BlaisexRon
Kızıl saçlı genç, terleyen ellerini pantolonuna sürerken hâlâ kovuğun kapısında sevgilisini bekliyordu.
İki gün önce sevgilisi ile anlaşıp tanıştırmaya karar vermişdiler. Eve geldikleri zaman ailelerine durumu açıklamış ve sırayla tanışmaya başlamışdılar.
İlk sefer Blaise'in, Weasley'lerle tanışması ile olacaktı. Eğer bu tanışma iyi geçer ise Ron, Zabini ailesi ile tanışacaktı.
.
. (Bir kaç dakika sonra)
."Nerde kaldın?! Annem neredeyse gelmeyeceğini düşünmüştü! Neyseki Ginny ve Luna olayı kurtardı. Yoksa bir daha birbirimizi göremezdik bile! "
Esmer tenli genç, karşısında telaştan saçları ile aynı rengi alan sevgilisine bakarken hafifçe gülümsemişti. Kendini beğendirmek için saatlerdir çiçek/çikolata/giyim ve kuşam işleri yapıyordu.
Bu kızıl genç, kendinde ne kadar değerli olduğunu biliyor muydu acaba?!"Üzgünüm güzelim. Yine de geldim! Hadi içeri geçelim, yoksa hasta olacaksın. "
"Offf, sana olan sinirim neden sadece 2 dakika sürüyor? " Diyerek sızlanıyordu, kızıl saçlı genç.
Esmer tenli ise ona bakınca sinirlenemiyordu bile!
Ron için bu bir ayrıcalıktı ona göre.Her neyse
.
.
."Merhaba bayan Weasley! " Esmer tenli genç hızlı ve heyecanlı bir şekilde karşısındaki kadına bakarken, tüm Weasley ailesi, onun bu haline sırıtıyordu...
İkizler ise akıllarına gelen 'muhteşem' şakayı uygulamak için odalarına doğru koşmaya başlamıştılar.
Luna ise sadece etrafına bakarak hülyalı bir şekilde gülümsüyor ve (arada sırada) önündeki dergiyi okuyordu.
"Ehm... Ne kadar zamandır Ron ile birliktesin? "
Bay Weasley, etraftaki nedeni belli olmayan sessizlikten kurtulmak için -adına yakışır şekilde- karşısındaki genç ile tanışmak için sorular soruyordu... Sanırsa biraz oluyordu? Hm?"Şey- biz- ehehe...
Bir süredir- yani şey 2 aydır falan yeni sayılır-
Ama çok yeni değil!
Yani birbirimizi gerçekten seviyoruz! Hahaha-""Blaise... Pfft- anlamışlardır bence. Sakinleşmeye ne dersin? "
Ginny karşısındaki gence kıkırdarken aynı zamanda en az abisi kadar tedirgin olması yüzünden onların kurduğu cümlelerini toparlamaya çalışıyordu.O da pek başarılı değildi açıkçası...
.
.
."GEORGE VE FRED WEASLEY! "
"BLAİSE! "
Uh... Şu an Weasley evinde ciddi sorunlar yaşanıyordu.
Tabii... Hâlâ kahkaha atan ikizler, olayı pek ciddiye almıyorlardı ama her neyse.
Uzun bir süre saçma sapan şeylerden konuşurken, Weasley ikizlerinin, bir kova buzlu suyu Blaise'in üstüne dökmesi ile bu saçma sohbetlerini kesmiştiler.
Ah, asıl problem ise- buzların bir kaçının hâlâ kovanın içinde oldukça sert olması ve onların Blaise'in kafasına düşüp onun bayılmasını sağlamasıydı...
Şu an St. Mungo'ya doğru yola koyulmaları ve ikizlerin (HÂLÂ) kahkaha atmaları ise olayı ayrı bir trajikomik yapıyordu.
Ron ise "umarım -benimle olan mutlu anıları hariç- tüm hafızası silinir ve bu şeyleri unutur... " diye düşünüyordu...
Cidden trajikomik kgdjglxtşjdıyşfştıdşykxşjgx
Weasley ailesindeyken hele ki ikizleri evdeyken bu tür şeyler yapmak pek sağlıklı bir fikir değil.
En azından kahve ile Blaise'i zehirlemediler. Kafası yarılması küçük bir problem sadece... Ehehehe