağına bir öpücük kondurdu.
Finn dudaklarını birleştirdiklerinde ikisi de sonunda diye düşündü. Sanki kırılacak birşey gibi öpüyordu çocuğu. Onla sexting yapmak isteyen kendisi değilmiş gibi, narince.
Çocuğun nefessiz kalmasıyla ayrıldılar.
"Hadi git artık evine."
Finn yüzünden silinmeyen gülümsemeyle ona baktı. Jack heycanla elini salladı ve evine koşarak gitti. Çok utandığını hissetti.
Jaeden belki de haklıydı. Finn onu gerçekten seviyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dream //fack
FanfictionFinn Wolfhard, okulundaki tatlı bulduğu çocuğun kendisinin "baby boy'u" olmasını istediğini duyduğunda ona yazdı. Jack Dylan Grazer ise aldığı mesajla utancından kızardı.. TEXTİNG DÜZYAZI SEXTING Top Finn! Bottom Jack!