EŞSİZ

Işık Parçaları

Neden karanlıktan değilde,
Aydınlıktan medet umar ki insan
Kusurlarını örten gece değil miydi ?

Nerdeyim?

Güzel bir soru aslında.

Gözlerimi açtığımda beri karanlık bir boşluğun içindeyim ve gözlerimin önünde küçük ışık parçaları var. Bazıları çok parlak iken bazıları sönük yıldızlara benziyorlar. Muhtemelen şuan rüya görüyorumdur ya da onun gibi birşey çünkü içimden bir ses basit bir rüya olmadığını söylüyor.

Rastgele etrafta dolaşan gözlerimi ilk önce ışık parçalarına kilitledim sonra ise gözlerimi bu sefer de kendi bedenime çevirdim. Ellerim beyaz bir ışıktan oluşmuş gibi duruyordu ve parmaklarımda dolanan altın renkli desenlerden oluşmuş sarmal şeritler vardı. Oldukça hoş duruyordu aslında yeni bir imaj çalışması yapmaya karar verirsem benzer bir çalışmayı kıyafetlerimde uygulayabilirim.

Görebildiğim kadarıyla bedenimin tamamı da aynı şekildeydi. Farklı olan kısımlar ayak bileklerimden dizlerime kadar gelen yerlerdeydi , bileklerimden başlayarak dizlerime doğru beyaz ışıkların üzerinde parlak altın renginden değil de, koyu bir siyah hoş bir kırmızıya doğru renk değiştiriyordu.

Saçlarım ise şiddetli bir rüzgar varmışçasına savruluyordu. Beyaz ve parlaklardı, karanlık boşluğun içinde çok güzel duruyor olduklarına eminim, sonuçta ben sadece kısıtlı bir alanı görebiliyordum.

İleriye bir kaç adım atarken bir yandan ışık parçalarına çarpmamaya dikkat ediyordum. Aralarında gördüğüm boşluklardan geçerek daha sönük olan ışık parçalarının yanına geldim.

Işık parçalarına dokunmamamın sebebi bunun sadece bir rüya olduğundan emin olmamam. Ne olduğundan emin olmadığım ışık parçaları risk taşıyor ve kazancın boyutunu bilmeden risk almam. Hoş şuan bir kazanç olduğu ve ya risk varsa boyutunun ve bedelinin ne olduğu bile kesinlik taşımıyor. Aksini yapmak benim için saçma .

Sönük ışık parçalarına yakından bakmaya başladım. Parlak olanların içinde hiçbir şey görünmüyorken bu ufak ve sönük ışık parçalarının içinde sanki birşeyler hareket ediyor gibiydi. Tam olarak ne olduğunu bilmiyorum ama dalgalar halinde birşeyler vardı ve kürenin dışına çıkmak istiyorlarmış gibi çarpıyorlardı.

Kürelerin arasından ilerliyordum. Biraz daha yürüdüğümde pek farklı bir sonuç bulamamıştım. Her yerde Küreler vardı ve ışıkları farklılık gösteriyordu. Parlak olanlar muhtemelen daha güçlüydüler. Daha zayıf ışık yayanlar ise diğerlerine kıyasla daha güçsüzdüler. Işık parçalarının ne olduğu hakkında bir fikrim var ama bundan emin olmam gerekiyor. Ayrıca buradan nasıl çıkacağımın ve ya nasıl geldiğimin bir cevabını bulabilirim. Ama bunun için bir risk almam gerekiyor.

Işıkların arasından geçip şuana kadar gördüğüm en parlak ışık parçasının yanına geldim.  Fazlasıyla parlaktı ve benim bile gözlerimi hafif kısmam gerekiyordu. Ona dokunmak için elimi uzattım. Parmaklarımı yüzeyine dokundurmamla birlikte ellerimi sarmış ve bir damar gibi yayılmaya başlamıştı. Elimden başlayarak artık tüm bedenime yayılan ışık parçaları en başta hiçbir his vermese de sonrasında gelen yıkıcı acı gerçekten kötüydü, çünkü şuan bedenim et kıymaymasına dönüşüyormuş gibi hissediyorum.  Acıyı tarif etmem gerekirse söyleyebileceğim şey sanki tüm bedenim eziliyor ve damarlarımda olan bu garip ışıkta zehirli bir asitmiş gibi canımı yakıyordu. Dişlerimi sıkarak dizlerimin üstüne çöktüm.  Tüm kaslarım, sinirlerim ve kemiklerim sızlıyordu. Muhtemelen şuan ışık parçasının içinde ki öz tüm bedenime yayılıyordu. Boynumda hissettiğim keskin acı sanki boğazımda çok fazla bıçak yarası varmış gibiydi. Milyonlarca küçük bıçak yarası vardı ve içlerinde yine o yakıcı acı.