İyi okumalar.....
Ezra duyduklarını sindiremiyordu.
Canından çok sevdiği babası ölüm fermanını imzalıyordu.
Üstelik tek bir söz hakkı bile tanımıyordu.Gözlerini yumup sakinleşmeye çalıştı.
Ama bir türlü sakin olamıyordu.
Gözlerini açıp öfkeyle babasına baktı.
" Baba sen ne dediğinin farkındamısın ?
Nasıl böyle söylersin?"Ferzan ağa gözlerini yere dikip derin bir soluk çekti içine.
Oda farkındaydı verdiği kararın.
Kim isterdi ki canını bile vereceği evladını bir berdel uğruna kurban etmeyi.
Gözlerini dokunsan ağlayacak kızına çevirip zorlukla konuştu."Kabul etmezsen abin ölecek !
Hancıoğullarının şakası yok .
Ne yapar eder öldürürler Berzanı."Sona doğru çıkan çaresiz sesi Ezrayı da çıkmaza sokmuştu.
Oda asla izin vermezdi abisinin göz göre göre öldürülmesine.
Ama bu evliliği kabul ederse diri diri gömülecekti soğuk toprağa.
Hoş toprağa gömülmek o an daha cazip geldi gözüne.
Yanaklarından damlayan yaşlar boynuna ulaşıyordu.
Uzun bir süre sessiz kaldı.
Ne kadar canı yansa da kabul edecekti.
Abisi yaşasın diye.
İki gencecik can hayat bulsun diye."Tamam baba öyle olsun." Kuru çıkan sesi babasının da içini burkmuştu.
Ama bir şey diyemedi kızına.
Sıkı sıkı sarılıp da , ben senin arkandayım kızım diyemedi.
Seni kimse benden alamaz diyemedi.Yüzünü cama dönüp yüreği ezile ezile kızının gitmesini bekledi.
Ezra arkasını dönen babasıyla gözlerini kapattı sıkıca.
Aldığı nefes bile yakıyordu artık canını.
Sessiz bir şekilde arkasını dönüp çıktı odadan.
Odasına geçip bu gece tabutu olan yatağa girdi usluca.
Tek şey istemişti hayatta.
Sevdiği adama gelin olmak.
Her baktığında daha çok sevmek.
Şimdi sevmediği bir adama mı gelin olacak.
Her şeyiyle öfkeyi temsil edip zerre sevgi kırıntısı taşımayan adamamı ?Gözlerini boş tavana dikip tek bir şey diledi son kez.
Ya al canımı ya da sevdir gözü kara adamı bana.***************
Mirza sert adımlarla konağa girmiş , zaman kaybetmeden babasının odasına çıkmıştı.
Serhat ağa odaya destursuz giren oğluyla ayağa kalktı.
Kalkarken kalbine bir ağrı saplanmıştı.
Elini kalbine koyup oğluna döndü.
"Bu ne saygısızlıktır Mirza ağa.
Ne zamandan beridir adabı unuttun."Babasının sert çıkan sesine aldırmadan akıttı yüreğinde olan bütün zehiri.
"Bu evlilik asla gerçekleşmeyecek.
Ben sevmediğim bir kadını karım yapmam.
Olduki yaptım ona kocalık etmem." Söyledikleriyle iyice sinirlençişti Serhat ağa."Ben istermiydim böyle olsun oğlum.
Benim tek isteğim seninde kardeşlerininde mutlu olmasıydı.
Ama şimdi evlatlarımdan biri mezara girecek.
Benim bunu kaldıracak bir yüreğim yok.
Peki ya sen?
İzleye bilecekmisin kardeşinin ölümünü ?"
Mirza afalladı bir anda.
Sahi kabul ede bilirmiydi ilk göz ağrı kardeşinin ölümünü.
Ya kardeşi ölecekti gözlerinin önünde yada kendisi bir ölüden farksız olacaktı.
Gözlerini yenilgiyle kapatıp yumruklarını sıktı.
"Sana yeminim olsun Serhat ağa.
Bu evlilik er yada geç bitecek.
Ben sevmediğim bir kadını yanımda barındırmam."Mirza son sözlerini söylemiş sonrada hızlıca çıkmıştı odadan.
**********
Ertesi gün aşiret toplanmış Ezrayla Mirzanın yüzükleri takılmıştı.
Mirza sürekli gözlerini parmağına dikiyor , yüzüğün birer kelepçe olduğunu düşünüyordu.Düşüncelerinden sıyrılmasına neden olan şey daha dakikalar önce nişanlandığı kızın çığlıklarıydı.
Her kes neler olduğunu anlamaya çalışırken Ezra büyük , siyah bir arabaya bindirilmiş kaçırılıyordu.
Mirza çaresizce yardım isteyen kıza baktı.
Sonra öfkeli gözleri Ezranın kafasına silah dayayan adama kaydı.
Mirza ilk kez damarlarındaki kanın çekildiğini hissetdi .
Zaman alehine işliyor karısı olacak kadın kan davasına kurban gidiyordu.
Bölüm nasıldı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EZRA (GÜZEL SEVENLER SERİSİ)
Roman pour Adolescents""Yeter"" diğe bağırdı siyah harelerini büyük bir öfke sararken. ""Bu bizim kaderimiz !"" Yeşillerinden damlayan her bir damla yüreğine batarken oda bağırdı. ""Anlamıyormusun bu bizim kaderimiz değil mecburiyetimiz !"" kapak yapımı @writ...