Kırgındı Küçük Kız

557 61 8
                                    

Ayaklarımı ileriye doğru uzatarak kendimi biraz daha arkamda olan duvara yasladım. Ellerim cebimde rahat bir tavırla karşımda dayaktan yüzü gözü adam akıllı görünmeyen insana baktım. Okul bittikten sonra dolaşmak için ara sokaklara girmiş ve epey uzaklaşmıştım. Bir süre sonra ise bir kaç acı dolu ses yüzünden buraya yürüme kararı alarak çöp konteynerlarının kenarına atılmış olan yarı baygın bedene bakıyordum. Kalıplı bir yapıya sahip olmasına rağmen kötü durumdaydı ayrıca sadece bir kişiyle dövüşmediği kesin.

Biraz yaklaşarak ayağımın ucuyla bacağını hafifçe dürttüm. Bu hareketimle gözlerini kısıkca açan insan parlaklığını yitirmiş koyu kahve gözler baygın gözlerini bana çevirmişti. Başımı hafifçe sola yatırıp
" Dayak mı yedin?" diye sordum. Böyle bir yaklaşımı beklemediğinden olsa gerek bir süre bana bakıp sonrasında gözlerini devirmişti.

Etrafta gözlerini gezdirip kalkmaya çalıştığında ben sadece onu izliyordum. Her hareketinde buruşturuğu yüzüne bakan herkes canının bir hayli acıdığını rahatlıkla söyleyebilir. Biraz öne eğilerek ona sağ elimi uzattım. Bir süre eşimle saçma bir bakışma yaşadıktan sonra tutmaya karar vermiş olacak ki sağ elimle kendini yukarı çekerek ayakta durmaya çalıştı.

Elimi çekip tekrar ona dik dik bakmaya başladığımda bana bir süre bakıp " Dayak yiyen insanlardan zevk mi alıyorsun, gitsene evine." bu sözleri bile o kadar sakin söylemişti ki kaşlarımı hafifçe kaldırarak ona yaklaştım. Kollarımı göğsümde bağlayarak kafamı sola yasladım ve etrafında dolanan koyu yeşil ve kırmızı renklere eşlik eden cılız sarı aurasına kısa bir göz gezdirdim.

Saçımda ne zamandır varlığını hatırlamadığım şapkadan şuan beyaza yakın bir renkte parladığına emin olduğum gözlerimi karşımda duran gibron'un gözlerine diktim bir dakika duraksadıktan sonra tam bir şey diyecekti ki sağ elimin işaret ve orta parmağı dışında tüm parmaklarımı kapatarak bir silah şekli almasını sağladım ve alnına dayadıktan sonra bam ve kalktığı gibi yere düşer. Kendi enerjimden çok küçücük bir kısmını ona aktarmıştım benim için birşey ifade etmesede onun bu yaralarla 3,5 dakika içerisinde tüm yaraların tamamen iyileşmesine ve eskisine nazaran bir tık daha güçlü olmasına neden olacaktı.

Şimdi akıllarda bir soru ben neden ona yardım ettim. Aslına bakarsak bende bilmiyorum canım istedi sanırım. Önümde yerde baygın yatan ve çoğu yarasının gözle görülür şekilde iyileştiği gibron'un yanından ayaklarımı sürüyerek geçtim.

Gibronlardan kısa bir biçimde bahsetmek gerekirse doğayla içli dışlı olmasa da özünde yani büyük büyük atalarından dolayıyla doğa anaya bağlılar. Her türlü bitkiyi ustalıkla saniyeler içerisinde yetiştirip sizi zehirler arasında bırakabilirler sert dikenli sarmaşıkları da boynunuzu yavaşça parçalara ayırır boğazınıza yırtarak yavaşça derinizin içine giren bol dikenlere ve güçlü bir zehir sahip olan sarmaşık sizi 30. Saniyede yavaş eziyetinizden kurtarır. En sevdiğim yöntemlerden olduğu için aklımda kalmış olsa gerek.

Ayrıca fiziksel güçleri de normal insanlardan 2 kat yüksek olsa da genel olarak doğa ütüler için hafif sönük kalıyor. Eğer gücü üstünde hakimiyet kurmuş bir gibronsan seninde giderin var demektir.

Daha deminki gibronda olan hafif sarı ışıklar ise yaşam özünden ufak bir parçayı çoğu canlının auralarıda görülmese de bazen hafifte olsa kendini belli ediyor. Çoktan yaklaştığı ormana bakarak rahat adımlarla ilerlemeye devam ettim.

Bazen gerçekten bırakmak istiyordum düşünmeyi çünkü bir süre sonra yanımdaki nin nefes alışlarına kadar otomatik olarak sayar ve açlık içinde ki beynimi oyalamaya çalışırdım. Adımlarımı hızlandırarak bir kaç saniye sonra evin önüne geldim. Kapıyı açarak içeri girdikten sonra kilitledim ve koşarak yatağıma atladım.

EŞSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin