Dış Görünüş Aldatıcıdır

1.6K 93 65
                                    

Harika yazarın harika okuyucularına sesleniyorum başladığınız tarihleri buraya yazın lütfen.

Bölüm sonunda yazdıklarıma
bakın. Ayrıca satır arası yorumlar ellerinizden öper. Pamuk eller yorumlara ve vote'lara.

Rüzgar sert bir şekilde bedenime çarptığında yavaşça gözlerimi açtım. Şehrin fazla masum olan görüntüsüne boş bir bakış attım. Herhangi bir insanın şehrin kuşbakışı görüntüsü karşısında nefesi kesilecek kadar etkileneceğini söyleyebilirim. Ne diye bilirim ki dış görünüş aldatıcıdır. Derin bir şekilde iç çektim ve gökdelenin kenarından kendimi bıraktım. Rüzgarı hissetmeyi seviyordum ya da sadece özgür olmayı. Yaklaşık 45 saniye içinde yere yapışıcağım. İşin güzel tarafı bunun biraz bile umrumda olmaması. Saçlarım düşüş hızımdan dolayı yüzüme sert bir şekilde çarpıyor ve beni biraz olsun canlı hissettiriyordu. Farketmeden kapatmış olduğum gözlerimi açtım ve bedenimi artık o kadar uzak görünmeyen zemine doğru çevirdim. Birkaç saniye sonra muhtemelen zemine sert bir iniş yapıcam. Kendimi daha dik bir konuma getirerek gecenin karanlığında parlayan yıldızlara baktım. Ayaklarımı karnıma doğru çekerek kollarımı hafifçe yanlara doğru açtım. Ayaklarımın ve dizim altında hissettiğim sert zeminle ne zamandır kapadığımı bilmediğim gözlerimi açtım. İki yanımda beton zeminde oluşmuş göçüklere baktım. Yumruklarımı açarak yavaşça dik bir konuma geldim. Gözlerim etrafta kısa bir gezintiye çıkarak herhangi bir insan aradı. Kimseyi görmemek beklediğim bir şeydi sonuçta şuan zifiri karanlıkta bir insan olma ihtimali bir hayli düşüktü.

Yavaş adımlarla ıslak zeminde ilerlerken çıplak ayağımın zeminde hareket ederken çıkardığı ses gecenin hakim olduğu sokakta yankılanıyordu. Şuan bulunduğum cadde tam olarak nerde veya nasıl bilmiyorum. Uzun zamandır farklı ülkelerdeydim ve bu sefer bulunduğum ülkenin londra olması gerekiyor. İlerlemeye devam ederken tam olarak nereye gittiğimi bilmiyordum açıkçası. Uzun zamandır gittiğim yolda gözüme çarpan harabe eve doğru yürümeye başladım. Etrafta ki kömür ve duman kokusunun beni pek rahatsız ettiği söylenemez.

Yakından baktığımda buranın dökülmek üzere olduğunu gördüm. Hafifçe itekledikten sonra gıcırdayarak açılan kapıdan ilerleyerek içeri geçtim. Kapıyı arkamdan kapatarak evin içine göz atmaya başladım. Duvarlar küflenmiş ve çoğu yerde böcek ölüleri vardı. İlerlerken ayağımın altından gelen sesle kuyruğuna bastığım fareye bakıyordum. Çıkardığı seslere son vermek için ayağımı hafifçe kaldırarak gitmesine izin verdim. Diğerlerine göre daha temiz bir odaya girerek yarısı kırılmış olan camdan dışarıya baktım. Muhtemelen biraz sonra insanlar işlerine gitmek için yola koyulup para kazanmaya çalışıcaklar. Gözlerimi devirerek camdan uzaklaştım ve evin küçük koridorunun sonunda ki kapıyı yavaşça açtım. Burası şuana kadar ki en berbat halde ki yerdi.

Kapıyı tekrar kapatmak üzereyken gözlerim  duvarda çatlak halde bulunan aynaya çarptı, gördüğüm aynaya doğru elimi uzattım ve yüzüme dikkatlice baktım saçlarım hiçbir bakım yapmama rağmen sağlıklı duruyor ve neredeyse yere değicek olduklarından, uzunluklarından dolayı dikkat çekiciydiler. Bir elimi yavaşça saçlarıma uzattım beyaz tenime inat fazlasıyla siyah olan saçlarım güzeldi, ama eski halleri geceyi içinde barındıran saçlarıma kıyasla bembeyazdı. Beyaz saçlarımı da seviyordum ama artık yoktular. Saçlarımı saçma bir topuz yaparak tekrar elime aldığım aynadan kendime dikkatli bir şekilde baktım. Yüzümde olan çamur ve pislik bile tenimin gayet sağlıklı göründüğünü gizlemiyordu. Yüzüme bakmayı bırakıp gözlerime baktım. Açık bir renkteydiler, aslına bakarsak fazlasıyla açık oldukları için biraz korkutucu duruyorlardı. Daha dikkatli baktığımda gözlerimin renk değişimlerini görebiliyordum. Yeşil, mavi ve gri arasında gidip geliyorlardı. Gözlerimin hislerime veya kullandığım gücüme göre renk değiştirmesini seviyordum. Dudaklarım ve burnuma baktığımda ise yüzüme uygun şekilde olan hafif kalkık ve fazla büyük olamaması güzeldi. Dudaklarımın hiçbir şey sürmeme rağmen hoş gözüküyor olmalarıda güzeldi.  Aynadaki yansımama baktığımda onca çamura ve pisliğe rağmen hala güzeldim. 619 yaşında ki biri için fazla canlıyım.  Dudağımın bir kenarı alaycı bir şekilde yukarı kalktı. Aynayı yere doğru fırlattım. Kapıyı hızlı bir kapattığımda evde olan tek ses kapının kırılıp yere düşme sesiydi. Sanırım baya eski diye düşünmeden duramadım.

EŞSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin