(Harry, Ron ile üvey kardeşler.
Ve Harry, Draco ile sevgili.)
(-Ron ve Draco iyi anlaşıyorlar.-)
(Öğlen 15.04 saatlerinde, Kovuk)
"Hey! Kalkın aptallar! "
Kızıl saçlı kızın sesi, tüm kovukta duyuluyordu.
Eh, abileri için uykularını bölecek kadar duyulmuyordu sanırsa?
"Agh! Ginny biraz sessiz olamaz mısın?! Rahatsız ediyorsun." Harry, yan tarafında yatan Ron'a bakarken, gözlüğü olmadığı için kim olduğunu anlayamamış ve Ron'un kafasına, kendi yastığını atmıştı.
"Harry! Dikkat ets-" Kızıl saçlı oğlan, erkek kardeşine yarı uykulu yarı sinirli bir suratla bakarken, gözlüğünü takmamış olduğunu ve Ginny'nin yan tarafta sırıttığını görmüş ve Harry'i azarlamaktan vazgeçmişti.
Tabii, aynı şey kız kardeşi için geçerli değildi.
"Ginny!" Dedi iki gençte, sinirli bir şekilde.
.
.
.
Harry, sonunda gözlüğünü bulup- takmış ve giyinmek için dolaba doğru ilerlemişti.
Ron ise hâlâ bir ayağı duvara yapışmış, bir ayağı da yataktan aşağı sarkmış şekilde yatıyordu.
"Ron kalk artık. Bugün Blaise ve Draco ile dışarda gezeceğiz. "
"Hığm... Tımığm,kalıyorum şimdi."
(10-15 dakika sonra)
Ve ikisi de sonunda hazırlanmış ve Hogsmeade yoluna koyulmuştular.
.
.
.
"Harry! "
"Draco! "
İki gençte, birbirlerini gördüklerinde sanki uzun zaman görüşmemişler gibi hasret gidermiştiler.
"Selam enişte. " Dedi Ron, Draco'ya doğru dönerek.
İlk zamanlar nerdeyse sırf kardeşi ile sevgili diye boğmaya çalıştığı kişi-
Şu an onun sadece eniştesi değil, arkadaşı da olmuştu.
"Selam dostum!" Sarışın genç ise onun Harry'nin kardeşi olduğunu bilmesine rağmen-
Bazen onu kıskanıyordu.
Sonuçta üvey kardeştiler!
Fakat bir süre sonra ikisi de birbirleriyle iyi geçinmeye başlamıştılar.
"Ron, Blaise! Biz Draco ile üç süpürgeye gidiyoruz.
Siz takılın. Birazdan geliriz. "
"Tabii ki Harry.
Siz gezin, biz Ron ile kenarda ki oturaklarda duracağız. "
"Tamam tamam.
Hadi Harry!
Gidelim artık. " Sarışın, sevgilisi ile hasret gidermek için giderken sonunda o kızıl kafa ve arkadaşının arasının yapmayı umuyordu.
"Görüşürüz! "
.
.
.
"Nerde kaldılar bunlar ya? " Blaise, kızıl kafalı çocuk ile sohbet ederken yavaş yavaş ona karşı olan hakimiyetini kaybediyordu.
Bu yüzden ardaşlarının hemen dönmesini istemeye başlamıştı.
"İkisininde uzun süre geleceklerini sanmıyorum.
Harry, en son birazdan geliriz dediğinde gece yüz üstü yatmıştı."
"Draco, bir keresinde Harry ile dışarı çıkmış ve 2 gün eve gelmemişti. Bay Malfoy'a neden gelmediğini anlatmak zorunda kalmıştı.
Hâlâ aklıma geldiğinde kendimi gülmemek için zor tutuyorum. "
"Pfft. O da bir şey mi?
Draco, beni Harry'nin yanında ilk gördüğünde sarılıyorduk. Sonra bu salak Harry onu aldatıyor zannedip 'Attan inip eşeğe binmişsin demek!' demişti.
Bende sırf ona gıcıklık olsun diye; Fred ve Harry sevgili diyip onu kışkırtmıştım. "
"Waow! Gerçekten çok sinsisin Weasley! "
"Slytherin'liler kadar olmasamda iltifatını kabul ediyorum. "
İkisi birbirleri ile gülüşürken Harry ve Draco, onları üç süpürgenin penceresinden izliyordu.
"Çok tatlılar. Umarım hemen sevgili olurlar. " Gözlüklü genç, bir elini yanağına yaslamış şekilde kardeşi ve arkadaşını izliyordu. Tanıştıkları zamandan beri Ron ve Blaise'in birbirlerine çok yakıştıklarını düşünüyordu. Şimdi ise bunun gerçekleşeceğine -neredeyse- emindi.
Sarışın ise aynı Harry gibi elini yanağına yaslamış, dışarıyı izleyen sevgilisini izliyordu.
Sevgili oldukları gün tüm Hogwarts'ı turlamış, herkese 'bu çoçuk artık benim, sürtükler!' bağırmıştı. Düşününce biraz komikti. Ama bu çocuk yanındayken aklı pek başında olmuyordu.
"Harry... " Sarışın genç, önündeki sevgilisine hayran hayran bakarken ağzını kapalı tutmaya çalışmıyordu. Fazla kapılmıştı sevgilisine.
"Efendim? " Harry, ona hayranlıkla ve yüzündeki çekici gülümsemesiyle bakan sevgilisine bakıyordu şimdi.
"Seni seviyorum... "
Gözlüklü genç, yanaklarının ısındığını ve kızardığını hissederken başını yine pencereye doğru çevirmişti.
"Bende... Bende seni seviyorum Draco. "
İkili birbirlerine hoş bir gülümsemeyle bakarken, Blaise ve Ron çiftleri birbirlerini vakumlamakla meşguldü.
Bu iki çiftte birbirlerine hayranlardı cidden...
Onları uzaktan mutlu bir şekilde izleyen Luna ve Ginny ise ellerini birbirlerine kenetleyip yollarına devam ettiler.
