14| Gidiş.

747 117 15
                                    

Yibo'nun üzgün bakışlarını yakalayan Zhan, bir umutla ona baktı.

"Yibo, gidip babamı görebilir miyim?"

Normalden daha sessiz çıkan sesi Yibo'nun kalbini sızlattığında, boğazına bir yumru oturdu ve kendinde konuşma cesareti bulamadı.

İzin vereceğini kabullenmişti ama sevdiği insanı belki bir daha göremeyecek olmak onu düşünceler uçurumuna itiyordu.

Birden dinç olup, Zhan'ın asla yalan söylemediğini ve onun güvenilir olduğunu hatırlattı kendine. Kendisinin olduğu kadar güzel kalbine de güveniyordu onun.

Bu yüzden bedenini ona döndürdü ve büyük eli ile yüzüne dokundu.

"Git ve babanı gör, Zhan. Sonra geri dön."

Güzel Zhan bu duyduklarından sonra ağlamak ve ağlamamak arasında kaldı. Canavarın ona bu kadar fazla güvendiğini bilmiyordu ve bu onu şaşkınlığa uğratırken mutlu da etmişti.

Kafasını sallayıp yanağındaki ele dokunduktan sonra Yibo'ya güzel bir gülümseme gönderdi ve gözleri dolu bir şekilde odadan ayrıldı.

Bay duvar saatinin ona söylemesi ile ahırda duran Yibo'nun atı, onu evine götürecekti. Zhan bunun için ona teşekkür edip üzerini sıkıca giyindi ve şatonun önündeki beyaz ata bindi.

Yibo'ya veda etmek istemişti fakat o bir anda şatodan kaybolmuş gibiydi ve onu hiçbir yerde bulamamıştı.

Üzüntü ile şatonun camlarına teker teker baktı ve Yibo'yu yeniden göremeyince omuzlarını düşürdü.

Atın kapıya yaklaşması ile büyük bahçe kapısı aralanırken dudaklarına buruk bir gülümseme kondu. Arkasına son bir kez baktı, ve şatodan hızla ayrıldı.

Arkasında ise, onu bir türlü kendinden gönderemeyen fakat çareyi aynadan onu izleyebilmekte bulan Yibo vardı. Gözleri hiç olmadığı kadar koyu ve doluydu, omzuları düşüktü.

Bunu itiraf etmesi zor olsa da, ikisi de birbirini özlemeye şimdiden başlamıştı.







一•

Güzel Ve Çirkin [YiZhan Ver. ✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin