Travma Triggers

222 27 5
                                    

Genç kız kafasını yavaşça Vaftiz babasından ayırıp burnunu çekti ve üzerine geçirdiği hırkasının kolunu uzatıp yüzünü sildi. Aynı şeyi Remus'a da yapmıştı. Hava inanılmaz sıcak olsa bile hırkayla dolaşıyordu, Remus belli bir dönem kendini kestiğini düşünmüş ama Ash kanıtlar nitelikte kollarını açıp bunu yapmayacağını inatla söylemişti. Dediğine göre, eğer bir gün intihar etmek isterse bunu kademe kademe değil, bir anda yapardı. Küçük ince çizikler bir halta yaramıyor gibiydi.

"Babanın seni böylesine bir tehlikeye atması sana ne hissettirdi Remus? Benim babam böyle davransa senin gibi başa çıkamazdım."

"Çıkardın Ash, ben alışıktım. Baban böyle biri olsaydı sende alışık olurdun." Remus dudaklarını birbirine bastırıp önüne döndü ve tekrar bağdaş kurup boş dolaba bakmaya başladı. Aile konusu, özellikle de babası inanılmaz kanayan yarasıydı. Ash'e bunu açıklayacak olması bir nebze onu rahatlatsa da içinde bir yerlerde hala çok acı çeken küçük beş yaşında bir oğlan çocuğu vardı. Annesinden hak ettiği ilgiyi, babasından görmek istediği sevgiyi alamamış, şiddetin baş misafir olduğu, kavga gürültünün eksik olmadığı bir ortamda büyüyen ve inanılmaz yaralar alan beş yaşındaki küçük oğlan çocuğu vardı.

Hogwarts'a gidene kadar gerçek sevgiden bir haber büyümüş, arkadaşlığın ve değer vermenin, önemsenmenin ne demek olduğunu bile bilmeyen biri olarak yaşamıştı. Şimdi aile yaşantısında inanılmaz sevgi gören birine bunu açıklaması ne kadar lazımdı ki? Ash empati yeteneği güçlü bir kızdı, evet ama yine de içinde bir yerlerde anlamlandıramadığı bir takım konular olacağı kesindi. Remus derin bir nefes alıp boynunu bükerek konuşmaya başladı.

"Arkadaşlarının ailelerinde var mı bilmiyorum, o konularla ilgilenen bir öğretmen olmadım hiç. Belki de bencilliğimden ama aynı şeyleri yaşayan bir başka çocuk görmek istemiyorum. Ona ne kadar yardımcı olabilirim ki sonuçta, değil mi?" Omuzlarını silkip devam etmek için yutkundu. Ağlamamaya çalışması Ash'in kalbini kırıyordu, içindeki bunca acıya rağmen hala bir başkası onun için üzülmesin diye ağlamamaya çalışması kesinlikle kalp kırıyordu.

"Hiçbir zaman, ne Potter ailesi gibi olduk ne de soylu Black ailesi gibi. Peter'in ev yaşantısını bilmiyorduk zaten ama ortalama bir aileye sahip bir kişiydi işte. Bell'ler ise; etliye sütlüye karışmayan, standardın çok üstünde bir aileydi. Büyücülük dünyasının en zengin ailelerinden birilerdi, eh tüm ebeveynleri Ravenclaw ve Gryffindor olan bir aileden de bu beklenirdi. Abraham Bell aynı Fleamont Potter gibi iksir ustasıydı. Ama onları zengin yapan bu değildi. Abraham Bell'in inanılmaz ince ticaret zekası onları hep zirvede tutardı." Ash dedesinden bahsedildiği için buruk bir heyecanla Vaftiz babasına çevirdi yüzünü. Ne annesinin ailesini ne babasının ailesini tanıyamamıştı, sadece fotoğraflardan görmüştü dördünü de.

"Ama sakın burunları dik insanlarmış gibi düşünme onları. Hayvandan insana, Muggle'dan Safkan'a kısacası yaşayan yaşamayan her şeye inanılmaz saygılı ve sevgili insanlardı. Her şeye olumlu bakmaları kesinlikle herkesin garibine gidiyordu. Baban belki de bu yüzden fedakar ve her halükarda sevgi dolu bir adamdı, bilemiyorum. Ama babasından ve annesinden gördüğü sevgiyle kendini yetiştirdiği çok aşikardı, işte bunu biliyorum."

Ash biraz yaklaşıp Remus'un suratına eğildi. Bir nebze, belki de babasının ailesine azıcıkta olsa bir kıskançlık sezmek için yüzünü incelemeye başladı. Remus tam anlamıyla onları anlatırken heyecanlanıyordu. Bir üzgünlük belirtisi yoktu, kıskanç değildi. Gözlerinde ki parıltıdan belli oluyordu, bu sadece imrenmeydi. Sadece onlar gibi ebeveyinleri olsun istiyordu, Damien'i kıskanmamıştı, ona imrenmişti.

"Babanın ailesi bana sahip çıkmıştı Ash. Hep, her zaman sahip çıkmışlardı. Greyback beni ısırdığında bile yanımdalardı. Babam eğer o aptal şeyleri söylemeseydi çok daha normaldim." Şimdi suratı kasılmıştı. Sinirle yumruğunu sıkıp dişlerini ısırarak kafasını kaldırdı, kirli sakallarına karışan gözyaşlarını umursamadan konuşmasına devam etti. "Annem zaten havada bir kadındı, bir oğlu var mı yok mu bilmeden yaşıyordu. Bir de ben ısırılınca iyice uçtu kafası. O garip Muggle ilaçlarından alıyor, tüm gün yataktan çıkmıyordu. Babam da Greyback'in onu da ısırmaması için ölene kadar saklandı. Beni, onun yüzünden ısırılan oğlunu tamamen unutmuştu."

La Douleur Exquise | Harry Potter FanfictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin