O benim tek zaafımdı. Zaafıma bir zarar gelsin istemezdim. Oysaki ona en çok zararı veren yine bendim. Captain Hydra olarak Captain America'ya aşık olmuştum.
[Steve Rogers ✖ Antonio Morrone]
[MCU ile bağlantılı kısımları vardır fakat paralel bir evr...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
♦
Askerlerim verdiğim görevi yerine yine getiremediklerinde bu sefer bu oyunu ben bitirmek istedim. Görevin zor olduğunu biliyordum, Captain America'yı öldürmek kolay değildi ama bu kadar zor da olmamalıydı. Üst düzey askerlerimi bir aydır onu öldürmeleri için gönderiyordum ve sonuç koca bir başarısızlıktı.
Bu sefer ise farklı olacağından emindim. Bu işi askerelere bırakmanın bana sadece başarısızlık getirdiğini fark ettim artık. Bunu ben halledecektim. Steve Rogers'ı ben öldürecektim.
Fazla bir silah almadım yanıma. Adil bir dövüş olsun isterim. Silahımı belime yerleştirdikten sonra yanıma hiçbir askerimi almadan odadam çıktım ve hazırlanmış olan arabama doğru yürümeye başladım.
Yıllardır tek bir sebeple eğitilmiştim. Hydra'yı en üst yerlere getirmek için. Bu yolda çok çaba sarf ettim, çok çalıştım, tüm benliğimi ortaya koydum. Her şey güzel giderken yıllar önce ölmüş olan, daha doğrusu herkesin öldü olarak gördüğü adam, buzların arasından çıkıp gelmişti sağlam bir şekilde. Gelir gelmez ise tek hedefi olan Hydra'ya göz dikmişti.
Hydra benim için kutsaldı. Kim olursa olsun Hydra'ya bir zarar verecek olursa ne Arnim Zola gibi sakin kaldırdım ne de Red Skull gibi aptal davranırdım. Ben onlar değildim; onlardan daha zeki, onlardan daha güçlüydüm.
"Antonio, bu göreve tek gitmek istediğinden emin misin?"
Rhena, yardımcının sesini duyduğumda arabamın kapısını açıp bedenimi ona döndürdüm. Benim için endişelendiği belliydi fakat bu büyük bir hataydı. Onu sakinleştirmek için dudaklarıma varla yok arası bir gülümseme yerleştirdim.
"Merak etme, Rhena. Bu görev düşündüğünden de hızlı bitecek."
Gözleri her ne kadar bana inanmasa da kafasını salladı sadece. Yenileceğimi düşünüyorlardı, herkes. Captain America'ya karşı bir şansımın olmadığını söylüyorlardı belki de birbirilerine. O yüce Captain America'ydı sonuçta. Harika bir asker, iyi bir insan, süper güç bir adam, süper kahraman... Mükemmelliğin vücut bulmuş hâli.
Kafamı iki yana salladıktan sonra arabama bindim. Başarısız olmam için hazırda bekleyenler vardı, bunun farkındayım. Fakat bilmedikleri benim hırsım da burada geliyordu. Bana ne kadar çok 'başarısız olacaksın' deseler onu başarma oranım o kadar yükseliyordu.
Rogers'ın şu an çarşıda olduğunu biliyorum, genellikle az çıkar dışarıya. Avengers üstünden tek kalmayı daha çok seviyor gibi duruyor. Ya da hâlâ alışamadı buraya, bu yeni dünyaya. Alışamadan da geldiği yere gidecek olması...