Happy Birthday Platinum

311 35 6
                                    

"Gitmiyor muyuz?" Genç kız kapıyı açar açmaz karşılaşacağı manzaranın bu olacağını biliyordu. Harry ona gülümseyerek hızlıca sarıldı ve havaya öpücük bırakarak geri çekilip içeri girdi. "Girseydin."

Genç kız gözlerini devirerek evin kapısını kapattı ve mutfağa ilerleyen genç çocuğun peşine takıldı. Elindeki hediye paketini orta sehpaya bırakıp mutfağa doğru ilerledi Harry. Ona doğru bakan Remus'a gülümsedi ve bir anda gördüğü manzaranın şokuyla anlamadığı olayı kavramak için hızla ikinci kez kafasını çevirdi.

"Sana ne oldu!?" Genç çocuk kafasını tekrar Remus'a çevirdiğinde Remus kıkırdadı ve son lokmasını da ağzına atıp gevelemeye başladı. "Dün gece dolunay vardı Harry."

"Dün gece buraya mı geldin?" Bir Ash'a bir Remus'a bakarak endişeyle seğiren gözünü ovaladı. Ash'a zarar gelme olasılığı anlık kalp krizine sebep olmuştu.

"Sabaha karşı geldi Harry. Seni neden bu kadar ilgilendirdi?" Her ikisi de Remus'u ilk defa yara bere içinde görmüyorlardı. Ama ilk defa Harry'in içine düşen zarar verebilme olasılığı yerini daha da belli etmişti. Her dolunayda kendini kaybeden vaftiz babasıyla beraber kalan bir kızdan bashediyordu.

"Bilmem. Bir anda öyle görünce.. Anlarsın, şaşırdım. Gece 'Acaba Remus yine dönüşmüş müdür?' diye sormak için gelmedim. Şaşırdım yani. Anlarsın." Harry tek eliyle ensesini tutup gözlerini Ash'ten çekti.

Kriz anlarında elini ensesine koyma alışkanlığı ona Ash'ten kalan, en farkedilmeyen mirastı. Genç kızda yanında getirdiği çantanın içinden hediye paketini çıkarıp masaya bıraktı.

"Ne aldın Harry?"

"Kutu." Genç çocuk umursamazca omuzlarını silkti.

"Onu görüyorum. İçinde ne var?"

"Hiç."

"Ne?"

"Boş o kutu."

"Draco'ya kutu mu aldın cidden?"

"Her şeyi olan bir çocuğa ne alabilirdim Esty? Ona hiçbir şey almayarak elindekilerinin kıymetini anlamasını sağlamak istedim."

"Hemen hemen hepimizin maddi durumu aynı. Bana hediye almıştın ama?"

"Draco'ya da mı orkide almalıyım?"

"Harry sana doğum gününde orkide mi aldı Ash?" Remus orkidenin ince anlamını bilen biriydi. Tam o an durumu çakmanın kıskançlığı ile Harry'e gözlerini dikti. Ne yani en yakın arkadaşlarımın çocuğu vaftiz kızıma mı aşık?

Harry kızarmış yanaklarıyla Remus'a bakıp gülümsedi. Remus ona istemeyerek göz kırptı ve önüne döndü. N'apmalıydı? Damien ne yapardı?

"Hayır Harry, yani benim seveceğim bir hediye bulmuşsun. Ona neden bulamadın?"

"Sen ne aldın?"

"Yüzük takımı."

"Ne?"

"Biliyorsun, Draco o tarz küçük şeylerden hoşlanıyor. Yılanlı yüzükler falan. Bende güzel bir yüzük takımı aldım."

"İyiymiş. Hadi gidelim." Harry gözlüklerini düzeltip genç kızı dikizlemeye çalıştı. "Ee?"

"Ne ee Potter?"

"Sen gece kıyafetlerin ile mi yattın?"

"Evet, sırrım bu. Pijamam yok." Remus ve Ash kıkırdayarak Harry'e bakmaya başladılar. "Gece koltukta uyuya kalmışım. Yoksa var pijamam sakin ol. Değiştirip geliyorum."

La Douleur Exquise | Harry Potter FanfictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin