Blood And Magic

867 65 140
                                    

"Kızlar lütfen kimseye söylemeyin. Lütfen!" Ash aceleyle üstünü giyinirken bir yandan da dün gece için kızlara yalvarıyordu. Suratı halen kıpkırmızıydı. Zaten başının ağrısından anlamalıydı dün gece yaşananları.

"Ash bana böyle aşık olsan ben seninle çıkardım. Boş ver Harry'i benimle çık." Lia ciddi durmaya çalışmış ama gayet başarısız olmuştu. Ash sıkıntıyla nefesini verdi.

"Başının ağrısı geçmediyse revire gidelim istersen?" Luna Ash'in omzuna kolunu atıp kendine çekti.

"Merak etme ser verir sır vermeyiz." Ginny Luna'ya puding verip yatağına oturdu hızlıca.

"Sabahın bu saatinde puding mi yiyeceksin Luna? Miden delinecek benden söylemesi." Hermione son kitaplarınıda kitaplığına yerleştirip Luna ve Ginny'e döndü.

Üzerinde cüppesini geçirip asasını da cebine koydu genç kız. Başı gerçekten fena dercede zonkluyordu. Merlinin sakalı o kadar içecek ne yaşamıştı! Alt tarafı hayatının aşkı ona aptal gibi davranıyordu o kadar. Midesini tutup sağa sola yalpaladı biraz, Luna endişeyle koluna girmişti.  "İyi değilsin sen. Gel revire gidelim." Luna saçlarını düzeltti ve Ash'in ateşine baktı. Gayet normaldi. Dün geceden beri dört kez kusmuştu zaten, midesinin derdi neydi?

"Olmaz Luna. Dün herkes dramatik çıkışımı gördü. Şimdi 'bu da üzülüp hemen yataklara düştü' dedirtmem kimseye."

"Şu gururunun çeyreğini aşk hayatında kullansan-"

"Tek taraflı sevgiye aşk denmiyor Lia. Benimki bana kötü davranan birine karşı duyduğum ilgi o kadar. Hatta belki bu kadar yılın boşluğu yüzünden bile bağlanmış olabilirim. Yani, gururumun çeyreğini kullanabileceğim bir aşk hayatım olmadı."

"Tecrübeye bak be!" Ginny gelip saçlarını karıştırdı genç kızın. Gururla cüppesini düzeltti ve midesi yüzünden bükülen sırtını dikleştirdi. Saçlarının karıştırılması her zaman favori hareketlerinden biriydi.

"Ee, etrafımızda bu kadar aşk meşk olayı yaşanınca kapıyoruz bişeyler."

"Pardon? Ne aşkı bu etrafında dönüp dolaşan?" Lia aynanın karşısına geçip saçlarını bir kez daha düzeltti ve Ash'a döndü.

"Mesela sen ve Draco." Dedi gülümserken. Lia kızarmaya başlamıştı çoktan. Gururla cüppesinin yakalarını düzeltti ve Lia'ya döndü tekrar. Baş ağrısını bir süreliğine unutmuştu.

"O yüriyen ego yığını sarı salağa aşık olduğumu sanıyorsan çok yanılıyorsun Ash Estelle Bell!" Hışımla çantasını alıp kapıya yöneldi Lia.

Draco'dan hoşlanma fikri çok uçuk geliyordu genç kıza. Hoş çocuktu yalan yok ama, Draco, Lia ile çıkmazdı. Bu düşünceyle kaşları çatıldı. Draco, Lia'ya o yönde asla cevap vermezdi.

"Hadi kızlar geç kalıyoruz." Hermione saate bakıp çantasını sırtına taktı. Ash'a baş ağrısının geçmesi ve gözlerindeki kan çanağının yok olması için bir büyü fısıldadı ve hep beraber odadan çıktılar.

✨✨✨

"Bay Potter!" Severus'un sesi tüm sınıfta yankılanırken Harry korkuyla sıçradı. Onunla beraber dalan birkaç kişi de sıçramıştı. Uykusunu alamamanın verdiği mayışmışlık ile kısa bir süre etrafa bakınıp kendine gelmeye çalışmış ama başarısız olmuştu. Gözlerini ovaladı ve dikleşti. Karşısında Profesör Snape'i görünce gözlerinin içine doğru bakmaya başladı. Görüşü gittikçe uzaklaşıyor, uyku onu kucağına çekiyordu.

"Beni dinliyor musunuz Bay Potter?" Severus elindeki kitapları bırakırken Harry ile göz temasını kesmemişti.

Harry çaresizce etrafına bakındı ama kimse yardımcı olmamıştı. Merlinin sakalı, daha hangi derste olduklarını bilmiyordu! Kaç saat uyuduğundan bir haber Severus ile tekrar göz teması kurdu.

La Douleur Exquise | Harry Potter FanfictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin